‘İslam Karşıtlığı, Amerika’nın Değişmez Politikasıdır’

Rate this item
(0 votes)
‘İslam Karşıtlığı, Amerika’nın Değişmez Politikasıdır’


İmam Hamanei, İran’ın Amerika politikalarına karşı çıkması nedeniyle yaptırımla tehdit edildiğine işaretle, İslam karşıtlığı, İran karşıtlığı ve Şii karşıtlığının Amerika’nın bu günkü vazgeçilmez politikası olduğunu vurguladı.
 
 
Aziz İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in (s.a.a) biset yıldönümüyle eşzamanlı olarak nizamın yetkilileri, İslam ülkelerinin Tahran’daki büyük elçilileri ve bir gurup şehit ailesinin kabulünde bir konuşma yapan İmam Hamanei, iki akım olarak “biset” ve “cahiliyet” akımlarının günümüze kadar süregeldiğine işaretle, ilahi peygamberler vasıtasıyla hidayete ermiş aklaniyet, biset akımının temel özelliğini oluştururken, şehvet ve gazabın ise cahiliyet akımının temel özelliğini oluşturduğunu belirterek şöyle dedi: İslam ümmetinin bu günkü en önemli vazifesi, Amerika’nın öncülük ettiği cahiliyet akımına karşı durmaktır. Biset akımının öncüsü olarak İran İslam Cumhuriyeti, yüce İmam’ın (r.a) açtığı çığırda hiçbir güçten kaygı duymadan yoluna devam edecektir.

Aziz İslam Peygamberinin (s.a.a) bisetini, İslam ümmetine ve İran milletine tebrik eden İmam Hamanei, Kuran ayetlerine istinaden, derin içerikli biset kavramını ele aldı ve şöyle dedi: Biset; diriliş bayramı, ilahi fıtrata dönüş günü ve “aklaniyet, hürriyet, adalet ve Allah’a kulluk” ile birlikte olan hayattır ve ilahi peygamberlerin vazifesi, yüce Allah’ın emirleri ve tevhit çerçevesinde insanları bu temiz fıtrata ve akletmeye doğru hidayet etmektir.

İnsanlığın bisetin öğretilerine olan daimi ihtiyacına temasla, cahiliyet akımını bisetin karşıt cephesi olarak değerlendiren İmam Hamanei, şöyle devam etti: Cahiliyet akımı, İslam Peygamberinin (s.a.a) dönemine ait değildir, belki peygamberler vasıtasıyla hidayete erişmiş olan düşünceye karşı devam ederek gelen bir akımdır ki bu günde, bilim ve teknolojiden yararlanarak yeni bir formatta zuhur etmiştir.

Cahiliyet akımının temel belirgin özelliklerinin şehvet, öfke ve nefsani isteklere düşkünlük olduğunu vurgulayan İslam İnkılabı Rehberi, “Cahili cephenin icraatının neticesi, insanlığın sürekli olarak acı, çile ve aşağılanma içinde olması, milyonlarca insanın katledilmesi, milletlere ait kaynakların talanı, bozgunculuk ve fesat olmuştur ki iki dünya savaşı, bunun bariz örneğidir” diye anımsattı.

İmam Hamanei, iki akım olarak cahiliyet ve biset akımlarının ferdi ve içtimai düzeylerde zuhur ettiğini dile getirerek, şöyle dedi: Eğer uluslararası düzeyde güçlerin davranışı peygamberler vasıtasıyla hidayete erişmiş olan akıl çerçevesinde olursa, dünya bir şekilde olacaktır ve eğer onların davranışı nefsani istekler, güce tapma ve fitne çıkarma çerçevesinde olursa, dünya başka bir şekilde olacaktır.

Milletlerin sömürgecilik postalı altında ezilmesini, cahiliyet akımının icraatının diğer bariz örneklerinden biri olarak dile getiren İmam Hamanei, yıllarca süren İngiliz sömürgeciliği sonucunda kaynakları yağmalanan ve kara toprağa yatırılan Hindistan’a işaretle, “Bu gün Batı Asya bölgesinde süren savaşların ve fitnelerin de cahiliyet ve şeytan cephesinin icraatının bir sonucu olduğunu” anımsattı.

Dünya üzerinde hakim olan Siyonist akımın, şeytanların sistem kurmasının bariz örneği olduğunu vurgulan İslam İnkılabı Rehberi, şöyle konuştu: Dünyanın şu anki vaziyeti, sermaye sahibi geniş bir Siyonist ağın hakimiyetinin sonucudur. Siyonistler, hatta Amerika gibi bir devlette hakimiyet ve nüfuz sahibiler ve bu ülkede bir hareket ya da bir partinin iktidara gelmesi, buradaki Siyonist akıma uymasına bağlıdır.

İslam ümmeti, İran ve keza İslami uyanış hareketlerinin temel dayağı, fasit Siyonist akımın hakimiyetine karşı çıkmak olduğunu söyleyen İmam Hamanei, “Bu çerçevede, bu gün İslam karşıtlığı, İran karşıtlığı ve Şia karşıtlığı, Amerika ve ona bağlı devletlerin politikasının olmazsa olmaz bir parçası olduğunu” sözlerine ekledi.

İran milleti ve İslam milletlerinin büyük güçlerin bozguncu hareketine karşı uyanık ve duyarlı olmasını, onların öfkelenmesinin temel etkeni olarak sayan İmam Hamanei, “İşte bu nedenle İran, Amerika’nın bölgedeki politikalarına karşı geldiğinden dolayı yaptırımla tehdit edilmektedir, çünkü İran’ı bölgedeki sınır tanımaz politikalarının önünde engel olarak görüyorlar” diye hatırlattı.

Cahiliyet cephesinin ve şeytani güçlerin hakimiyetinin sonucunun “tuğyan ve tağut” olduğunun altını çizen İslam İnkılabı Rehberi, şöyle dedi: Tağut ve cahiliyet akımı, atom bombasıyla yüz binlerce insanın Hiroşima’da ölmesine neden olduğu halde, uzun yıllardan sonra hala özür dilemeye hazır değildir. Irak, Afganistan ve diğer ülkelerin altyapılarını yok ediyorlar ama hiç yüzlerine getirmiyorlar.

İmam Hamanei, “İran İslam Cumhuriyetinin hiçbir ülkeye karşı savaşı başlatan taraf asla olmadığını, ama kendi tutumlarını yüksek sesle dile getirdiğini ve getirmeye de davam edeceğini” vurguladı.

“Mütehaccir/yobaz İslam”ı, “Amerikan İslam”ının kenarına koyan ve bu iki İslam’ın da “Öz İslam”a karşı durduğuna ilişkin İmam Humeyni’nin (r.a) dile getirdiği ifadelere değinen İmam Hamanei, “Bu gün İslam namına en feci ve en kötü cinayetleri işleyen fasit ve mufsit gurupların Batılı güçler tarafından desteklendiğini” belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: Batılılar görünürde İŞİD karşıtı koalisyon kurmuşlar ama gerçekte, onların hamileridirler ve İslam düşmanlığı çerçevesinde,  İslam’ın çehresini yıpratmak için kendi propagandalarında onlardan “İslam devleti” diye söz ediyorlar.

Cahiliyet akımının İslam karşıtlığına rağmen İslami hareketin yayıldığını belirten İslam İnkılabı Rehberi, “İslami düzenin kurulmasıyla birlikte İran’da giderek daha güçlü ve daha köklü hale gelen İslami hareketin, kendi yoluna devam edeceğini ve kesinlikle zafere kavuşacağını” anımsattı.

Büyük güçlerin tehditleri ve planlarından korkulmaması ve Allah’a tevekkül edilmesinin gerekliliğine vurgu yapan İmam Hamanei, şöyle dedi: Bu gün, gerek halk gerekse elit kesim ve yetkililer olsun genel olarak bütün İslam ümmetinin önünde, İslami hareket karşısında ve cahiliyet akımıyla mücadele etme bağlamında bir takım görevler durmaktadır. Eğer bu görevleri yerine getirirlerse, ilahi ecir ve sevaba nail olacaklar ve her kim kendi görevini yerine getirmezse İslami hareket yinede durmadan yoluna devam edecektir, zira en nihayetinde İslam ve Müslümanların zaferi, kesindir.

Welayet News

Read 1279 times