Ünlü Analistler İmam Humeyni'nin Kudüs'e Bakışını Değerlendirdi

Rate this item
(0 votes)
Ünlü Analistler İmam Humeyni'nin Kudüs'e Bakışını Değerlendirdi

İmam Humeyni tarafından Kudüs Günü isimlendirmesi kendilerinin bölgedeki gelişmeleri doğru anladığını ve derin ileri görüşlülüğünü ifade ediyor.
 
Siyonizm’le ilişkilerin normalleştirilmesi hareketinin hız kazanması, 1978’den (İran İslam İnkılabının zaferinden önce) önceki yılların en önemli olaylarının çıkış noktası oldu. Zira o yıllarda mücadele stratejilerinin olmaması, siyasi bir örnek ve tek bir liderin yokluğu, ümitsizlik ve yenilgilerin yol açtığı psikolojik yıkım ve Arap kavmiyetçiliği bu neticeyi beraberinde getirdi. Bölge siyasetinin şartları Kudüs'ün İslami kimliğini uzlaşma ve normalleşme süreci içerisinde yok etmek için hazırdı. Süreç Camp David ve Oslo sözde barış anlaşması ile tamamlanıyordu. Arap kavmiyetçiliği  yöntemi kurtarıcı değildi ve yalnızca İsrail ile müzakere yapan bir ortak şeklini aldı. 

    Filistinliler topraklarının çoğunu kaybetti. BM de Filistin topraklarının % 56’sını İsraillilere verdi. Batı Şeria ve Gazze Şeridi İsrail yerleşkelerinin kuşatması altında kaldı. Bu şartlarda Siyonist turizm acentalarının yardımıyla Avrupa Yahudilerinin göçü hareketlilik kazandı ve bu şekilde Filistinli mültecilerin de sayısı artmış oldu. 
Bölge ve Dünya böyle bir durumdayken İran İslam İnkılabı zafere ulaştı. İdeolojik ve sınırlar ötesi bu inkılabın etkisi tüm dünyaya yayıldı. Yeni bir İslam’ı ve onun siyasi sınırlarını tarif eden inkılap, stratejik haritasını inkılabın zaferinden önce ortaya koymuştu. İnkılap, Siyonizm’i İslam’ın en büyük düşmanı ve Kudüs'ü de İslam ülkelerinin önceliği kabul etti.

   Bu yüzden İran İslam İnkılabından duyulan endişenin sebebinin onun evrensel kuşatıcılığından kaynaklandığını söyleyebiliriz. Çünkü bu acı gelişmelere rağmen İslam İnkılabı ırkçılığa, doğu ve batıya dayanmayan yeni bir eksen ortaya koydu. 

   İran İnkılabı, İslami kimliği milliyetçiliğin yanında görüyordu. İran İslam Cumhuriyeti’nin milli menfaatleri tüm İslam milletlerini kapsıyordu. İran, Kudüs'ü siyasi tutumlarının ve dış siyasetinin önceliği yaptı. Acı çeken İslam ümmetinin bedeni yeni bir can buldu ve yeni bir siyaset edebiyatı yaratıldı. Mübarek Ramazan ayının son cumasını Kudüs Günü olarak adlandırmak ameli ve siyasi İslam kavramının tecellisidir. Bu düşüncenin sahibi, vefat yıldönümünü idrak ettiğimiz, İslam dünyası ve milletinin büyük önderi İmam Humeyni (r.a) dir.

Qodsna bu münasebetle İmam Humeyni (r.a) nin evrensel şahsiyeti çerçevesinde Arap dünyasının önemli düşünürleri ile bir röportaj yaptı.

Tanınmış Arap Analist Galip Kandil:

İmam Kudüs Gününden İslam Milletlerini Motive Edici Bir Faktör Olarak Faydalandı

   İmam Humeyni tarafından Kudüs Günü isimlendirmesi kendilerinin bölgedeki gelişmeleri doğru anladığını ve derin ileri görüşlülüğünü ifade ediyor. İmam Humeyni (r.a) nin gözünde İsrail, batı sömürgeciliğinin bir temsilcisidir. İmam’a göre İsrail'in bulunduğu tüm coğrafya savaş meydanıdır.
İmam’a göre İsrail, bölgede İslam ümmeti ve Arapların içine sızmak için kullanılan bir rejim olduğu için destekleniyor. Asıl hedef, Filistin'e İslam kimliğini kaybettirmek, ardından İslam milletlerinin ekonomik, kültürel ve tarihi kaynaklarını ele geçirmektir.
Hatta Filistin meselesini bir Arap İsrail kavgası olarak kısıtlama çabası, Kudüs Günü isimlendirmesi karşısında yenildi.
İmam, Kudüs Gününden Siyonist Rejim karşısında İslam milletlerinin moral ve becerilerini arttırıcı ve motive edici bir unsur olarak faydalandı.

Lübnanlı uzman Emin Hatit: İmam Humeyni Zamanın Ötesinde Düşünürdü

   İmam Humeyni evrensel bir şahsiyettir ve öyle kalacaktır. Kendileri zamanın ötesinde düşünürdü ve Ramazanın son cumasına verdiği ismi de bu ileri görüşlülük çerçevesinde değerlendirmek gerekir. İmam’ın Kudüs Günü’nü İslami ve evrensel bir münasebet olarak vurgulamasının nedeni, kendilerine göre İslam milletlerinin ortak ve birleştirici bir noktaya ihtiyaç duymalarıdır. Özellikle İslam ve Arap ülkelerinin imkanlarının İsrail ile savaş için birleştirilmediği ve her Müslüman ülkenin kendi işleriyle meşgul olduğu bir şartta.
Bizler bugün şuna inanıyoruz ki; eğer İmam ve İslam İnkılabı olmasaydı Filistin dosyası İsrail'in lehine kapanacaktı.

Lübnanlı Eski Bakan ve Düşünür Mey Sabha El-Khansa:

Allah'a şükrediyoruz ki Bugün İmam Hamanei Aynı Stratejiyi Devam Ettiriyor

   Her şeyden önce İmam Humeyni'nin yolunu devam ettiren İmam Hamanei gibi bir şahsiyetin varlığından dolayı Allah'a şükretmeliyiz. Şüphesiz bugün bölgede yaşananlar ve mücadelenin Direniş ekseninin başarısıyla sonuçlanması İmam Hamanei'nin bakış açısı, bilge ve kuvvetli liderliğinin sonucudur. İnkılabi düşünceden kaynaklanan Kudüs Günü isimlendirmesi, Direniş Ekseninin özellikle de 2000 yılından şimdiye kadar olan başarılarında yani 2006’da Lübnan’da ve de IŞİD’in Irak ve Şam da aldığı yenilgilerde kilit rol oynamıştır.

Lübnanlı ünlü analist Enis Nakkaş: İmam Humeyni (r.a) İslam dünyasının uyanma ve bilinçlenme sebebi oldu.

   Bölgedeki İslam milletlerinin önüne kendilerine mücadele gücü veren yeni bir ufuk koydu. Arapların ve Müslüman ülkelerin farklı savaşlarda yenilgiler aldığı bir durumda mücadeleye devam etme gücü verdi. Müslüman ülkelerin İsrail ile mücadeleye devam etmeye olan inançları azalmıştı ve hızla uzlaşmaya gidiyorlardı. Böyle bir durumda İmamın önderliği onlarda umut ve motivasyonu geri getirmeyi başardı.

TR.JAMNEWS.COM

Read 1456 times