Katar’ın ablukaya alınmasıyla patlayan büyük Körfez krizi…
Bizim açımızdan sorun, sadece, şifreli kanaldan futbol maçlarını izleyeceğiz mi yoksa izleyemeyeceğiz mi değil… Memur maaşlarının bundan sonra nasıl ödeneceği konusunda kafalara kuşkular düşmesi doğal sayılabilir!..
Stratejik çukurda debelenen AKP iktidarının uyguladığı dış politikalar yüzünden karşımıza daha ağır faturaların çıkacağını öngörmek için kâhin olmak da gerekmiyor…
Kurşun gibi ağır olan ülke gündemini önceki gün akşam iftar davetinde bir araya geldiğimiz Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile konuştuk. SP lideri, çok önemli tespitlerinin yanı sıra, dış politikada devamlı çuvallayan iktidara kritik uyarılarda bulundu. Sınırlarımızın ötesinde bir travma yaşandığına dikkat çeken Temel Karamollaoğlu, “Orta Doğu’da oynanan oyunun esas hedefi ne Irak’ın işgaliydi ne Suriye… Esas hedef, Türkiye ile İran’ın çarpıştırılması, birbirleri ile kavgalı hale gelmesi. Şimdi o noktaya doğru gidiyor.“ dedi.
SP lideri Temel Karamollaoğlu’nun başta Katar krizi olmak üzere dış politika ile ilgili değerlendirmelerinden çarpıcı başlıklar;
“Sürükleniyoruz“
“*Suriye’de en etkin olacağını zanneden Türkiye, Hükümet, maalesef Suriye’de tamamen dışlandı. Hadiseler bizim dışımızda cereyan ediyor. Gücümüz yettiği kadarıyla etki etmeye çalışıyoruz ama en üzüntü verici olan Sayın Cumhurbaşkanımız yüz yüze görüşmesinde Trump’ın, gözünün içine baka baka ‘biz PYD’ye destek vereceğiz hem de ağır silahlarla donatacağız’ demesi.
* Orta Doğu’da oynanan oyunun 120 yıllık gelişimi var. Şunu gördük ki, İsrail’in kendisine vaat edilen topraklara yerleşme arzusunun son aşamasına gelindi. Bu noktada da ABD, Avrupa kendilerini görevli addediyorlar. Orta Doğu’da meydana gelen hadiselerin tamamının altında sadece bu gerçek yatıyor.
* Fırat ve Dicle Havzası’nın ileride İsrail’in ve komşularının su ihtiyacını karşılayabilmek için uluslararası bir kuruma devredilebileceği gündeme gelecektir. Bir şeyler yapılıyor, biz selin önünde sürüklenen kum taneleri gibi gidiyoruz, engel olamıyoruz.
En ciddi tehlike
* Son atılan adım, gördüğümüz kadarıyla en tehlikeli adım. Allah muhafaza etsin biz İslam Birliği’nin kurulmasının faydalı olacağına, İslam ülkelerinin kendilerini başka yerlerden gelecek tehlikelere karşı korumak için bir savunma paktının kurulmasına yani bir İslam Savunma Paktı’nın -NATO’sunun- olmasına ihtiyaç var dedik. Ama şimdi Trump’ın Suudi Arabistan’a yapmış olduğu ziyaretin arkasından İslam Savunma Sistemi değil de bir Sünni Savunma Sistemi, güvenlik sistemi gibi bir şey ortaya atıldı. Ümit ederiz ki bundan kısa sürede vazgeçerler. Bu şu anda Orta Doğu için en ciddi tehlikelerden birisi olarak gözüküyor.
* Kaos sadece bu bölgedeki ülkelere zarar veriyor. Bütün mesele şimdi Orta Doğu’da dışarıdan gelecek müdahalelere direnç gösterilmeyecek bir ortamın doğmasıdır. Direnç gösterebilecek iki ülke var. Birisi Türkiye öbürü de İran. Bu iki ülke birbirleri ile kapıştırılırsa ikisinin de gücü gider. Şimdi senaryo bunun üzerine oynanıyor. Ben, Hükümetin bu konuda bugüne kadar sağduyulu davrandığını, İnşallah bundan sonra da öyle olur görüyorum.
* Bu bölgede bulunan ülkelerin aslında yumuşatılması görevini Türkiye üstlenebilir. Üstlenmelidir de. Buradaki çatışmadan ne Suudi Arabistan’a ne Birleşik Arap Emirlikleri’ne ne Bahreyn’e hiç birisine fayda gelmez. Türkiye aynı zaman da İran’la da -çünkü arabuluculuk görevini yapabilecek tek ülke Türkiye- onun için İran’la elbette bir araya gelmeli. Bir araya gelmek mecburiyetindeler…”
Peşi sıra gelen uyarılardan sonra Karamollaoğlu Hükümete duada bulundu;
“Biz Hükümete Cenabı Hakk’ın basiret ve feraset vermesini niyaz ediyoruz. Basiret ve feraset aslında bir ne meydana geliyor bunun arkasındakini görmek tabir caizse. Öbürüyse, nereye gidiyor onu görebilmek. Eğer bunun farkına varılırsa ki bunun farkına varmamaları mümkün değil. İnşallah bu problemi çözecek adımları atarlar.“
Ankara sohbetlerinin vazgeçilmezidir “seçim” ve ne şartta olursa olsun “erken seçim” başlığı. SP lideri Temel Karamollaoğlu, sonbaharda erken seçim olacağına ilişkin görüşlerini tekrarladı ve şunları söyledi;
“Hükümet erken seçime gitmeyi tercih eder kanaatindeyim. Çünkü son gelişmeler tabanda müspet intiba bırakmayacak adımların atılmasına vesile olabilir. Bunu seçim öncesi yapmak hükümete zarar verebilir. Bundan dolayı seçimi erkene almak, milletin hoşuna gitmeyecek kararları almak, sonra onların telafisi için çalışmak… Hükümet böyle bir yol izler diye düşünüyorum.“
Temel Karamollaoğlu’na göre, iktidar, genel seçim ile Cumhurbaşkanlığı seçimini birlikte erkene alır. Mahalli seçimler ise normal zamanına bırakılır…
Ahmet Takan