İran İslam Cumhuriyeti kurucusu ve İslam İnkılabı Rehberi İmam Humeyni, veftının 28. yıl dönümünde Tahran’da İmam Humeyni hareminde İmam Hamanei’nin ve binlerin katılımıyla anılıyor.
İslam İnkılabı Rehberi: “Düşmanın utanmazlığının hangi boyuta ulaştığına bir bakın, Amerika Başkanı yozlaşmış bir kabile rejiminde kılıç dansı yaparken, 40 milyon İranlının oyunu eleştiriyor.”
İmam Hamenei’nin, İmam Humeyni’nin (ra) yirmi sekizinci vefat yıldönümü münasebetiyle yaptığı konuşmanın önemli başlıkları şunlardır:
Benim bugünkü konuşmam genel olarak İmam Humeyni hakkında birkaç nokta üzerinedir. Eğer konuşmamın sonunda zaman kalırsa, iç ve dış politika hakkında da kısa bir konuşma yapacağım.
Bu büyük insan hakkında yıllar boyunca bilgi sahibi kişiler tarafından birçok konuşma yapıldı ama birbiriyle bağlantılı olan İmam ve İnkılap hakkında söylenen şeylerde, İmam’ın ismi inkılaptan ayrı değildir ve bu konuda söylenen şeylerin tamamı da İmam ve inkılap ile ilgili değildir. Zamanla toplumun zihnine yerleşmesi gereken söylenmemiş konular vardır.
Eğer bir gerçek defalarca tekrarlanmazsa, ayrıntıları ve özellikleri zikredilmezse, zamanla bu gerçeğin saptırılma ihtimali vardır. Sizin çoğunuz İmam’ın en büyük hüneri olan inkılabın ve İmam’ın şahsiyetinin tahrif edilmesi için birçok amacın bulunduğunu biliyor.
Gençler büyük destanların yazıldığı dönemi görmediler. İnkılabın zaferi dönemini ve mukaddes savunma dönemini görmediler. Bölücülük çıkarmaya çalışan kişiler karşısındaki büyük mücadeleleri ve büyük hareketleri gençler sadece duydular. Bu yüzden bu konular hakkında daha fazla açıklama yapılmalıdır.
İslam İnkılabı İmam Humeyni tarafından yapıldı ve Allah’ın iradesi ve İmam’ın eliyle gerçekleşti. Bu sadece siyasi bir değişim değildi. İnkılabın amacı, bu durumu ve toplumu değiştirmekti, topluma bağımsız, asil, yaratıcı, yeni düşünceleri ve sözleri olan bir kimlik kazandırmaktı. Bu İslam İnkılabı işte böylesi bir değişimdi.
Asgari hedefleri olan inkılaplar başarılı olamadılar ama İmam en azami hedeflerle başarılı oldu. Asgari hedefleri olanlar işin başında bazı başarılar elde ettiler ama nihayetinde yenildiler ama İmam tam anlamıyla bir zafer kazandı ve bu zaferi korudu.
İmam’ın ilkelerinden biri, Amerika’nın hakimiyetinden çıkmaktı ve bu İran gençleri için çok cezp ediciydi ve bugün de Amerika ile uzun anlaşmaları ve bağlılıkları bulunan ülkelerdeki gençler için Amerika’nın hakimiyetinden çıkmak cezp edicidir. Örneğin Suudi Arabistan gibi Amerika’nın hizmetinde olan bir ülkenin gençlerinin yanına gittiğinizde, onların da bu zalim hakimiyetten ayrılmak istediklerinin göreceksiniz.
Şimdi bahsedeceğim konu 60’lı yıllarla ilgili, yani İmam’ın hayatta olduğu bereketli yıllarla. 60’lı yıllar, mazlum, İran’ın ve İranlıların kaderini belirleyici yıllardır. Bu yıllar son derece önemli, hassas, bilinmeyen ve bazı gruplar tarafından saldırıya uğrayan yıllardır.
60’lı yıllar, ülkede en şiddetli terörizmin yaşandığı yıllardır ve bu yıllar boyunca binlerce kişi teröristler tarafından şehit olmuştur. 60’lı yıllar dayatma savaşı yıllarıdır yani İmam hayattayken, 8 yıl İran halkına savaşın dayatıldığı yıllardır.
60’lı yıllar en zor yaptırım yıllarıdır. Her şeye yaptırım uygulanmıştır. Ekonomi merkezlerine ve hükümete karşı art arda yaptırımlar yapılmıştır. 60’lı yıllar bölücülükle mücadele yıllarıdır. Bu yıllarda birçok önemli olay yaşanmıştır. 60’lı yıllarda İran halkı ve gençleri öylesine direniş göstermişlerdir ki, bütün bu olaylara galip gelmişlerdir.
Ben şehit ve celladın yerinin değiştirilmemesini tavsiye ediyorum. 60’lı yıllarda İran halkı çok mazlum kalmıştır.
İmam’ın bedeni aramızdan ayrıldı ama İmam’ın ruhu ve yolu, canlı ve diridir. İmam’ın nefesi toplum arasında hayattadır.
Bizim düşmanlarımız boş durmuyor. Düşmanlar bu güne kadar bize büyük bir darbe vuramadılar. Biz ilerledik ve büyük işler yapmayı başardık.
Düşmanın utanmazlığının hangi boyuta ulaştığına bir bakın. Amerika Başkanı yozlaşmış bir kabile rejiminde kılıç dansı yaparken, 40 milyon İranlının oyunu eleştiriyor.
Kesinlikle şunu arz ediyorum ki, eğer 60’lı yıllardaki gibi bir bölücülük yaşanırsa, gençler meydana inecek ve ülkeyi koruyacaklardır. Bazen bazılarının inkılap sloganları karşısında sanki inkılap akılcılığın karşısındaymış gibi, bazı akılcılık kavramlarını gündeme getirdiklerini duyuyorum. İmam yıllar önce Amerika’yı büyük şeytan olarak nitelendirmiş ve onun güvenilir olmadığını halka öğretmiştir ve bugün de bazı Avrupa ülkeleri liderleri Amerika’nın güvenilir olmadığını söylüyorlar. İşte bu akılcılıktır. Amerika bütün konularda güvenilmezdir.
İmam kültürel bir miras değildir. Bazıları İmam’a kültürel bir miras gözüyle bakıyorlar ama İmam hayattadır, evet İmam’ın bedeni hayatta olmayabilir ama İmam’ın yolu ve nefesi canlı ve diridir.
Suudi hükümeti, Amerika Başkanı ile uzlaşmak için mali kaynaklarının yarısından fazlasını Amerika’nın meyli doğrultusunda kullanmaya mecbur kalıyor. Uzlaşının da bir bedeli var. Eğer meydan okumalar akılcı, mantığa uygun ve kendine güven içinde olursa, bunun maliyeti de uzlaşının maliyetinden daha az olacaktır.
Komplo güçleri belirli bir sınırla yetinmezler ve bir sınır belirlemezler. Biz bunu son yıllardaki anlaşmalarda tecrübe ettik. Bir sınırı belirlerken bir taraftan da yeni konuları gündeme getiriyorlar ve bu hiç durmuyor. Ülke yetkilileri hedeflerini müstekbir güçleri hoşnut etmek olarak belirlememelidir ve hedefleri halkı memnun etmek ve ülkedeki aktif unsurları güçlendirmek olmalıdır.
İnkılapçı olmanın anlamı, yani halkın ve yetkililerin hiçbir zorbalık karşısında teslim olmamasıdır.
Ben sandık başına gidip oy kullanan 41 milyon kişiye bütün samimiyetimle ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bu oylar İran İslam Cumhuriyeti sistemi için bir itibar ve halkın İslami sisteme güveninin bir göstergesi oldu. Halkın yüzde 70’den fazlasının İslami sisteme güvenmesi ve evet demesi çok önemlidir.
Maalesef Mübarek Ramazan ayında bazı ülkelerde kardeşlerimiz büyük sorun ve sıkıntı içerisindedir. Suudi rejimi gece gündüz Yemen’i bombalamaktadır. Suudi hükümeti şunu bilmelidir ki, 10 hatta 20 yıl bile aynı yöneteme devam etse, hatta Amerika’dan milyarlarca dolar rüşvet alsa bile, yine de Yemen halkına galip gelemeyecek ve bir sonuca ulaşamayacaktır.’