ABD’nin, İran’ın en önemli isimlerinden Kasım Süleymani’yi bir terör saldırısıyla öldürmesi, fay hatlarını yerinden oynatma özelliğine ve bölgesel bir savaş çıkarma niteliğine sahip bir “siyasi suikast”tır!Peki, ABD bu suikastla neyi amaçladı?
1. ABD Başkanı Donald Trump’ın iki taktik hedefi var: Birincisi, azil baskısı altındayken, içerideki muhaliflere güç gösterisi yapmak; ikincisi de ikinci kez seçimlere girebilecek “şeytanla savaşan lider” profili çizebilmek.
2. Ancak ABD’nin stratejik hedefi ise şu: Suriye ve Irak’ta etkinlik gösteren Kudüs Gücü komutanını ve Irak’ta etkinlik gösteren Haşdi Şabi komutanlarını vurarak, İran’ın Irak ve Suriye’deki “kollarını” kesmek.
Suikastın ilk sonuçları
1. ABD’nin Kasım Süleymani suikastı ters tepti ve İran’ı bileştirdi. Muhafazakârı da, reformcusu da, rejime muhalif diğer kesimler de ABD’nin bu terör saldırısına karşı aynı düzlemde buluştu. Oysa ABD, ekonomik ambargo uygulayarak ve İran’ı kuşatarak, halk ile yönetimi, reformcularla muhafazakârları karşı karşıya getirmeyi hedeflemişti.
2. ABD’nin Kasım Süleymani suikastı ters tepti ve Irak’ta Amerikan karşıtlığını güçlendirdi. Zira Süleymani ile birlikte öldürülen Haşdi Şabi komutanı ile öncesinde ABD’nin yine hava saldırısıyla öldürdüğü Haşdi Şabi komutanları, resmi görev yapan Iraklılardır!
Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi, bu nedenle suikastları “Resmi görev yapan Iraklı askeri liderin suikastı Irak halkı, devleti ve hükümetine karşı düşmanlıktır” diye niteledi. Ayrıca Irak Ulusal Güvenlik Konseyi toplandı ve “ABD’nin Irak’taki askeri varlığına son vermeyi” gündemine aldı. Ve öncelikle de Irak’taki ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin Irak Başbakanı ve Silahlı Kuvvetler Komutanı Abdülmehdi’nin onayı olmadan, eylem yapamayacağı ilan edildi.
3. Öte yandan yine ABD’nin askeri güç bulundurduğu Afganistan da ABD’ye karşı tutum aldı. Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani, kendisini telefonla arayan ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’ya “Afganistan topraklarını üçüncü bir ülkeye saldırı için kullandırtmayacaklarını” belirtti!
Bundan sonra ne olabilir?
1. İran’ın ABD’ye bir yanıtı olacaktır. Fakat bu konvansiyonel nitelikte bir yanıt değil, büyük ihtimalle İran’ın vekillerinin ABD’nin vekilleriyle yaptığı vekâlet savaşı düzleminde olacaktır. Yani vekiller savaşının asiller savaşına dönüşme olasılığı çok düşüktür. Ancak vekâlet savaşının seviyesinin yükselmesi hatta yeni cepheler açılması da ciddi olasılıktır. Nitekim Süleymani’ye suikastın ardından Irak’ta önce ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği yakınına, ardından da ABD’nin Irak’taki en büyük askeri üssü olan Selahaddin’deki Beled üssüne füze saldırısı düzenlendi.
2. Bir diğer olasılık ise her ne kadar suikastın ardından ABD, bölgeye ek 3 bin 500 asker gönderdiyse de, Trump ve ekibinin, bu olayı “Ortadoğu’dan çekilerek Pasifik’e yığınak yapmak” şeklindeki ana stratejilerini uygulamaya vesile edebileceğidir.
Nitekim Trump ve ekibi uzunca bir süredir “Suriye’den çekilmek istediğini” söylüyor, ancak iç tepki nedeniyle bunu tam olarak gerçekleştiremiyordu. ABD Savunma Bakanı Mark Esper, temel hedeflerini şu sözlerle açıklamıştı: “Bizim başlıca rakiplerimiz Çin ve daha sonra ise Rusya. Dolayısıyla benim amacım Suriye olsun veya Afganistan olsun, asker sayımızı buralardan düşürüp ülkeye getirip daha büyük görevler için tekrar eğitmek veya onları Hint-Pasifik bölgesine konuşlandırmaktır.” (20.12.2019)
3. ABD eğer Ortadoğu’dan asker çekmek zorunda kalırsa, bunu ancak İsrail’in güvenliğini garantiye alarak yapabilecektir. Bu da haliyle Washington ile Tahran arasında, Obama dönemindeki gibi bir anlaşma yapılmasını gerektirir.
Nitekim tarihte buna benzer olaylar, beklenildiğinin tersine, savaşı değil, barışı getirmiştir. Trump’ın suikastın ardından verdiği şu mesajlar da bu olasılığa bir ölçüde işaret etmektedir: “Dün savaş başlatma değil, savaşı durdurma yönünde karar aldık. İran halkına son derece saygı duyuyoruz ve İran’da rejim değişikliği peşinde değiliz. İran, bölgeyi istikrarsızlaştırmak için vekillerini kullanmaya derhal son vermeli.” (3.1.2020)
Türkiye ne yapmalı?
Türkiye, ABD’nin İran’a karşı bölgesel savaşı tetikleyebilecek bu hamlesinin olası sonuçlarından etkilenecek ülkelerden biridir. Zira doğrudan İran’ı hedef alan Kürecik Radarı Malatya’dadır. Yine başta İncirlik olmak üzere ülkemizde pek çok Amerikan üssü ve tesisi vardır.
Ankara bu nedenle, olayı fırsata çevirmeli ve ABD ile İran arasında arabuluculuk yapma potansiyeline en sahip ülke olarak, -bölgedeki “yalnızlığını” da giderecek- bir diplomasi atağı başlatmalıdır!
cumhuriyet