Print this page

Allah'a Karşı Suizan

Rate this item
(0 votes)
Allah'a Karşı Suizan

 İlk suizanda bulunan varlık Şeytandır. O, Allah'ın fiilini kötü ve yanlış bildi... Rivayette şöyle geçer; "Şeytan 6 bin yıl her gökyüzü tabakasında bir yıl Allah'a itaat etti ama Allah'ın fiiline kötü zanda bulunup itaat etmeyerek suçlu duruma düştü." Bunun için Suizan Şeytan'ın bir sıfatıdır.

 Bu konu oldukça fazla araştırılma gerektiren bir konudur. Kötü düşünce ve suizannın kökleri nelerdir? Neden bazıları Allah'a suizanda bulunur?

 Bir imtihan ve bela anında Allah’a suizanda bulunurlar; insanların çoğu bu günaha müpteladırlar. Belalar ve musibetler Allah'ın İmtihanıdır.

 “İnsanlar imtihandan geçirilmeden sadece iman ettik demeleriyle bırakılacaklarını mı sandılar.” Ankebut/2

 Bazıları Allah'ın imtihanını doğru bir şekilde anlayıp tahlil edemiyorlar. Bu yüzden suizanda bulunuyorlar. Dr. Refii şöyle anlatır:

 "Bir gün İmam Rıza'nın (a.s) türbesine gitmiştim. Haremin bahçesinde bir genç yanıma geldi ve şöyle dedi:

 'Ben eskiden Ehl-i Beyt meddahıydım. Ehl-i Beyt hakkında çokça meddahlık yaptım; mersiye ve sinezen okudum. Bir süre önce de Kerbela’ya kafile götürdüm. Kırk kişiydik ve otobüsle yola çıktık. Bu yolculuktan maneviyat kazanmak için çok çalıştım. Allah’ın rızasını kazanmak için doğru bir şekilde mersiye ve ağıtlar okumaya çabaladım. Kerbela ve Necef ziyaretimizi tamamladık. Derken dönüş yolunda trafik kazası geçirdik. Bütün yolcular kazayı sağ salim atlattı ama o kırk kişi içerisinden yalnızca ben sağlığımdan oldum; artık yürüyemiyorum. O günden beri Allah’a karşı kötü düşüncelere kapıldım. Peki ben ne yapmıştım ki başıma bu olay geliverdi? Bu yolcular arasında öyle ciddiyetsiz, şımarık insanlar vardı ki hatta bazıları ibadetlerinde özensiz ve bazıları da günah işlemekten çekinmeyen insanlardı. Ama ben onların hepsinden daha fazla dikkat ediyordum. Bütün dikkatimi ziyarete vermiştim layıkıyla ibadet yapmaya çalışıyordum. Onlara mersiye ve ağıtlar okuyordum. Neden sadece ben bu şekilde oldum? Ben ne günah işledim ki bu musibetler benim başıma geldi?

 O şahsa dedim ki; 'Ben sana bu kadarını söyleyeyim; imtihan, musibet ve bela birkaç kısımdır. Bazıları günahkarlar ve kafirler içindir. Günah işleyen ya da hata yapan insan imtihan edilir. Onun için bir uyarıcıdır, doğru yola yönelsin diye. Bazıları müminler içindir; çünkü Müminlerin Allah katında dereceleri vardır. Bu imtihan ve belalar müminlerin Allah katındaki derecesini yükseltir. İmanının gelişmesine ve yücelmesine sebep olur. Bütün peygamberler, Hz. Eyüp, Hz. Yusuf, Hz. Yakup hepsi zorluklar çekmiştir.

Kerbela'da İmam Hüseyin'in başını bedeninden ayırdılar. Evlatları ve yarenleri şehit oldu. Acaba İmam Hüseyin bir hatamı yapmıştı? İmtihana tabi olan ve musibet gören her insan günahından ya da hatasından dolayı yaşamaz bunları. Allah sadece günahkarları değil evliyaları da imtihan eder.

 Yahudi bir şahıs Hz. Ali'nin yanına gelir ve der: 'Ey Efendim! Vasilerde imtihan edilir mi?' İmam şöyle buyurur: 'Evet, evliyalar, vasiler ve enbiyalar hepsi imtihan edilir. Kimisi servetle Hz. Süleyman gibi, kimisi fakirlikle Hz. Eyüp gibi. Bazısı elindeki imkanlar alınarak imtihan edilir. Allah Hz. Musa’ya 38 çocuk verdi ama İmam Rıza'ya 48 yıl bir çocuk bile vermedi. 48 yaşındaydı İmam Cevad ona verildi ve o İmam Rıza’nın tek çocuğuydu.

 Hz. İmam Hüseyin'in çocukları ve yârenleri Kerbela'da şehit edildi. Allah sadece İmam Zeynel Abidin'in kalmasını istedi bu tesadüf ve cebir değildir. İnsan vazifesini yerine getirir ve Allah'ın İmtihanı kabul ederse yüce mertebelere ulaşır.'

 Sonra Hz. Ali (as) o Yahudi’ye şöyle der: '14 defa imtihana tabi tutuldum. 7 defa peygamber zamanında 7 defa peygamberin vefatından sonra.

 Allah Davut peygambere şöyle buyurdu: 'Sana cennette seninle aynı terazide olacak birini tanıtmamı ister misin?' Bazen insan cennette peygamberle olabilir ama onun derecesinde olamaz. Davut peygamber 'evet' dedi. Şöyle hitap geldi: 'Git falan semtte falan kadının yanına o hem cennetliktir hem de senin derecendedir.' Kimdir ki hem cennetlik olsun hem de Davut Peygamber ile aynı derecede olsun. Hz. Davut gitti, o kadını buldu ve sordu: 'Yaptığın amelini bana açıklar mısın? Hangi ameli işledin ne yaptın anlatır mısın?'

 Peygamber şöyle der: 'Bu kadının özel bir ameli yoktu. Normal bir insan, benden farklı değil. Vacip amelleri yerine getiriyor, hatta müstehap amel bile çok fazla yapmıyordu. Kendi kendime nasıl oluyor da bu kadın cennette benimle aynı derecede olur dedim. Kadına: 'Biliyor musun Allah seni cennette benimle aynı derecede karar kıldı.' Kadın: 'Evet, bana da söyledi.' Hazreti Davut: 'Nereden biliyorsun? Nasıl bu makama ulaştın?' diye sorunca kadın: 'Sebebi şudur; yaşantımda karşılaştığım her duruma şükür ettim. Fakirlik görsem şükrettim, servet sahibi olsam şükrettim. Allah neyi benim için istediyse ona şükür ettim. Hiçbir zaman suizanda bulunup isyan etmedim.'

 Ehlader/Üstat Dr. Refi'i

Read 940 times