İmam Hamaney’in açıklamalarında kame vurmanın şeriata aykırılığı

Rate this item
(0 votes)

Haram ve sakıncalı işlerden sakınmanın zamanı gelmedi mi?

İmam Hamaney’in açıklamalarında kame vurmanın şeriata aykırılığı


Son üç dört yıl içinde Muharrem ayı yas merasimleriyle ilgili olarak bazı gizli eller hatalı ve yanlış şeyleri toplumumuzda yaydılar, bu durumdan dolayı ben çok üzgünüm... Örneğin önceki yıllarda sıradan halk arasından bazıları yas ve matem günleri bedenlerini kilitliyorlardı! Elbette bir müddet sonra ulema ve kanaat önderleri bu işi yasakladılar ve bu yanlış gelenek ortadan kaldırıldı… Kame vurmak (kılıç, hançer ve benzeri şeylerle başın üst kısmına vurarak yaralamak) olayı da bu işlerdendir. Hilaf ve aykırı işlerdendir.[1]

İmam Hamaney’in açıklamalarında kame vurmanın şeriata aykırılığı


1. Kame vurmanın mahiyeti

a) Uydurma ve birileri tarafından icat edilen bir şey

Kame vurma, uydurma geleneklerdendir. Dinle alakası olmayan işlerdendir ve hiç şek yok ki Allah bu işin yapılmasından razı değildir.[1]

b) Bu işin bidat olması

Ben gerçekten çok düşündüm ve gördüm ki kesinlikle hilaf ve bidat olan bu konuyu –Kame vurmayı- değerli halkıma söylemeliyim ki ben bu işten razı değilim.[2]

c) Şia mezhebinin aşağılanma ve hakarete uğrama sembolü

Ben halkın şehitlerin efendisi Hz. Ebu Abdullah Hüseyin’e (a.s) olan ihlâs ve muhabbetinin dünya halkları arasındaki konuşmalarda nasıl cefa edildiğini görmekteyim… Hiçbir dini temeli olmayan bazı amellerin kötü niyetli düşmanların ellerine nasıl bahane verildiğini ve bunun vesilesiyle – Allah’a sığınırım- İslam ve Şia mektebini hurafe bir mektep olarak tanıttıklarına şahit olmaktayım.[3]

d) Yas meclislerinin mısdak ve sembolü olmayan kame vurmanın hurafe olması

Bir grup kişinin ellerine kame alarak başlarına vurması ve kanlarını akıtması çok yanlış bir iştir. Bu işleri ne için yapmaktadırlar? Bu hareketin neresinde yas ve matem var? Elbette ellerle başlara vurmak bir çeşit yastır. Sizler defalarca görmüşsünüzdür ki bir kimsenin başına bir musibet gelirse başına ve sinesine vurur. Bu normal bir yas meclisinin nişanesidir. Ama sizler şu ana kadar bir kimsenin en yakınının başına gelen bir musibetten dolayı eline kılıç alıp başına vurarak başından kanlar akıttığını gördünüz mü? Bu işin neresi yastır?![4]

 

2- Kame vurmanın eser ve kötü yansımaları

a) Şia çehresinin karalanması

İslam toplumunun seçkin fertleri yani; Ehl-i Beyt (a.s) muhipleri toplumu ki Veliyi Asr İmam Zaman (ruhlarımız ona feda olsun) adıyla, İmam Hüseyin (a.s) adıyla ve Emire’l Mümininin (a.s) adıyla iftihar eden bizler, dünya Müslümanları ve gayri Müslimler arasında karalanmamıza, mantıksız hurafe sahibi kişiler olarak tanıtılmamıza sebep olan işlerden kaçınmalıyız.[5]

b) Kame vurmanın düşmanlar tarafından Şia aleyhindeki propagandalarda kullanılması

Hz. Zehra’nın (s.a) ciğer paresi için yapılan yas meclislerinin mutaassıp, sömürgeci şeytani düşmanlar tarafından nasıl kötü bir tebliğinin yapıldığını görmekteyim. Hiçbir dini temeli olmayan bazı amellerin kötü niyetli düşmanların ellerine nasıl bahane verildiğini ve bunun vesilesiyle – Allah’a sığınırım- İslam ve Şia mektebini hurafe bir mektep olarak tanıttıklarına ve aynı şekilde İran İslam Cumhuriyetine olan kin ve düşmanlıklarını bu şekilde aşikâr ettiklerini müşahede etmekteyim.[6]

Komünist Rusların alt kademelerde bulunan ellerinin altındakilere emirleri; Müslümanların namaz kılmamaları, cemaat namazı teşkile etmemeleri, Kur’an okumamaları, yas meclisleri tutmamaları ve hiçbir dini faaliyetlerde bulunmamalarıydı, sadece kame vurmalarına izin verilmişti! Neden? Çünkü kame vurmak onlar için din ve Şia’nın aleyhine kullanacakları güzel bir araçtı. Her nerede hurafe olursa orada halis din kötü nam sahibi olur.[7]

c) Şia mektebinin korunması için geçmişteki büyüklerin fedakârlıklarının zayi olması

Muhip ve halis Şii ki Aşura günü başına ve yüzüne kamelerle vurmaktalar, hatta en küçük çocuklarını bile kanlara bulamaktadırlar, acaba bu kişiler bu amellerinden dolayı İslam ve Şia mektebini karalamak için can atan ayıp peşinde koşan binlerce kötü amaçlı kişilerin ellerine düşmanlıklar için bahane verdiklerinden dolayı razı olurlar mı? Acaba bu amelleriyle on binlerce gönüllü âşığın İslam ve Şia mektebine izzet kazandırmak için akıttıkları kanlarını zayi mi etmek istiyorlar?[8]

 

3- Kame vurmakla mücadelenin zorunluluğu

Biliyorum ki bir grup çıkıp şöyle diyecek: “Falan kişinin (yani rehber) kame adını anmaması haktı.” Ve “Neden kame vuranlara karışıyorsunuz? Birileri vuruyor, bırakın vursunlar.” Hayır, bu yanlış iş karşısında sessiz kalınamaz. Eğer savaştan (İran- Irak savaşı kastedilmektedir) üç dört yıl sonra toplumda yaygınlaştırılan bu kame vurmayı imam Humeyni döneminde yaygınlaştırsaydılar kesinlikle imam onların karşısında dururdu.[9]

a) Kame vurmanın yayılmasına sebep olan etkenlere teveccüh

Bu iş kesinlikle aykırı bir iştir. İmam Hüseyin (a.s) buna razı değildir. Bilmiyorum hangi yöntemle ve nereden bu şaşırtıcı ve aykırı bidatları İslam toplumuna sokmaktalar?[10]

b) Geçmiş ulemaların bu işe karşı çıkmamalarının sebebi

Geçmiş ulemaların elleri bağlıydı. bu işin yanlış ve aykırı bir iş olduğunu diyemiyorlardı. Bugün İslam’ın hâkimiyeti ve İslam’ın şahlanışının günüdür.[11]

c) Kame vurmanın sosyal zararlarının önceliği vardır

Geçmiş ulemaların bazılarından nakledilen şey; eğer bu işin zararı olmazsa yapılabilir olduğudur. Acaba dünya insanlarının düşüncesinde Şia’yı küçük düşürmek zarar değil midir? Acaba Şiaların Peygamberin (s.a.a) mazlum ailesine karşı besledikleri aşk ve muhabbeti ve özellikle onların şehitlerin efendisi olan İmam Hüseyin’e olan hadsiz hesapsız ilgilerini kötü göstermek zarar değil midir? Hangi zarar bundan daha büyüktür?[12]

d) Kame vurmanın Günümüzde tezahür bulması ve umumileşmesi

Eğer bir kimse kame vurmak için tezahür ederse ben kalben ondan razı değilim!!![13]

Eğer kame vurmak kapalı kapılar ardında gizli bir şekilde ferdi olarak gerçekleşse, haram olan zarar ölçüsü sadece bedene zarar vermesiyle sınırlı kalır, (yani bedene zarar verildiği için haramdır aleni yapılmasa bile.) ancak bu işi gözler önünde, kameralar karşısında, düşman ve yabancıların karşısında ve hatta kendi gençlerimizin gözleri önünde yaptığımız da işte o vakit haram olan zarar ölçüsü sadece cismi ve ferdi olarak sınırlı kalmaz bilakis İslam ve Şia’nın yüzünün suyunu dökmekle ilintili olarak büyük propaganda zararıyla da karşı karşıya kalınmış olunur. Bugün bu zarar çok büyük ve kırıcıdır, bundan dolayı aleni bir biçimde tezahür ederek kame vurmak haram ve yasaktır. (yani iki haram söz konusudur; bir bedene zarar verme, iki aleni yapıldığından dolayı mektebe ve İslam’a zarar verme haramı -tabi ki ikincisi son derece tehlikeli ve sakıncalıdır-)[14]

Bir zamanlar aleni bir biçimde kame vurma hakkında bazı açıklamalar yapmıştım. Köşe bucaktan bazı sesler yükselmiş bunun İmam Hüseyin’in (a.s) yas ve matemine muhalif olduğu açıklamalarında bulunmuşlardı. Hayır asla! Bu yas ve matemin hilafına bir durum değildir, bilakis İmam Hüseyin’in (a.s) yas meclislerinin zayi olmasına muhalefettir.

 

5. Kame vurmanın tezahür edilmesinin haram olmasının ilan edilmesine tepkiler

Bize göre kame vurmak kesin olarak şeriata aykırıydı ve aykırıdır. Bunu biz ilan ettik ve büyüklerde bunu himaye ettiler...[15]

 

ABNA.İR

[1] - Aynı toplantıdaki açıklamaları

[2] - Aynı toplantıdaki açıklamaları

[3] - Erdebil Cuma imamı hüccetü’l İslam ve’l Müslim’in Meruc’un yazdığı mektuba cevabı. 03.27.1378 (1999)

[4] - “Kehgiluye ve buvey Ahmet” şehri ulemasını kabul ettiğinde yaptığı açıklamalar Muharrem ayı öncesi 3.17.1373 (1994)

[5] - Aynı toplantıdaki açıklamaları

[6] - Erdebil Cuma imamı hüccetü’l İslam ve’l Müslim’in Meruc’un yazdığı mektuba cevabı. 03.27.1378 (1999)

[7] - Mukaddes Meşhed kentinde İmam Rıza’nın (a.s) türbesinin imam Humeyni sehninde büyük bir halk kitlesine yaptığı konuşmada. 01.01.1376 (1997)

[8] - “Kehgiluye ve buvey Ahmet” şehri ulemasını kabul ettiğinde yaptığı açıklamalar Muharrem ayı öncesi 3.17.1373 (1994)

[9] - Kehgiluye ve buvey Ahmet” şehri ulemasını kabul ettiğinde yaptığı açıklamalar Muharrem ayı öncesi 3.17.1373 (1994)

[10] - Aynı toplantıdaki açıklamaları

[11] - Aynı toplantıdaki açıklamaları

[12] - İmam Hamaney’in Erdebil Cuma imamı hüccetü’l İslam ve’l Müslim’in Meruc’un yazdığı mektuba cevabı. 03.27.1378 (1999)

[13] -“Kehgiluye ve buvey Ahmet” şehri ulemasını kabul ettiğinde yaptığı açıklamalar Muharrem ayı öncesi 3.17.1373 (1994)

[14] - Aynı toplantıdaki açıklamaları

[15] - Kum halkını kabul ettiğinde yaptığı konuşmalar. 10.19.1386 (2007)

Read 2199 times