Bismillah... İlk kıblemiz olan ve Yüce Allah'ın çevresini bereketli kıldığı Mescid-i Aksa'nın bugün herzamankinden daha çok tehlikede olduğu bir dönemde Dünya Kudüs Günü'nü idrak ediyoruz.
“Kudüs Günü İslam’ın Günüdür”
Kudüs'ün ve Mescid-i Aksa'nın biz Müslümanlar açısından önemini anlamak için , Yüce Kitabımız Kur'an -ı Kerim'in ayetlerine ve Hz. Rasulullah Efendimiz (saa)'in hadis-işeriflerine bakmak yeterlidir. Bilindiği gibi Kur'an'da yer alan Mekki sureler , İslam akidesinin açıklandığı surelerdir. Kudüs'ün Mekki surelerde ele alınmasının nedeni , bu bereketli toprakların insanların içinde , vicdanlarında yaşadığının ve İslam Ümmeti'nin geleceğinde varolacağının ilanıydı. Mekki surelerle imanın zirvesine ulaşan sahabenin , Mescid-i Aksa ile arasında derin ,kalbi ve büyük bir akidevi bağ oluşmuştu. Bu Mekki sureler sahabeye ve tüm müslümanlara : '' Sizler nebilerin mirasının gerçek ve meşru mirasçılarısınız , Kudüs sizin toprağınızdır, bu bereket sizindir, Mescid-i Aksa sizin mescidinizdir.'' şuurunu aşılamıştır. İslam tarihine baktığımızda Kudüs ve Kudüs'le bağlantılı olan topraklar dışında , Müslüman topraklarının hiçbir parçasında dünya çapında daimi bir mücadele olmamıştır. Bu mücadele bugün tüm hızıyla ve büyük bir inançla devam etmektedir. Filistinli kardeşlerimiz , bugün canları ve malları pahasına da olsa Kudüs'ü ve Mescid-i Aksa'yı korumakta , zalim İsrail karşısında şanlı bir direniş göstermektedir. Peki bu mücadelede bizlere hangi görevler düşmektedir?
Bilindiği gibi mübarek Ramazan ayı Kur'an'ı Kerim ve Kudüs'ü Şerif ayıdır. Ramazan'ın son cuması tüm dünyada müslümanlar ve vicdanlı insanlar tarafından Dünya Kudüs Günü olarak kutlanmaktadır.Rahmetli İmam Humeyni'nin İslam Ümmetine ve tüm insanlığa hediye ettiği bu gününüzü tebrik ediyorum.
Bu ümmetin kurtuluşu , İslam'ın yükselişi ve dünyada adalet devletinin kuruluşu Kudüs'ün ve Mescid-i Aksa'nın işgalden kurtarılmasına , zalim ve gaddar Siyonist İsrail Devleti'nin ortadan kaldırılmasına bağlıdır. Eğer biz Müslümanlar Kudüs'ü özgürlüğüne kavuşturmazsak ; Afganistan ,Pakistan , Irak , Çeçenistan, Karabağ, Patani, Arakan ,Yemen gibi ülkelerde devam eden işgalleri ve zulümleri sona erdiremeyiz. İşgal edilen tüm İslam topraklarının kurtarılmasının olmazsa olmaz şartı , Kudüs'ün Siyonist Rejim'in işgalinden kurtarılması ve Ortadoğu'da bir kanser tümörü olarak duran İsrail'in ortadan kaldırılmasıdır. Tüm din mensuplarının ve insanlığın huzur içerisinde yaşamasının yolu ; İsrailsiz bir dünyadan ve özgür Kudüs'ten geçmektedir. Ayrıca Kudüs dahil dünyadaki tüm kutsal mekanlar , yeryüzünde Allah'ın hükümlerini uygulayan , adil ve vahye dayanan salih idareciler tarafından yönetilmelidir. Yeryüzüne salih kulların varis olacağını Cenab-ı Hak Kuran'ında hükme bağlamıştır.Selam olsun Allah'ın o salih kullarına...Rabbimiz bizleri de o salih kulların zümresine dahil eylesin inşaallah....
Allahu Teala , Peygamber Efendimize bu kutsal mekanı teslim etmek ve bu yerlerin kıyamete kadar O'nun ve ümmetinin elinde kalmasını temin etmek için , O'nu İsra ve Mirac vasıtasıyla alıp oraya götürmüştür. İsra olayında bir devir-teslim merasimi vardır. Cenab- ı Hak (cc) ,İsra ve Mirac gecesinde bu mekanı , bütün peygamberlerin ruhlarının şahitliğiyle Rasulullah(saa)'a teslim etmiş , O da bu mübarek şehri ümmetine bir miras olarak devretmiştir. Müslümanlar Mekke'de ve 16 ay boyunca Medine'de namazlarını Mescid-i Akasa'ya yönelerek kılmışlardır.
Mescid-i Aksa'nın ve Kudüs'ün esaret altında olduğu bu dönemde , kendimize yöneltmemiz gereken can alıcı soru şudur : '' Biz Müslümanlar nerede hata yaptıkta bu zillete düçar olduk?''.
Biz Müslümanlar ne zamanki dünyaya meylettik , Kitabımızın hükümlerini çiğnedik , Ehl-i Beyt'e sarılmadık , işte o zaman elimizdeki maddi-manevi tüm nimetleri kaybettik . Halbuki Peygamber Efendimiz , hem dünya sevgisi hem de Ehl-i Beyt-i konusunda bizleri uyarmıştı. Fakat bizler bu uyarılara kulak asmadık.
Son yılların en önemli sorunlarından biri , sorumsuz ve sınırsız dünyevileşmedir, bu dünyevileşme , mal-mülk-makam hırsı toplumları felakete sürüklemektedir. Kalplerimiz puthaneye dönmüştür. Halbuki kalplerimizin Beytullah olması gerekmektedir.
İşte bugün Mescid-i Aksa'yı özgürlüğe kavuşturmanın yolu; başta nefsi emmaremiz olmak üzere ilahlaştırdığımız ve bizleri Allah'a giden yoldan alıkoyan herşeyden yüz çevirerek , alemlerin Rabbi olan Yüce Allah'a kayıtsız şartsız teslim olmaktan ve Rabbimizin '' dağılmayın , parçalanmayın , bölük bölük olmayın , Allah'ın ipine sımsıkı sarılın , ümmet-i vahide şuuruyla hareket edin '' şeklindeki emirlerine uymaktan geçmektedir.
Siyonist İsrail Devleti , Filistinlileri Kudüs topraklarından atmak için binbir türlü zulüm ve hilelere başvurmaktadır. Eğer işgal devletinin bu vahşice uygulamalarına dünya kamuoyu ve Müslümanlar böylesine sessiz kalmamış olsaydı o , bu tür uygulamalara asla cesaret edemezdi. Kudüs ahalisi , işgale karşı direniş noktasında yalnız bırakılmış , Müslümanların geneli kendi meşguliyetlerine düşmek sureti ile onları terk etmiştir. Ne var ki, Kudüs ahalisi her gün direnişine devam etmekte , bu kutsal şehri tüm zorluklara rağmen ısrarla terketmemektedir.
Kudüs Halkı , işgal devletinin acımasızca uygulamaları karşısında İslam Dünyası'nın yardım ve desteklerine ihtiyaç duymaktadır. Bizlerde Filistin halkına destek olmalı ve bu direnişte yalnız olmadıklarını hissettirmeliyiz.
kudüsgünü