İran Bilim Bakanı Ferhadi, İslam ülkelerindeki bilim üretiminin yüzde 50'den fazlasının Türkiye ve İran'a ait olduğunu belirtti.
Sondakika.com’un haberine göre, İran İslam Cumhuriyeti Bilim, Araştırma ve Teknoloji Bakanı Prof. Dr. Muhammed Ferhadi, İslam İşbirliği Konferansı'nın raporuna göre İslam ülkelerindeki bilim üretiminin yüzde 50'den fazlasının Türkiye ve İran'a ait olduğunu belirterek, “İşbirliğimizin en büyük kaynakları öğrenciler ve bilim adamlarıdır. Beklentimiz, iki ülkenin üniversite öğrencilerinin eğitimlerini İran ve Türkiye'de yapmaları” dedi.
Yükseköğretim Kurulunda (YÖK) ilk kez "Türkiye-İran İlişkilerinin Gelişiminde Türk Yükseköğretim Sistemindeki İranlı Öğrencilerin Rolü" konulu çalıştay düzenlendi.
YÖK'te düzenlenen çalıştayın açılışına, İran İslam Cumhuriyeti Bilim, Araştırma ve Teknoloji Bakanı Prof. Dr. Muhammed Ferhadi, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, İran Büyükelçisi Muhammed İbrahim Tahiriyan Ferd, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Derya Örs, bazı rektörler ile Türkiye'de üniversite öğrenimi gören İranlı öğrenciler ile mezunular katıldı.
İranlı Bakan Ferhadi yaptığı konuşmada, iki ülkede eğitim gören öğrencilerin Türkiye ve İran'ın büyükelçileri gibi rol üstlendiğini ifade etti.
İran'da 35 yıl önce yükseköğretimde yaptıkları devrimlerle dünyada pozitif ilerlemenin kaynağının bilim olduğuna inandıklarını dile getiren Ferhadi, bilimin ülke ekonomisini güçlendirdiğini vurguladı.
İran'da neredeyse 5 milyon üniversite öğrencisinin 900 bininin master ve doktora düzeyinde olduğunu bildiren Ferhadi, ülkede 167 bilim merkezinin, bunların arasında ise dünya düzeyinde merkezlerin bulunduğunu aktardı.
Uydu, bilgisayar, ilaç sistemleri gibi pek çok alanda başarılı bilimsel araştırma yapıldığına işaret eden Farhadi, “Eminiz bu kapasiteleri dost ülkelerin imkanlarıyla da birleştirirsek daha büyük başarılar elde edeceğiz. İslam İşbirliği Konferansı'nın raporuna göre İslam ülkelerindeki bilim üretiminin yüzde 50'den fazlası Türkiye ve İran'a aittir. İşbirliğimizin en büyük kaynakları öğrenciler ve bilim adamlarıdır. Beklentimiz, iki ülkenin üniversite öğrencilerinin eğitimlerini İran ve Türkiye'de yapmaları” diye konuştu.
Ferhadi, geçen ay iki ülke arasında imzalanan "Yükseköğretim Alanında Mutabakat Zaptı"nda yer alan hükümlerin hayata geçirilmesi konusunda aşamaları belirlemek üzere Türkiye'de olduğunu dile getirdi.
Mutabak Zaptı'nın hemen operasyonel hale getirilerek çalışmalara başlandığını kaydeden Ferhadi, bu kapsamda, Türkiye'de yakın zamanda sosyal bilimler alanında Hafız adıyla Araştırma Kurumu'nun kurulmasına karar verildiğini ve İran'daki bir üniversitenin bunun kuruluşuna destek vereceğini bildirdi.
YÖK Başkanı Saraç, günümüz dünyasında daha önceki dönemlerden farklı nitelikte çeşitli alanlarda büyük değişimler ve dönüşümler yaşandığını ifade etti.
Bu dönüşümlere eşlik eden güçlerin mahiyeti ve niteliğinin, dünyanın ve insanlığın kaderini belirleyecek unsurlar olabileceğine işaret eden Saraç, “Dünyada bu değişimler kapsamında olup biteni seyrederek ve sadece gözlemleyerek değil, büyük değişikliklere imza atmak, ülkelerin kendi ayakları üzerinde durması ve var olabilmesi bile artık güç hale gelmiştir” değerlendirmesini yaptı.
Üniversitelerin, dünyada meydana gelen bu değişimleri takip eden değil, yönlendiren kurumlar olması gerektiğini ve olmak zorunda olduğunun altını çizen Saraç, üniversitelerin aynı zamanda toplumların mükemmeliyet merkezleri ve dönüşen değil, toplumları refah, mutluluk ve doğruluk istikametinde dönüştüren kurumlar olması gerektiğini kaydetti.
“Üniversitelerin, aklın ve bilgeliğin yurdu olması gerektiğini” ifade eden Saraç, bu süreçteki başarının ise ancak kurumlar ve ülkeler arasındaki stratejik ve sürdürülebilir işbirliklerine bağlı olduğunu vurguladı.
Bugünkü toplantıyı bu kapsamda görüp değerlendirdiklerini dile getiren Saraç, toplantının, iki dost ülke üniversitelerinin gücünü, imkanlarını ve geleceğe yönelik umutlarını birleştirme arzusunun ve çabasının bir ürünü olduğunu kaydetti.
Saraç, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Ülkelerimizin geleceğini oluşturacak gençliği ortak platformlarda buluşturmak, onları daha huzurlu bir dünya için hazırlamak, yetiştirmek, bilimin öncülüğünde ortak bir geleceği inşa etmek, yükseköğretim kurumlarının en önemli amaçlarından birisi olmalıdır. Bugün ülkemizde çeşitli düzeylerde 6 bine yakın İranlı öğrenci eğitim alıyor. Üniversitelerimiz ile İran üniversiteleri arasında yapılan Mevlana protokollerin sayısı 40'ı aştı. Biz bu rakamların daha ileriye taşınması önünde bir engel olmadığını düşünüyoruz”.
YÖK Başkanı Saraç, iki ülke arasında imzalanan Mutabakat Zaptı kapsamında oluşturulan Ortak İzleme Komitesi'nin bugün ilk toplantısını gerçekleştirdiğini ve önemli eylem kararları alındığını, bunların bugünkü panelde Ortak İzleme Komitesi tarafından paylaşılmasını beklediğini bildirdi.
Saraç, “Bu şekilde, kısa bir süre içinde iyi niyetlerden uygulama sürecine geçebildiğimizi görmekten mutluluk duyduğumu ifade etmek isterim. Türk ve İran yükseköğretimlerinin işbirliğini stratejik bir gelişme olarak görüyoruz” dedi.
Türkiye ve İran'ın, birçok açıdan benzerlik taşıdığını anlatan Saraç, her iki ülkenin hızlı gelişen ekonomiler kategorisinde olduğunu ve her iki ülkenin bölgede dikkate alınması gereken önemli bir güce sahip olduğunu vurguladı.
Bunların tümünün ötesinde, iki ülke arasındaki en önemli benzerliğin, her iki ülkenin sahip olduğu genç insan kaynakları olduğunu belirten Saraç, “Bu insan kaynaklarının her düzeyde niteliğinin arttırılmasının sonuçları ise sadece bu iki ülke ile sınırlı olmayıp bütün bölge ve hatta küresel sonuçları olabilecek potansiyele sahiptir. Bu insan kaynakları ile birlikte başlatılacak yeni ve yenilikçi girişimler, her iki ülkeye de sürdürülebilir büyük kazanımlar sağlayabilecektir” diye konuştu.
YÖK Başkanı Saraç, bu kapsamda, iki ülke arasında geleceğe yönelik stratejik ve sürdürülebilir işbirliklerinin en önemli paydaşı olan Türk yükseköğretim sistemindeki İranlı öğrencilerin toplantıya katılımını çok önemsediğini söyledi.
İran Büyükelçisi Muhammed İbrahim Tahiriyan Ferd ise iki ülke arasındaki eğitim, siyasi ve ekonomik alanlarda yapılacak işbirliklerinin önemli olduğunu ifade etti.
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Derya Örs de "Türk-İran Kültürel İlişkilerinin Dünü, Bugünü, Yarını" konulu konuşma yaptı.
Çalıştaya, Türkiye'de çeşitli üniversitelerde lisans ve lisansüstü eğitim gören ve mezun olan çok sayıda İranlı öğrenci de katıldı.