İslam'ın ve Peygamberimiz (s.a.a)'in düşmanları, Erbain merasimine karşıdırlar çünkü bu merasim Müslümanların iktidarının ve Sünni-Şii kardeşliğinin bir sembolüdür.
Irak'ın Necef ve Kerbela kentleri arasında Hz. Hüseyin (a.s) ve 72 yareninin şehit edilmesinin 40. gününe katılmak amacıyla düzenlenen dünyanın en büyük yürüyüşünün başlamasıyla birlikte, yürüyüşe Ehl-i Sünnet mensuplarının geçmiş yıllara oranla daha çok katılım gösterdikleri göze çarpmaktadır ve bazı Ehl-i Sünnet Âlimleri ve liderleri de Şiilerle omuz omuza bu yürüyüşe katılmaktadırlar.
Ehl-i Sünnet mensubu yürüyüşçüler, Necef-Kerbela yolunda bölgenin yerel halkı olan Şiiler tarafından sıcak bir şekilde karşılanmaktadır. Şiiler, Ehl-i Sünnet mensubu kardeşlerini görür görmez onların hizmetine koşuyor ve hatta onların ayakkabılarını boyuyorlar, ayaklarına masaj yapıyorlar.
Ehl-i Sünnet mensubu yürüyüşçülerden olan, Sistan ve Belucistan'da yaşayan Ömer Yasin konuyla ilgili olarak şu ifadeleri kullanıyor: Düşman, Erbain Merasimine "Şiilerin Haccı" gibi ünvanlar vererek ayrılık ve fitne çıkarmaya çalışıyor. Bu yürüyüşe Şiilerin dışında sadece Ehl-i Sünnet mensupları değil hatta diğer ilahi dinlerin mensupları da katılıyor ve bu yürüyüş hiçbir şekilde sadece Şiilere has olmamıştır. Peygamberimiz (s.a.a)'in hiçbir sahabesi veya halifesi hiçbir zaman Peygamber (s.a.a)'in Ehl-i Beytin'e sevgi ve muhabbet göstermeyi yasaklamamıştır ve hatta düşman şunu bilmelidir ki; Ehl-i Sünnet de Peygamber (s.a.a)'in torunu Hz. Hüseyin (a.s)’i sevmektedir ve ona karşı muhabbet beslemektedir ve hatta onları talepte bulunurken vasıta kılmaktadırlar.
İslam'ın ve Peygamberimiz (s.a.a)'in düşmanları, Erbain merasimine karşıdırlar çünkü bu merasim Müslümanların iktidarının ve Sünni-Şii kardeşliğinin bir sembolüdür ve bugün Vahabilerin Ehl-i Sünnet ile hiçbir bağı yoktur ve Ehl-i Sünnet mensuplarının bu büyük merasime katılmasından rahatsızlık duyuyorlar ancak bunun bizim için bir önemi yoktur çünkü biz İmam Hüseyin (a.s)'e sevgi beslemenin Peygamber-i Ekrem (s.a.a)'e sevgi beslemek gibi olduğunun farkındayız.