İran İslam cumhuriyeti dış işleri bakanı Muhammed Cevad zarif Lübnan ziyaretinde Siyonist rejimin işgaline son veren ve tekfirci terörizmle amansız bir savaşı sürdüren Lübnan Hizbullah'ı genel sekreteri Seyid Hasan Nasrullah ve Lübnan'ın yeni cumhurbaşkanı General Michel Aoun, yeni başbakanı Saad Hariri ile görüşmelerinde İran'ın Lübnan halkı ve hükümetini çok boyutlu bir şekilde desteklemeyi sürdüreceğini söyledi.
Zarif Ayrıca Lübnan'daki Filistin kurtuluş teşkilatlarının temsilcileriyle bir araya gelip, bölgesel gelişmeleri değerlendirdi.
İran dış işleri bakanı Zarif, Siyonist İsrail rejiminin İslam ve Arap dünyasına karşı en büyük tehdit kaynağı olduğunu, ancak İslam ve beşeri toplumun hayatını ve güvenliğini tehdit eden İsrail rejiminin tehdit ve yarattığı tehlikeleri düşük gösteren ve göz ardı ettirmeye çalışan, bu amaçla başka hedef saptırmak için yapay gündemler oluşturanların bulunduğunu, ancak İran İslam cumhuriyetinin Filistin halk kurtuluş mücadelesini kararlılıkla sürdüreceğini vurguladı. İran halkı İslam inkılabı zaferi öncesi ve sonrası Filistin topraklarını işgal eden Siyonist rejime karşı Filistin halkını kararlılıkla destekledi.
Muhammed Cevad Zarif, Filistin davasının İslam dünyasıyla İnsanlığın ayrılmaz bir parçası olduğunu, İran ve dünya Müslümanlarıyla beşeri toplumun asla Filistin halkının çilesini unutmayacaklarını vurguladı.
Terörist İsrail rejimi Balfour ihanet ve sömürgecilik bildirgesi üzerine Filistin topraklarının işgali ve Filistin halkının katliamı ve sürgünü sonucu kuruldu. Gayri meşru İsrail rejimi şirret varlığını sürdürebilmek için nükleer ve atomik silahlar ile donatılmıştır. Siyonist rejim Amerika ve Avrupalı ülkelerin desteğinde 5700 Km menzilli ve nükleer başlık taşıyan füzeler, Almanya destekli nükleer füzeler taşıyacak deniz altılarıyla donatılmıştır. İran dış işleri bakanı Muhammed Cevad Zarif'in vurguladı gibi, Katil İsrail rejimi en tehlikeli ve insanlık düşmanı rejim olarak, en az 200 nükleer başlık geliştirmiştir.
İslam ve bölge ile dünya toplumunun güvenliğini tehdit eden diğer tehlike kaynağı, Vahhabi sapık fırka ve ideoloji olarak türettiği tekfirci terörizmdir. Nitekim dış işleri bakanı Zarif, Filistinli direniş teşkilatlarının temsilcileriyle görüşmesinde tekfirci teröristlerin İslam ülkelerinde Müslüman halkları katliamdan geçirdiğini, günümüze kadar Siyonist İsrail rejimine hiçbir saldırıda bulunmadığını, tekfirci terörizmin İslam ümmetini tehdit ettiğini söyledi.
Siyonist İsrail rejimi Suriye ve Irak'ta selefi Vahhabi tekfirci terörizmi desteklemektedir. Çünkü bu iki Müslüman ve Arap ülkesinin enkaza çevrilmesini, medeniyetinin yok edilmesini ve parçalanmasını istemektedir. Buna ilaveten tekfirci terörizmin amacı, İslam ve Müslümanların barışçı, insancıl ve rahmani çehresini karalamaya, diğer milletleri İslam ve Müslümanlardan korkutup tiksindirmeye çalışıyor. Suudi krallık rejimi de Siyonist rejim ile yakın işbirliğini sürdürüp, Irak ve Suriye'yi kan gölüne çevirmek için tekfirci terör örgütlerini besleyip silahlandırmaktadır.
Dış işleri bakanımız Zarif'in vurguladığı gibi Suriye ve Yemen'de büyük bir insani facia yaşanmaktadır. Suriye ve Yemen'de hemen ateşkes ilan edilmeli ve bu iki mazlum millete insani yardımlar ulaştırılmalıdır. İran'ın inancına göre, Suudi krallık rejiminin Yemen halkına karşı dayattığı katliam ve yıkım durdurulmalı, Suriye'de terörizmin kökü kazınarak güvenlik ve barış sağlanmalı, Yemen ve Suriye halkının kendi kaderini belirleme hakkı garanti edilmeli, güvenli serbest seçimler yapılmalı, Yemen ve Suriye milli birliği ve toprak bütünlüğü korunmalıdır. Bu iki Müslüman ve Arap ülkelerindeki işgal ve askeri krizin tek çözüm yolu, doğrudan ya da dolaylı olarak yabancı güçlerin müdahalesinin bertaraf edilmesiyle birlikte siyasi ve barışçı görüşmelerin yapılmasıdır./