Displaying items by tag: mektub

Bismillahirrahmanirrahim
“Rabbinin yoluna hikmet, güzel öğütle çağır ve en güzel yöntem ile tartış. Gerçekten Rabbin, yolundan sapanları en iyi bilendir ve O hidayete erenleri de en iyi bilendir.”

İmam Hamenei’nin müslüman olmayan toplumlara mektup göndermesi, dünya meselelerine ne kadar hassas olduğunu gösterir. Dünya toplumlarının sorunlarına kayıtsız kalınmaması gerektiğini bizatihi kendisi doğrudan irtibat kurarak gösteriyor. Kendisinin sadece İran halkının rehberi olmadığını, özgürlük, hidayet ve doğrulara ulaşmak isteyen herkes için çaba gösteren şefkatli bir önder olduğunu göstermiş oluyor.

İmam Humeyni (r.a) Doğu bloku devlet adamlarına nasihat ve tavsiyede bulunuyordu. Ancak aradan geçen 25 yıl süreye rağmen muhatap olarak seçtiği yöneticilerin İmam Humeyni’nin nasihat ve tavsiyelerine uymadıkları ortaya çıktı. İmam Hamenei, artık Doğulu ve Batılı devlet adamlarından ve politikacılardan ümidini kesmiş olarak gelecekte toplumların idarecileri olacak genç nesle hitap ediyor.

İmam Hamenei, mektubunu, muhatabın bilimsel, toplumsal ve siyasal durumunu gözönünde bulundurarak Kur’anî tebliğ metodu kullanıyor; hikmet, nasihat ve cidal-i ahsen. “Rabbinin yoluna hikmet, güzel öğütle çağır ve en güzel yöntem ile tartış. Gerçekten Rabbin, yolundan sapanları en iyi bilendir ve O hidayete erenleri de en iyi bilendir.” Nahl/125

Mektubun, politik ve diplomatik dilden uzak tamamen şefkat ve rahmet duygularıyla dolu sadakatli bir dost, yüreği yanan bir baba diliyle yazılmış bir mektup olduğu her satırından anlaşılıyor. İlmi ve ahlaki bir dil kullanan İmam Hamenei gençlerin hem kalbine, hem de aklına hitab ediyor. “Allah’ın merhametiyle onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer sert ve katı olsaydın, etrafından dağılırlardı. O halde onları affet, onlar için bağışlanma dile ve işlerinde onlara danış….” Al-i İmran/159 ayetinde beyan edilen peygamberin güzel sıfatını kullanıyor.

Batılı gençleri muhatap olarak alması, onların ruhuna ve fıtratına hitab etmesi demektir. Bütün insanların fıtratı hakka ve gerçeklere meyl eder.” Yüzünü hakka yönelmiş olarak dine çevir; Allah’ın insanları üzerine yarattığı fıtratına. Allah’ın yaratılışında bir değişiklik olmaz. İşte sağlam din budur, fakat insanların çoğu bunu bilmezler.” Rum/30

Batı kültürü, insan fıtratının üstünü örten köpük gibidir. İmam Hamenei bu köpükleri kenara itip berrak suyu görmelerini istiyor. “Gökten su indirdi, her vadi kendi ölçüsü kadar aktı. Sel, üzerindeki köpüğü yüklenip taşıdı. Süs veya eşya yapmak için ateşte erittiğiniz şeylerde de buna benzer köpük oluşur. İşte Allah hak ve batıla böyle örnek verir. Köpük bir kenara atılır, yok olup gider; ancak insanlara yararlı olan şey yeryüzünde kalır. İşte Allah örnekleri böyle açıklar.” Ra’d/ 17

İmam Hamenei, İslam dininin bütün dünya için gönderilmiş evrensel değerleri içeren ilahi din ve Resulullah’ın da “Biz seni, ancak alemlere rahmet olarak gönderdik”. Enbiya/107 ayetinde beyan edildiği gibi bütün insanlara rahmet olarak gönderilen evrensel bir lider olduğunu vurguluyor. “Biz seni bütün insanları kapsayan bir mesajla müjdeci uyarıcı olarak gönderdik”. Sebe’/28 ayeti gereği asrı saadetten günümüze kadar bütün insanlar peygamberin ümmetidir. İmam Hamenei’nin bu mektubunun muhatabı, peygambere iman etmemiş ümmetin gençleridir.

İmam Hamenei’in mektubunda belirtilen önemli noktalardan biri de, Kur’an’ın evrensel hidayet kitabı olduğunu vurgulaması ve genç nesli Kur’an’ı okumaya davet etmesidir. Kur’an bütün peygamberlerin getirdikleri ilahi mesajı içinde barındıran hepsini kuşatan bir kitaptır.”Sana da hak üzere ve önceki kitapları doğrulayıcı ve onları koruyucu ve gözetici olarak bu kitabı indirdik” Maide/48. Dolayısıyla Kur’an’ı okuyup anlayan diğer kitaplara ihtiyacı olmayacağı gibi bütün peygamberlerin mesajını anlamış olacaktır.

Kur’an ve peygamberin muhatabı sadece müslümanlar değildir, bütün insanlar ilahi vahyin muhatabıdırlar. Kur’an’da “Eyyühennas !…”, hitabıyla başlayan ayetlerin hepsi bütün insanları muhatap almaktadır. Kur’an bütün insanlarla konuşuyor; inanan, inanmayan, günahkar, munafık, müşrik ve kısacası her inanca sahip olanlara hitab ediyor; hepsine söyleyecek sözü vardır.

Kur’an’ın evrensel mesajlarını anlamak için kimsenin aracıya ihtiyaç yoktur; Kur’an’daki evrensel genel hükümler her akıl sahibinin anlayacağı şekilde beyan edilmiştir ve her akıl seviyesine göre beyan edilmektedir. Muhatab anlamadığı ilahi emirleri veya anladığı emirlerin detaylarını uzmanına sorması gerekir.

Batı kültürüyle eğitilmiş gençleri tefekkürde hür düşünmeye davet ediyor. Hakim ortamı kırmaları gerektiğini, bağnazlık ve taassubu, körü körüne kabullenmeyi ve batı düşünce duvarları içine hapsedilmeyi redetmelerini istiyor. İnsan özgür düşünemez ise kendisi ve toplumun geleceği için sağlıklı düşünceler ortaya koyamaz. Toplum bireylerinin etrafını çepeçevre sarmış batı siyaseti, bilim ve teknoloji diktatörlüğünün doğurduğu esaretten kurtulamaz. Batı dünyasının düşünce özgürlüğünün slogandan ibaret olduğunu gün yüzüne çıkaran İmam Hamenei, “düşünce özgürlüğünden” önce batının “özgür düşünmeyi” öğrenmesi gerektiğini vurguluyor.

Dini öğretileri öğrenmede aracısız/vasıtasız direkt Kur’an’dan öğrenmenin önemine vurgu yapan İmam Hamenei, İslam’ın aklaniyetine ve insanın aklının önemini anlamaya davet ediyor. Geleneksel İslam anlayışını redederek Kur’an’ın yüzlerce ayetinde beyan edilen aklı kullanma, akıletme ve tefekkür ile gerçek İslam’ın anlaşılacağına işaret etmektedir. Kur’an’ın muhataplarının heva-hevesten arınmış akıl sahipleri olduğunu da vurgulamaktadır. İmam Hamenei, eleştirel aklı kullanarak emperyal kültürün oluşturduğu tabuları kırmaya davet ediyor.

Tarih boyunca dini siyaset malzemesi yapan ve kendi çıkarları için kullanan idarecileri de kınayan İmam Hamenei, siyasetçilerin oluşturdukları önyargının İslam’ın gerçek yüzünü görmeyi engellediğini vurgulayarak İslam’a önyargı ile yaklaşmaya sebep olanların emin/güvenilir olmadıklarını da buyurmaktadır. İnsanların inanç ve maneviyatını politize eden siyasetciler, dini ve maneviyatı da kendi tekellerine alarak önyargı oluşturmaktadırlar.

Evrensel mesajlar içeren bu mektubun her bölümü alimler, mütefekkirler, aydınlar ve sosyologlar tarafından batı toplumuna beyan edilmelidir diye düşünüyoruz.
Vesselamu ela menittebel huda

Sabahattin Türkyılmaz

E-Mailiniz
Yorumunuz