Mescid-i Aksa'nın Aslanlı (Esbat) kapısında kılınan yatsı namazının ardından harekete geçen polis, cemaate ses bombası, plastik mermi ve göz yaşartıcı gazla müdahale etti. Filistin Kızılayı müdahale esnasında 13 Filistinlinin yaralandığını belirtti.
Görgü tanıkları, polisin gazetecileri işlerini yapmaktan alıkoyduğunu ve bir foto muhabirini darbettikten sonra gözaltına aldığını belirtti. Polisin ayrıca ambulansla hastaneye götürülen bir yaralıyı da gözaltına aldığı kaydedildi.
İsrail polisi, 14 Temmuz Cuma günü Mescid-i Aksa'da silahlı saldırıda bulunduğunu iddia ettiği 3 Filistinliyi öldürmüş, olayda yaralanan 2 İsrail polisi ise kaldırıldıkları hastanede hayatını kaybetmişti. Olayın ardından Mescid-i Aksa'yı ibadete kapatan İsrail güçleri, Harem-i Şerif'in iki kapısını 16 Temmuz Pazar günü açmış, ancak kapılara elektronik metal arama dedektörleri yerleştirmişti.
İsrail Güvenlik Kabinesinin dün gece saatlerinde verdiği karar üzerine Mescid-i Aksa'nın kapılarındaki dedektör ve kameralar sökülerek kaldırılmıştı.
Sabah saatlerinde bir araya gelen Kudüslü alimler, Harem-i Şerif'e "girip girmeme" konusundaki kararını açıklamadan önce Kudüs İslami Vakıflar Dairesinden rapor istedi.
Toplantının ardından yapılan yazılı açıklamada, "Kudüslü alimler, saldırılar sonucu mübarek Mescid-i Aksa'ya verilen zararların tespit edilmesi ve giderilmesi için Kudüs İslami Vakıflar Dairesine, Harem-i Şerif'in iç ve dış kısmıyla ilgili bir ön rapor hazırlama görevi verdi." denildi.
Dışişleri’nden İsrail’in Küstah Sözlerine Tepki: Haddini Bilmez
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Müftüoğlu, işgalci İsrail’in ” Osmanlı İmparatorluğu günleri geride kalmıştır. Kudüs geçmişte de Yahudi halkının başkenti olmuştur” şeklindeki açıklaması için “Haddini bilmez açıklamayı kınıyoruz” dedi. Müftüoğlu, İsrail’i bir an önce aklıselime dönerek Mescid-i Aksa’daki ibadet özgürlüğünün önündeki engelleri kaldırmaya çağırdı.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hüseyin Müftüoğlu, İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü’nün Türkiye ile ilgili ifadeleri hakkındaki bir soruya cevaben açıklama yaptı.
“İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü tarafından yapılan haddini bilmez açıklamayı kınıyoruz” diyen Müftüoğlu, “Osmanlı döneminde Filistin’de farklı dinlere ve mezheplere mensup cemaatler yüzyıllarca barış içinde birlikte yaşamış ve ibadetlerini özgürce yerine getirmiştir. Bu bağlamda, Osmanlı döneminde sergilenen benzersiz hoşgörüyü en iyi Musevilerin bilmesi ve takdir etmesi beklenir. Bugün de Türkiye Cumhuriyeti’nde Musevilerin inanç ve ibadet özgürlükleri devletimizin güvencesi altındadır” ifadelerini kullandı.
İSRAİL İŞGALİ 50. YILINI DOLDURMUŞKEN…
Müslümanlar için en kutsal üçüncü mekan olan bütün Mescid-i Aksa’nın, İslam aleminin en öncelikli konularının başında yer aldığını kaydeden Müftüoğlu, “Doğu Kudüs, Batı Şeria ve Gazze’de süregiden İsrail işgali 50. yılını doldurmuşken Doğu Kudüs’ün işgal altında olduğu gerçeğini örtbas etmeye çalışmanın bölgede barış ve istikrarın sağlanmasına ve Filistin-İsrail ihtilafının çözülmesine faydası olmayacağı açıktır. İsrail’e düşen sorumluluk, bir an önce aklıselimi hâkim kılıp, Harem-i Şerif’te statükoya dönmek ve ibadet özgürlüğünün önündeki engelleri tümüyle kaldırmaktır” ifadelerini kullandı.
İSRAİL’DEN KÜSTAH SÖZLER: OSMANLI İMPARATORLUĞU GÜNLERİ GERİDE KALDI
İsrail Dışişleri Bakanlığı, sert ifadelerin yer aldığı bir açıklama yayımlamış, “Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın parti üyelerinin toplantısındaki ifadeleri saçma, hayali ve çarpıtılmıştır. Kendi ülkesinin zor sorunları ile ilgilenmesi çok daha akıllıca olurdu. Osmanlı İmparatorluğu günleri geride kalmıştır. Kudüs geçmişte de Yahudi halkının başkenti olmuştur, halihazırda başkentidir ve gelecekte de öyle olacaktır. Hükümeti geçmişe nazaran güvenliğe, özgürlüğe, inanç serbestisine ve bütün azınlık haklarına saygılıdır. Camdan bir sarayda yaşayanların başkalarına taş atmamaları gerekir” açıklaması yapmıştı.