Allah’ın Adıyla
2020 Miladi yılına büyük bir olayla başladık. 3 Ocak Cuma gününün ilk saatlerinde velayet ve şehadet mektebinin başta Kasım Süleymani ve Ebu Mehdi El-Muhendis olmak üzere on muhlis, iddiasız ve yılmaz komutan ve mücahidi kafirler, münafıklar ve teröristlerle yıllarca süren mücadele ve cihaddan sonra arzuladıkları yüce makama ulaştılar.
İran’dan:
General Kasım Süleymani,General Hüseyin Caferiniya, Albay Şehrud Muzafferiniya,Yarbay Hadi Tarimi,Yüzbaşı Vahid Zamaniyan ve
Irak’tan:
Ebu Mehdi El-Mühendis, Muhammed Rıza El-Cabiri, Hasan Abdulhadi, Muhammed Eş-Şeybani ve Haydar Ali çağın müstekbir gücü ABD’nin terörist çetelerince yapılan kalleşce bir hava saldırısı sonucu şehid oldular.
Bu terör girişimi müminleri mateme boğdu ve dünyanın özgür insanları arasında derin üzüntü uyandırırken kafir ve münafıklarca sevinçle karşılandı. Müminlerin matem ve hüzne garkolmaları ne kadar doğalsa kafir ve münafıkların sevinmeleri de doğal karşılanmalıdır. Çünkü müminler bu olayı ilk defa yaşamıyorlar. Bedir ve Uhud’da onlarca müşriki cehenneme gönderen İmam Ali(as) de şehid edildiğinde cehenneme vasıl ettiklerinin izleyicileri sevinç çığlıkları atmış, onlarca yıl bu eşsiz insana lanet okumuşlardı. İşte aynı zihniyetin izleyicileri de bugün Halep ve Musul’da çok sevdikleri terör çetelerini etkisiz hale getiren Kasım Süleymani ve Ebu Mehdi El-Mühendis’in şehadetlerine doğaları gereği sevinmekte ve lanetler okumaktalar. Çünkü ” akrebin sokması kininden değil doğasındandır”.
Ama müstekbirler, müttefikleri ve içimizdeki IŞİD sevicilerin sevinci kursaklarında kalacaktır. Çünkü Hacı Kasım Süleymani ve Ebu Mehdi Mühendis gibi iki eşsiz komutanı ve arkadaşlarını şehid eden ABD bu cinayetlerinden dolayı mutlaka cezalandırılacak ve şehidlerin intikamı alınacaktır, bundan kimsenin şüphesi yoktur.
Ama bu intikam Amerikalılar, bölgesel müttefikleri ve münafıkların bekledikleri cinsten bir intikam olmayacaktır.
Kimse Direniş Cephesi mücahitlerinin intikam adına aynı kalleş yöntemle adam öldüreceklerini beklemesin. Yolu, yöntemi, hedefi belli olan Direniş Cephesi infiali davranıp düşmanın oyununa gelmeyecektir.
Çünkü; müstekbir düşman bölgede bir biri ardından aldığı yenilgilerinin acısıyla kıvranıp dururken başta İslami İran olmak üzere Direniş Cephesini acele davranmaya zorlamak ve savaş ateşini alevlendirmek suretiyle bir an önce sonuca varmak istemektedir.
Çünkü; Direniş Cephesi’nin kendi yöntemiyle başını ABD’nin çektiği müstekbir güçleri ve bölgesel müttefiklerini tedrici bir şekilde yenilgiye uğrattığını, bir daha dönmemek üzere bölgeden çıkarmaya kararlı olduğunu görmekteler.
Çünkü; Askeri, iktisadi, mali ve medya gücünü elinde bulunduran müstekbir güç ve yandaşları buna rağmen Direniş Cephesini meydandan çıkaramamakta, aksine her geçen gün kendi aralarında ihtilafa düşmekteler. Daha birkaç yıl öncesinde Suriye’de birlikte hareket edenlerin çıkarları çelişmekte, birbirlerine karşı cepheleşmekteler. Halbuki Direniş güçleri ise her geçen gün saflarını daha bir sıklaştırmaktadır.
Çünkü; Filistin davasını kökten kurutmayı planlayanlar, Bazı Filistinli grupları çeşitli vaat ve hilelerle Direniş Cephesinden geçici olarak koparanlar bugün bu komplolarının da sonuç vermediğini görmekteler. Daha birkaç yıl önce mezhebi dolduruş ve vaatlerle Direniş Cephesinden uzaklaştırılan HAMAS bugün hilekarların yalanlarını görmüş ve yeniden Direniş Cephesinin kucağına dönmüştür. Bu ise müstekbirler ve bölgesel dostlarınca tahammülü zor bir durumdur.
Çünkü; Siyonist Rejim tedrici olarak ömrünün sonuna yaklaştığını görmekte ve bu gidişatı önlemek için Direniş Cephesi ve özellikle de İran’ı başta ABD olmak üzere Batı ile geniş çaplı bir savaşın içine çekmeye çalışmaktadır.
Çünkü; Direniş Cephesinin sabrı ve tahammülü sayesinde bölge halkları düşmanların karmaşık planlarının farkına varmakta, dostunu düşmanını tanımakta, kimin hangi hedef peşinde koştuğunu görebilmektedir. Bu süreç Direniş Cephesinin fedakarlıkları sayesinde her geçen gün daha bir olgunlaşmakta, halklar daha bir şuurlanmakta ve müstekbir düşmana karşı daha bir bilenmekteler.
Şehidlerin intikamı ABD’nin bölgeden bir daha dönmemek üzere sürülmesi, İşgalci Siyonist rejimin Filistinden sökülüp atılması ve bunların bölgesel dostlarının, müttefiklerinin uğursuz tahakküm ve varlıklarına son verileceği gün alınacaktır inşallah. Düşmanların acelesi de bundan dolayıdır.
Hacı Kasım Süleymani, Abu Mehdi El- Mühendis ve diğer Direniş komutanlarının şehadeti ve dökülen masum kanları hiç kuşkusuz başta İran ve Irak halkları olmak üzere bölgenin müslüman halkları arasındaki vahdet ve işbirliğini artıracak, dünyanın her yanındaki mümin ve özgür insanları dayanışmaya sevkedecektir.
Allah’tan bu özgürlük şehidlerine rahmet ve mağfiretini artırmasını, beka aleminde Resulullah(sa) ve Ehlibeyt’e (as) komşu etmesini acizane niyaz ederken müminlere ve özgür insanlara taziyelerimi arzederim.
Ziya Türkyılmaz