İmam Hamanei’nin Devlet ve Yönetime Bakışı

Rate this item
(0 votes)
İmam Hamanei’nin Devlet ve Yönetime Bakışı

Bugüne kadar İran İslam Cumhuriyeti hakkında çok şey yazılıp çizildi.
İran’da şahtan sonra kurulan devlet neden “Cumhuriyet” adını aldı


İmam Humeyni neden “İslam” la “Cumhuriyet” kavramını yan yana koymakta ısrar etti?

İslam açısından Cumhuriyet ve demokrasi, devlet ve halk…gibi kavramların net bir tanımlaması var mıdır?

Bu devrimin ana kavramları nelerdi?

Bunları hep Batı medyası ve onun yerli uzantılarından öğrendik, onlardan dinledik, Batının güdümünde olduğunu bildiğimiz TV kanallarından izledik…
 
 ***

Batının ne denli bir İslam düşmanı olduğunu o zamanlar pek çoğumuz bilmiyordu.
Bizzat Batıda bile dinin kökünü kazıyanların Siyonist bir küresel güç olduğunu da…

   ***

Ama son 30 yıldaki gelişmeler ve özellikle “İslamofobia” kavramının türetilmesi, insan hakları, inanç özgürlüğü ve medeniyetten dem vuran Avrupa ve ABD’de İslam inancına ve kutsallarına saldırılar alenileşince Batının inanç ve düşünce özgürlüğü iddialarında asla samimi olmadığı ortaya çıktı.

 Dünyadaki gelişmeleri hep Batının ağzından duyup onun penceresinden izlemeye alıştırılan kitleler, bari kendi ülke ve bölgelerinde olsun, olup bitenleri bir de olayı yaşayan şahitlerden duymaya ve onların gördüğü zaviyelerden görmeye zahmet etmediler.
 Kendi ülkemiz hakkında bile gelişmeleri Batıdan öğrenmeye alıştırılanlar, komşumuz İran’da olup bitenleri bir de bizzat bu Cumhuriyetin bugün en tepesindeki isimden dinlemeyi akletmedi.
İster sever, ister karşı olursunuz, ben işin o tarafında değilim; ama başta ABD gelmek üzere bunca emperyalist gücün türlü saldırılarına rağmen hâlâ ayakta durabilen bir ülkeden bahsederken onu bir de kendisinden dinlemenin gerekli olduğuna inanıyorum.
 Zira o zaman o da aynı şeyi yapacak ve bizi Batılıların ağzından değil, bizden dinleyip öğrenmeye başlayacaktır.

   ***

 Bu önemli kıstasları analiz edebileceğimiz en net belge,birkaç gün önce yapılan bir konuşma metninde yer alıyordu.
 İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei, geçtiğimiz Cuma günü, 4 Haziran 2021’de İmam Humeyni’nin -ks- vefatının32. yıl dönümü dolayısıyla yaptığı konuşmada, İslam Cumhuriyeti tezini, gayet net kıstaslar ve ilginç hatıratıyla açıkladı.
Ayetullah Hamenei’nin bu konuşmasını ulusal bir TV kanalında canlı yayında anlık olarak, yani simultan çevirisini yaptığımda, sosyal medyadan bu kadar soru ve merak alabileceğimi hiç düşünmemiştim doğrusu.

   ***

 İslam İnkılabı lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamenei, rahmetli İmam Humeyni’nin en önemli çalışma ve inisiyatifinin “Muhammedi Öz İslam”ın bağrından yükselen ve prensiplerini bizzat Kur’an’dan alan bir “cumhuriyet” yönetimi olduğunu söylerken çok ince bir noktanın da altını çizdi:
 “Bu yönetim tarzı, İslam’ın içinde var olup, halkın iradesine dayalı bir “dinî demokrasi” yi de üreten “İslam Cumhuriyeti” dir” diyordu…
Yani İslam’a uygun yönetimde krallık ve sultanlık yoktur, cumhuriyet vardır.

   ***

Burada bir kavram karmaşasına mahal bırakmamak için şu “demokrasi” kavramını biraz açalım.
Yukarıdaki konuşmanın Farsça orijinalinde “demokrasi” nin öz Farsçası olan “Halkçı, halka dayalı” terimi, yani “merdomî” kelimesi kullanılıyor.
Batılı bir kavram olan ve bizlere hiç de iyi şeyler çağrıştırmayan “demokrasi” yerine bu kelimenin kullanılması boşuna değildir.

   ***

“Demos-kratos” un bir Yunan felsefesi olduğunu biliyoruz.
Yunanca “dimos”, halk zümresi ve ahali;  “kratos” da iktidar ve yönetim anlamına geliyor.
 Bugün bizim de Türkçemizde kullandığımız “demokrasi” sözcüğü bu ikisinin bileşiminden türemiştir.
 Günümüzde sadece hukuki değil, siyasi bir anlam da taşıyan bu kavramın Türkçe karşılığı tam olarak şöyle verilebilir:
“Siyasal denetimin doğrudan doğruya halkın ya da düzenli aralıklarla halkın özgürce seçtiği temsilcilerin elinde bulunduğu, toplumsal ve ekonomik durumu ne olursa olsun tüm yurttaşların eşit sayıldığı yönetim biçimi. Sosyal eşitsizliği yok etmeye çabalayan yönetim; fırsat eşitliği sağlamaya çalışan yönetim; kamu hizmetinde bulunmak için halkın desteğine dayanan yönetim…”
Buraya kadar bir sakınca yok.

Yani gerçekten halkın iradesine ve seçimine dayalı bir sistemle kimin ne sorunu olabilir?
Bunun İslam dininin prensiplerine aykırı olmayan tanımlaması “İslam öğretilerine dayalı bir halk yönetimi” dir.
İslam İnkılabı lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamenei’nin konuşmasında vurguladığı şey işte buydu.

   ***

Türkiye ve şah dönemi İran’ında bazı Müslümanlar bu kavramı sevmediler, demokrasi İslam’a aykırıdır dediler. Gençlik yıllarımızda demokrasiyi “küfür” , saltanatla, şatafatla ve aristokrasiyle bütünleşen “hilafet” i ise İslamî sayanlar vardı.

Çünkü Batı kültürünün yanlış yönleri ve kokuşmuşlukları bize ve bölgemizdeki ülkelere dayatıldığında “demokrasi” diyerek dayatıldı ve din düşmanlıklarıyla ahlaksızlıkları bu pakette koydular önümüze..

Oysa demokrasinin gerçekten inanç ve fikirlere saygılı bir halk yönetimi ve fırsat eşitliği olması halinde kimsenin buna itirazı olmayacaktı.

   ***

Bosna-Hersek katliamları, Irak, Suriye, Yemen, Filistin..vb’nde bugün şahit olunanlar, Türkiye üzerindeki baskılar ve S-400 bahanesiyle bize uygulanan ambargolar, sırf Amerika’ya boyun eğmediği için 40 yıldır komşumuz İran’a uygulanan akıl almaz yaptırımlar, Fransa’nın mizah adı altında “Şarlo Ebdo” (Charlie Hebdo) oyunu, Danimarka’nın karikatür rezaleti, NATO’nun Türk devlet başkanlarının fotoğraflarını hedef tahtasına asması, Amerika’nın 11 Eylül kumpası ve Müslümanların ABD’ye girişini yasaklayacak kadar ırkçılaşması..vb daha yüzlerce gelişme ve bugün de hiç değişmeden tekrarlanan olaylar, Batının “demokrasi” konusunda da tıpkı “insan hakları”, “hak ve özgürlükler”, “düşünce özgürlüğü”, “basın özgürlüğü”, “inanç ve fikir hürriyeti” konularında olduğu gibi “sahtekar ve iki yüzlü” davrandığını ispatlamış durumdadır.

İsmail Bendiderya -Yorum

 

İslam İnkılabı lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamenei’nin özellikle “demokrasi” kelimesi yerine Farsça “merdomi, merdomsalari-ye dinî” kavramlarını tercih etme sebebi budur. Bu kavramda “hilafet” gibi bir tanımlama yoktur, zira İslami prensiplere bağlı kalmak ( bu durumda, çevresine zarar vermediği sürece bütün din ve inançlara da saygılı olmak durumundasınız) , İslam’a saygılı davranmak şartıyla bugün halktan istenen ve alınan oyların, dünün biatıyla aynı olduğunu ve sadece şekil farklılığı bulunduğunu söylememize gerek yok sanırım.

   ***

Bu noktada, “biat” le “seçim ve oy” kavramlarının asla tam olarak aynı şeyler olmadığını da bilerek söylüyorum bunu.
Çünkü sözkonusu konuşmada “İslam Devleti” değil, “İslam Cumhuriyeti” analizi yapılmaktadır ve ikisi arasında gayet net ve ciddi bir fark vardır.

Bu farkın ne olduğunu başka bir yazıda veya bir TV programında anlatma fırsatı buluruz inşallah.
 Yarın, İslam İnkılâbı lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamenei’nin konuşmasındaki diğer “ince noktalar” a değinmeye çalışacak ve İran’daki seçimler konusunda bazı adayların salahiyetine değinme nedenlerini irdeleyeceğiz inşallah.

Şimdilik sağlıcakla kalın efendim.

Read 865 times