Hiç şüphesiz, İmam gerçekleştirdiği devrim ile öz Muhammedi İslam`ı çağımızda ihya etti.
Bismillahirrahmanirrahim
يَا أَيَّتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّةُ ارْجِعِي إِلَى رَبِّكِ رَاضِيَةً مَرْضِيَّةً
Öncelikle düşünce ve eylemleriyle tarihin seyrini değiştiren ve çağımızda insan-ı kamilin somut bir örneği olan, İmam Ruhullah el Musavi el Humeyni`yi büyük bir saygı, sevgi, özlem ve rahmetle anıyoruz.Kendisinden sonra bırakmış olduğu Velayet-i Fakih emanetinedeburada bağlılığımızı ilan ediyoruz.
Hiç şüphesiz, İmam gerçekleştirdiği devrim ile öz Muhammedi İslam`ı çağımızda ihya etti. Ve müslümanlara izzet, özgüven ve yeni bir islami anlayış kazandırdı.
Şehid Muhammed Bakır Es Sadr’ın deyimiyle, İmam Humeyni İslam`ı hakim kılmakla, bütün Peygamberler`(a.s)in arzusunu gerçekleştirdi.
O bizi gerçek anlamda karanlıktan nura çıkardı. Dini olsun, siyasi olsun her alanda bakış açılarımızı değiştirdi. Tek kelimeyle bizim basiret gözümüzü açtı.
Onun için, biz müslümanlar, özellikle Velayet taraftarları, İmam Humeyni’ye çok şey borçluyuz.
Tarihe iz bırakanlar,bazıları insanlara sundukları hizmetler ve yeniliklerle anılır, bazıları ise yapmış oldukları zulüm, baskı ve katliamla isimlerini tarihin karanlık sayfalarına yazdırmışlardır.
İnsanlığa hizmet etmeyle, adlarını tarihe kaydeden şahsiyetlere baktımızda, bu şahsiyetlerin getirdiklerine veya yeniliklerine baktığımızda, sundukları hizmet ve yeniliğin sadece belli alanlarda olduğunu görmekteyiz.
Örneğin bazıları fikir ve düşünce alanında, bazıları ahlak, maneviyat ve irfan alanında, bazıları fıkıh alanında bazıları da siyaset ve mücadele alanında, uzman olup yenilikler getirmişlerdir.
Fakat asrımıza ve hatta geleceğe damgasını vurmuş ve vuracak ve gerçekleştirdiği inkılabla, tarihin seyrini değiştiren İmam Humeyni` (r.a)e baktığımızda, çağdaş insan toplumunun ihtiyaç duyduğu alanların hepsinde fikir ve düşünce sahibi bir şahsiyet olduğunu görmekteyiz. İmam diğer şahsiyetler gibi, tek yönlü değil, çok yönlü mümtaz karizmatik bir kişiliğe ve kimliğe sahipti.
İmam dünyada olabilir kidaha fazla siyasi kimliği ve devrimci ruhuyla tanınıyor, ancak İmam bunun yanı sıra bir fakih, bir filozof, bir abid, bir zahid, bir arif, bir Kur’an müfessiri ve İslami bir önder idi.
İmam kendisini yüce İslam dinine adamış, bağımsızlık, özgürlük, hak ve adalet uğrunda hayatı boyunca mücadele etmiş ilahi aşkla yanıp tutuşan büyük bir lider idi.
İmam Humeyni gibi yüce bir şahsiyeti hakkıyla tanımak ve hakkıyla övmek bizim gibi sıradan insanları aşar diye düşünüyorum.
Onun için lafı fazla uzatmadan İmam`ın en yakın ve gerçek yanı olan İmam Hameney`in bakış açısıyla İmam`ın şahsiyetini tanımaya çalışsak daha yerinde olacağına inanıyorum.
İmam Hameney İmam (r.a)’ın vefatından birinci yıldönümünde irad ettiği beyanatında İmam Humeyni`nin şahsiyetini şöyle tanımlıyor:
’’Büyük Önderve İmamımız`ın şahsiyeti, hakikaten ilahi Peygamberler ve Masum İmamlar`(a.s)dan sonra hiç bir kimseyle mukayese edilemez. O Allah’ın bize bir emaneti, Allah’ın bizim üzerimizdeki hücceti ve ilahi azamet ve büyüklüğünün nişanesidir. İnsanlar O`nu gördüğünde, dinin büyük şahsiyetlerinin azametine inanırdı. Biz Peygamber (s.a.a)’ın azamet ve büyüklüğünü, Emir-ül Mü`minin’in, Seyyidiş Şüheda`nın, İmam Sadık’ın ve diğer İmamlar`ın azamet büyüklüğünü doğru tasavvur bile etmekten aciziz. Bizim zihnimiz bu yüce şahsiyetlerin azamet ve büyüklüğünü tasavvur edecek kapasitede değildir. Ancak aziz İmamgibi bir şahsiyeti insan bütün yönleriyle müşahede ettiğinde, O`nun güçlü bir imanı, kamil aklı, hikmet sahibi oluşu, sabrı, metaneti, hilmi, doğruluğu ve samimiyeti, fedakarlığı, tezkiyesi, zühdü, takva ve Allah korkusu, Allah için yapılan ihlaslı kulluğu ve bu sıfatlara sahip yüce bir şahsiyetin Velayet güneşleri karşısında tevazu göstermesi, ve kendisini onların karşısında bir zerre olarak görmesi, işte o zaman insan Peygamberler ve Masum İmamlar`ın azamet ve büyüklüğü ne derecede olduğunu anlar.
Tarihin seyrini değiştiren İmam Humeyni (r.a)’ın başarısının sırrı nedir?
İmam Hameney, İmam Humeyni (r.a)’ın başarısının sırrını herşeyden önce O`nun Allah ile olan irtibatında görmektedir.
’’İmam Humeyni Allah ile olan sıkı irtibatından ötürü, dünyada böylesi bir büyük hareket gerçekleştirdi. Bugün O`nun aramızda olmadığı bir zamanda, O`nun yüce şahsiyeti hakkında itiraf ve övgüler yağmaktadır. Bütün dünya O`nun kitleleri harekete geçirerek gerçekleştirdiği İnkılab’ın azameti için itiraf etmektedir. Benim inancıma göre ihlas, Allah’a yönelme ve bağlılık O`nun başarısının sırrıdır.
O إِيَّاكَ نَسْتَعِينُ ‘yalnız senden yardım dileriz’ manasını kendi amelinde mücessem kıldı. Allah’ın sonsuz okyanusuyla bağlantı kuran birisine hiç kimse üstün gelemez.’’
İmam Hameney, ilahi şahsiyetlerin tarihte kalıcı bir iz bırakmalarının ana sebebini, Onların Allah’la olan irtibatları ve Allah için mücadeleve çalışmalarına bağlamaktadır. Seyyid Ali Hameney şöyle buyuruyor:
’’İmam Humeyni’nin manevi gücünün sırrı ve Onun her geçen gün artan azamet ve etkileyiciliğinin sırrı O`nun bütün işlerde yalnızca Allah’ı görmesi ve O`nun yolunda mücadele etmesindendir. Allah da Kur’an-ı Kerim’de vaad ettiği gibi hep O`nun yanındaydı. (Eğer siz Allah'a (dinine) yardım ederseniz, O da size yardım eder. 47/7 ) ...İmam’ın iç huzuru dik duruşunun sebebi, O`nun her lahzada özellikle ülkenin hassas dönemlerinde ve hatta Rabbine kavuştuğu lahzada Allah ile olan bu irtibat ve bağlılığı müşahede etmekteyiz.’’
İmam Hameney, İmam Humeyni’nin ilahi yardıma tam bir imanı Onun başarısının en önemli etkenlerinden saymaktadır.
’’Kur’an’i bir hakikat esasına göre, kim Allah’a (dinine) yardım ederse, Allah da ona büyük bir ölçüde yardım eder. İmam bu ilahi kanuna tam bir imanla, Allah dinin hakimiyeti için durmadan mücadele etti. Allah da buna karşılık Ona mücizevi bir kıyamla İslam’a dayalı bir nizam kurmasında yardım diledi.’’
İslam İnkılabı Rehberi İmam Hamaney, İmam’ın başarısının bir diğer etkenini O`nun halktan kendinisaymasındanbilmektedir.
’’İmam siyaset sahnesine girdi, halk arasında idi, kendi ilkelerini halka açıklardı, halkı kendisinin sahip olduğu aydın ve bilinçli imana kavuşturdu. Halkın iman ve motivasyonunu ve İslami öğretileri Hakk ve hakikat lehine çevirdi. Diğerleri bu zor aşamayı geçemedi ve geçemezdiler de, fakat İmam bunu başardı. İran milleti bu ilkeye iman etti ve bu yolda mücadele etti. Neticede bütün engellere ve düşmanlıklara rağmen İslam nizamı zafere ulaştı ve her geçen gün güçlenerek kök saldı. İslam’ın yeniden hayata hakim kılma ve İslam Ümmeti’ni müstekbir güçlerden kurtarma düşüncesi İran coğrafyasıyla sınırlı kalmadı.’’
’’Aziz ve değerli İmam’ızın çalışma kural ve ilkeleri iki şeyde özetlenebilir: İslam ve halk. İmam’ın halkı esas alması da İslam’a dayanmaktadır. İslam, milletlerin hak ve hukukuna, milletlerin görüşlerinin önemine ve onların etkileyici rolüne vurgu yapmaktadır. Bundan dolayı İmam kendi çalışmalarını İslam ve halk eksenli karar kıldı. İslam’ın azamet ve büyüklüğünü halkın azamet ve büyüklüğü, İslam’ın iktidar ve gücünü, halkın iktidar ve gücü, İslam’ın başarısını halkın başarısı olarak görüyordu.’’
İmam Hameney açısından İmam Humeyni (r.a)’ın başarısının etkenlerinden bir diğeri ise ‘İmam’ın siyasi ekolü’dür.
’’İmam’ın başarlı olmasında en belirleyici etkenlerden bir diğeri ise, Onun bir sistem olarak sunduğu ve hakim kıldığı siyasi ekolüdür. İmam’ın sunduğu siyasi ekol insanlığa ve dünyaya yeni bir yol ve yeni bir mesaj sunmaktadır. İmam’ın siyasi ekolünde maneviyat ve siyaset birbirinden ayrı değildir; İmam kendisi de maneviyat, ahlak, irfan ve siyaseti birarada bulunduruyordu.’’
İmam Humeyni (r.a)’ın başarısının en önemli etkenlerinden birisi de hiç şüphesiz O`nun Hüseyin’i bir ruha sahip oluşuydu. İmam Hameney bu konuda şöyle buyurmaktadır:
’’İmam’ın İnkılab`tan sonra on senelik mübarek hayatına baktığımızda O bir an bile, hiç bir alanda düşmanın ağır tehditlerinden dolayı tereddüte düşüp geri adım atmadı. İşte bu Hüseyin’i ruha sahip olmak demektir. Savaş beraberinde zaiyat ve hasar getirir. İmam için bir insanın canı çok değerliydi. Bazen İmam acı çeken birisi için gözyaşı döker veya gözleri dolardı. Biz bu halı defalarca İmam’da müşahede ettik. Şefkatlı ve merhametli bir insandı. Sevgi ve insaniyyet dolu bir kalbe sahipti. Ama şefkat ve merhamet dolu bu kalp düşmanın şehirleri bombalama tehditleri karşısında ayakları kaymadı ve titremedi. Hak yolundan geri adım atmadı. İmam’ın hiç bir şekilde korkutulmayacağını bütün İslam İnkılabı’nın düşmanları bu on sene zarfında anlayıp tecrübe edindiler. Bütün dünya anladı ki, İmam bu parlayan kişiliğiyle siyasi arenadan uzaklaştırılamaz, tehdid, baskı ve yaptırımlarla O`nu yolundan vazgeçiremezler. Bu yüzden İnkılab`a uyum sağlamaktan başka bir çareleri kalmadı.’’
İslam İnkılabı Rehberi İmam Seyyid Ali Hamaney, mücadelede basiret ve sabrı İmam Humeyni (r.a)’ın başarısının etkenlerinden saymaktadır. Kendisi bu konu da şöyle buyurmaktadır:
’’Aziz İmam’ı ve yiğit milletimizi başarı kılan şey, basiret ve sabır idi (basiretli bir direniş) idi. Emir-ül Mü`minin Ali (a.s) Nehcul Belağa’da 173. Hutbe’de buyurduğu gibi:
و لايحْملُ هذا الْعلم إلاّ أهْلُ الْبصر و الصّبْر Bu bayrağı ancak sabır ve basiret ehli olan kişiler taşıyabilir. Sebebi de şudur: Bugün mücadele yüzde yüz küfür veya yüzde yüz şirk cephesine karşı değildir ki, mesele açık ve net olsun, saflar birbirinden ayrı olsun. Belki, bugün mücadele nifak ve ikiyüzlülüğe, içi boş sloganlara karşı, mücadele yalan ve aldatmaya karşıdır. Bugün birçok kişi insan haklarından söz ediyor, fakat yalan söylüyorlar. Birçok kişi İslam’dan söz ediyor, ancak yalan söylüyorlar. Butür kişilerin İslam’ı müstekbir güçlerin istek ve arzularına göredir. Bugün bir çok kişi eşitlikten bahseder, fakat yalan söylüyorlar. Bundan dolayı, bu devirdeki mücadele çok zordur. Zor olmanın nedeni, bir taraftan müstekbirleringücünden, diğer taraftan ise, Onların yalan ve iki yüzlü ve güçlü propaganda yapmalarından kaynaklanıyor. Basiretsiz insanlar, çok çabuk aldanıyorlar. Günümüzde de dünyada yüreği yanan fakat aldanmış olan bir çok insan vardır. Bunlar ne düşmanı tanımış ne de saflarını belirtmişlerdir. Değerli İmam İran’da sabır ve direnişle beraber olan halkın basireti sayesinde,bu yolu kat ederek zafere ulaştı. Halkın basiret ve sabırlı olmasında, en çok etkili olan İmam’ın kendisi idi.
İslam İnkılabı Rehberi İmam Hameney, İmam Humeyni’yi, İran milletinin ve yetkililerin zor anlarda başvurduğu ve sığındığı bir kişi olarak nitelendirmektedir.
’’İnkılab`ın başından beri üstlendiğim görevlerde defalarca İmam Ali (a.s)’ın buyurduğu şu cümlesini hatırlardım:
اذا اشتدّ بناالحراق التجینا برسولاللَّه Savaşlarda işimiz zorlaşınca hemen Resulullah’a sığınırdık.
Emir-ül Mü’minin Ali (a.s)’ın bu cümlesini hatırladığımda, bizim bulunduğumuz dönemde de geçerli olduğunu görürdüm.
Defalarca yetkili kardeşlerle değişik meselelerde görüş alış verişinde bulunurduk,halledemediğimiz meseleyi de sonunda İmam’a götürürdük. O doğru bir bakış, güçlü bir irade ve imanla, ve Allah’a olan emsalsiz bir tevekkülle sorunu hallederdi. Allah şahittir ki, yaşadığım müddetçe bu derecede Allah’a tevekkül ve hüsn-i zanda bulunan birisini ne görmüş ne de duymuşumdur. O sorunları çözer ve düğümleri açardı.’’
İmam Hameney bir konuşmasında İmam Humeyni hakkında şöyle buyurmaktadır: ’’İnşallah Allahu Teala kendi yardım ve hidayet elini müslüman İran milletinden çekmez. İmam 1986 yılında bir defasında bana şöyle buyurdular: Ben memleketin bütün işlerinde gizli bir gücün eli, işi yürüttüğünü görüyorum. İnşallah bu elin bizi terk etmemesi için layık olmaya çalışmalıyız.
İmam Hameney,İmam Humeyni’den şöyle nakletmeye devam eder: Ama zannetmeyelim ki, Allah`ın lütuf ve bereketi her ne yaparsak yapalım sürekli bizimle beraber olur. Hayır böyle değildir. Tam tersine bu gücün eli bazen insanlar layık olmadıkları zaman insanın başına vurur. Eğer biz dikkat etmezsek, ilahi sınırları çiğnersek, vazifemelerimizi kötü bir şekilde yerine getirirsek, veya vazifelerimizi yerine getirmezsek, o zaman bu güç bizden yardım elini çeker. Hatta hal böyle oldu mu, Allah`a sığınırız bu güç bize karşı da işleyebilir. O`nun yolunda hareket ettiğimiz müddetçe Allah bize yardım edecektir.’’
Evet, İmam Humeyni hakkında söylenecek gerçekten çok meseleler vardır. Fakat bizim için önemli olan bu yüce şahsiyeti her alanda örnek almamızdır. Ve hakikaten günümüz dünyası özellikle müslümanlar için bu yüce şahsiyette örnek alınması gereken şeyler vardır. Çünkü İmam yüce İslam dinini güncelleştirdi, canlı bir hale getirdi. İslamı ferdi alandan çıkarıp, toplumsal ve siyasal hale getirerek çağımızın sorunlarına cevap verecek bir konuma getirdi.
Ümit ederim ki, bizler bu yüce şahsiyeti anma merasimleriyle, her şeyden önce kendi iç hayatımızda bir devrim gerçekleştirir ve Allah`ın razı olduğu kişi ve toplumlar haline geliriz.
İbrahim Çakar