Batı İsrail’in Yıkılacağını Fark Etti

Rate this item
(0 votes)
Batı İsrail’in Yıkılacağını Fark Etti


Bismillah 

Aksa Tufanı operasyonu İsrail’in dağılması ve yok oluşuna ortam hazırlamıştır. Bu operasyonun ne kadar etkili olduğunun en belirgin göstergesi başta ABD başkanı olmak üzere Batılı müstekbir güçler liderlerinin 7 Ekim’den hemen sonra birbiri ardından İsrail’e yapmış oldukları seferlerdir. Bu alelacele koşuşmalar beyin krizi geçirmekte olan Siyonist rejime teselli vermek amaçlıydı.

Batılılar, özellikle de ABD İsrail’de askeri operasyon komutanlığını üstlenmiş bulunuyor. Bu da Aksa Operasyonunun ne kadar öldürücü bir darbe olduğunu ve İsrail’in artık eski İsrail olamayacağının en açık kanıtıdır.

Mescid-i Aksa fırtınasının şokuyla, daha doğrusu depremiyle Siyonist rejimin dehşete düşmüş liderleri, öyle bir şaşkınlığa düştüler ki ABD ve müttefikleri bu beyin ölümünü önlemek için donanmalarını İsrail Lübnan kıyılarına konuşlandırdılar. Savaşın yönetimi CENTCOM'a (Batı Asya bölgesindeki ABD Donanması) devredildi ve nükleer santrallerin kontrolünü üstlenmek için acilen uzman ekipler işgal altındaki topraklara gönderildi. Bütün bunlar yıllardır medya aracılığıyla şişirilmiş İsrail balonunun patladığını gizlemek ve rejimin ani çöküşünü önlemek içindi.

Ve yine yenilginin boyutlarını örtbas etmek için uluslararası siyonizmin emrindeki medya operasyondan hemen sonra harekete geçirilerek düzdüğü senaryolar ve stüdyolarda çekilmiş sahte fotoğraf ve videolarla HAMAS mücahitlerinin çocuklara ve kadınlara yönelik terör uyguladığı yalanını yaymakla Siyonist çetelerin başlatacağı cinayetlere ortam hazırlamaya başladılar.

Gazze’de ateşkes ilanına ABD, İngiltere ve Almanya gibi ülkelerin karşı çıkmalarının sebebi bu yenilginin derinliğini unutturmak ve en aza indirgemek içindir. Yoksa Gazze’yi tamamen kontrollerine geçirseler ve daha fazla çocuk, kadın ve yaşlı insan üzerinde soykırımı uygulasalar bile Siyonist rejimi beyin ölümünden kurtaramayacaklardır.

Batı emperyalizminin her açıdan tam desteğiyle yapılan bunca cinayetlere rağmen İsrail HAMAS’a karşı şimdiye kadar herhangi bir başarı gösterememiş ve bundan sonra da gösteremeyecektir.  Yakın bir gelecekte ateşkes ilan etmek zorunda kalacaklardır. Savaşı uzatmalarının nedeni aldıkları yenilginin ciddiyetini ve derinliğini unutturmak, İsrail’i bir süre daha ayakta tutmak, bütün bir Batının gücünü İsrail’in gücü gibi göstermek amaçlıdır. Çünkü Joe Biden’ın ifade ettiği üzere Batı emperyalizmi İsrail kurulmasaydı bile uğursuz çıkarları uğruna bu bölgede benzeri bir terör ve işgal rejimi kurmak zorundaydı. Yenisini kurmak yerine mevcudu korumak için ellerinden geleni yapmaya çalışacaklardır.

Aksa Tufanı operasyonu sadece İsrail ve hamilerini şaşkınlığa sevketmemiş bölgedeki kukla, uzlaşmacı ve çıkarcı rejimleri de derinden sarsmıştır. Abraham anlaşması, Hint- Arabistan-Ürdün-İsrail yol projesi, Doğu Akdeniz bölgesi enerji işbirliği gibi İsrail’e meşruiyet tanıma, ayakta tutma projeleri de sekteye uğratılmıştır. İsrail’in varlığı gibi bu projeler de eskisi gibi devam edemeyecektir. Bölge ülkeleri bunda ısrar ederlerse İsrail’in düştüğü duruma düşmeleri kaçınılmaz olacaktır.

Bölgenin Müslüman halkları kendilerine tahakküm eden rejimlerin aksine bugün artık dünden daha çok komplonun farkına varmış, nasıl bir cani-terör rejimiyle karşı karşıya bulunduklarını, Batı ittifakı içerisinde bulunmanın nasıl bir gaflet ve hata olduğunu anlamış bulunuyorlar. Bugün olmasa da yarınlarda kendilerine tahakküm eden rejimlerin ihanet ve gafletine izin vermeyeceklerdir.

Bugün İsrail’e duyulan nefret İslam dünyası coğrafyasını aşmış, Avrupa ve Amerika'nın pek çok şehirlerine yayılmış bulunuyor. Kim düşünebilirdi ki bir gün bu sahte rejimin yaratıcılarından biri olarak İngiltere başkenti Londra'da Filistin'i savunmak ve İsrail'i lanetlemek için yüzbinlerce insan yürüyüşe geçecek?  Amerika'da Filistin savunucularının Beyaz Saray önünde toplanıp İsrail'e ölüm haykıracağı gün kimin aklına gelirdi? Dünyadaki medya tekeli, uzun yıllardır İsrail'in mazlum Filistin milletine karşı işlediği suçların görülmesini engellemişse de bugün sanal alem yardımıyla gerçeğin kapıları dünya insanlarına açılmıştır. Buna, Tel Aviv ve işgal altındaki diğer şehirlerin meydanlarında toplanarak İsrail aleyhine sloganlar atan ve esirlerinin Hamas direniş güçlerinden serbest bırakılmasını talep eden işgal rejimi sakinlerinin iç ve şiddetli protestolarını da eklemek gerekir. Bizzat Batılı müstekbirler de kendi halklarının sesine kulak vermek zorunda kalacaklardır.

New York Times'ın dış politika uzmanı ve önde gelen köşe yazarlarından Thomas Friedman İsrail'in artık eskisi gibi İsrail olmadığını itiraf ettiği yazısında şöyle kaydediyor:

"Şimdi neden herkesin İsrail’de niçin bu kadar büyük bir gerileme olduğunu söylediğini daha iyi anlıyorum.  Hamas'ın ani saldırılarından sonra orada önemli miktarda değişiklik yaşandı. Açık olmak gerekirse, İsrail'in şu anda gerçek bir tehlike altında olduğu benim için artık açık; 1948'den bu yana hiç olmadığı kadar büyük bir tehlike. Tel Aviv'e gitmek istememden birkaç gün önce birçok arkadaşım ve akrabam beni 7 Ekim'den (El Aksa fırtınası operasyon) sonra İsrail'in başka bir İsrail olacağı konusunda uyarmıştı.  Onlar haklıydı. İsrail artık sakinlerinin daha önce hiç yaşamadığı bir yer haline geldi. İsrailli generallerin daha önce hiç korumak zorunda kalmadığı, Amerika adında bir müttefikin daha önce doğrudan müdahale edip savunmak zorunda kalmadığı bir yer. İsrail ve Batı Şeria'ya gittikten sonra, Hamas'ın ani saldırılarından sonra neden herkesin orada bu kadar büyük bir değişimin yaşandığını söylediğini şimdi anlıyorum."

Ziya Türkyılmaz

Read 205 times