Sade Yaşantısıyla "Ruhullah"

Rate this item
(0 votes)

İmam Hümeyni evlendiği zaman Kum"da bir ev tuttu, İmam"ın evine aldığı ilk ev eşyalarını hanımı şöyle anlatıyor:""İmam"ın medreseden eve getirdiği ilk ev eşyaları şunlardı, bir kilim, bir yatak, yemek pişirmek için bir tüp, iki tane gaz lambası, küçük bir tencere, demlik ve birkaç tane bardak""

İmam"ın yiyeceği çok sade idi. Çoğu zaman sabahlar ve hatta Ramazan ayında dahi sahurda ekmek peynir yer ve çay içerdi. İmam"ın hanımı hasta olduğu için oruç tutmazdı, evde çalışan kadın, İmam kalkıp çağırdığı zaman uyanamadığı için İmam, kendisi kalkar semaveri yakar ve sofrayı hazırlardı.

İmam, Kuveyt sınırından geri çevrildiği zaman, Bağdat"a geri döndüğü günün sabahı Paris"e gideceği için o gece bir otelde kaldı. İmam"ın kaldığı otel çok modern ve lüks idi.(Irak devleti tarafından tutulmuştu) ve bütün turistler orada kaldığı için personelin hepsi İngilizce konuşuyordu. İmam için otelin bir katını boşaltmışlardı, akşam yemeği vakti gelince otel çalışanlarından biri, İmam"ın akşam yemeğinde ne almak istediğini sormak için odaya geldi. İmam dedi ki ‘"Ekmek ve biraz yoğurt, bende de kuru üzüm var. İmam"ın bu sözü yemek siparişi almaya gelen Iraklı için çok şaşırtıcı bir şeydi zira böyle büyük bir insanın bu şekilde sade bir yemek yiyebileceğini inanmıyorlardı.

İmam"ın Kum"daki evinin sadeliği onun aza kanaat etmesinin bir göstergesi idi. Bir ara İmam"ın evinin merdivenlerindeki tuğlalar yıpranmıştı, usta tamir etmek için birkaç tane tuğla alınsın bu yıpranan tuğlaları onaralım diyor, İmam, cevabında diyor ki yıpranan tuğlaları ters çevirip kullansınlar.

İmam"ın elbiseleri her zaman temizdi, ama cübbesi yıkanmaktan yıpranmıştı. İmam"ın dersinde oturduğumuz zaman İmam"ın cübbesinin yakasının yamalı olduğunu görürdük ve bu onun ne kadar sade ve gösterişsiz bir yaşantıya sahip olduğunun bir örneğidir.

İmam"ın Necef"teki evinde havanın çok sıcak olmasına rağmen kliması yoktu. O kadar ısrar etmemize rağmen İmam, klima almayı kabul etmedi. Bir gün arkadaşlardan birisi evin deki vantilatörü getirdi, pencereye tam olarak yerleşmeyince, etrafına kontapilek döşenmesi için marangoz çağrıldı. İmam, marangozu görünce ‘"Bunlar ne"" dedi, pencerenin etrafını yaptırmak için getirdiğimi söyledim. Ben marangozla orayı yaparken imam beni çağırdı, yanına gittiğimde İmam sert bir şekilde şöyle dedi ‘"Sen, Mustafa ve Ahmet (İmam"ın iki oğlu) hepiniz birlik olmuş beni cehennemlik etmek istiyorsunuz.""

İmam"ın iki tane konta pile için bu kadar sinirlenmesi beni çok korkutmuştu. İmam o kadar sade yaşıyordu ki hatta bunları dahi sade yaşantısına çok görüyordu.

Aklıma geliyor da İmam"ın vefatının 40.gününde iki Fransız keşiş İmam"ın yaşadığı evi görmek için geldiler ve Camaran"daki evin sadeliğini görünce çok şaşırdılar. Dediler ki ‘"Bırakın burası hep böyle kalsın ve Dünya böyle büyük ve ruhani bir insanın nerede yaşadığını ve misafirlerini nerede ağırladığını görsün.""

Ben, İmam"ın yanında kaldığım 10 yıl zarfında yakından şahit oldum ki İmam"ın fevkalade önem verdiği şeylerden bir tanesi de sade yaşantısı ve israftan kaçınmasıydı.

Defalarca şahit oldum, İmam, evden çıkarken gereksiz lambaları söndürüp çıkardı. Bir bardak su içtiği zaman, bardakta arta kalan suyu saklar ve susadığı zaman tekrar içerdi. Eğer İmam"ın bir yerine bir şey olsaydı, kâğıt mendili birkaç parçaya böler ve onun yetecek kadarını kullanırdı.

İmam, vaktinin yoğun olmasına rağmen evinde yapılan bir harcamayı kendisi kontrol ederdi ve her alışverişten önce alınacakların listesi İmam"a gösterilirdi.

İmam, israftan nefret ederdi. Bir gün cemaat namazı için medreseye geldiğinde ezana biraz vakit vardı bu yüzden talebelerden birinin odasına gitti. O sırada talebelerden bir tanesi odasının lambasını söndürmeden İmam"ın yanına geldi. İmam bunu görünce dedi ki ‘"niçin lambayı açık bıraktın ‘"oradakilerden birisi ‘"ışıkta israf olmadığını söylüyorlar""dedi. İmam, cevabında ‘"Asılsız söylemişler""dedi.

İmam, İran"a döndüğü zaman onu görmeye gelen halk çok kalabalık olduğu için imam evin üst katına çıkıyordu ve halka konuşma yapıyordu. Bir gün İmam aşağı inerken bahçede ki odanın ışığının açık olduğunu gördü ve birisiyle haber gönderip, bahçede açık kalan lambayı söndürttü.

Bir gün Fransa"da İmam"ın evi için alış veriş yapmaya gitmiştim, portakalın çok ucuz olduğunu gördüm ve evde birkaç gün portakal bulunsun diye almam gerektiğinden biraz fazlasını aldım ve eve götürdüm, Her zaman ki gibi aldığım şeyleri görmesi için İmam"ın yanına gittim, tabi çoğu zaman aldığım şeyleri görmek için İmam"ın kendisi mutfağa geliyordu. İmam, portakalları görünce dedi ki ‘"Bu kadar portakalı niçin aldın?"" Bende dedim ki ‘"Hacıağa evde iki üç gün portakal bulunsun diye aldım"" İmam ‘"fazlasını geri götür ve bizim bu kadar portakala ihtiyacımız yok""dedi.Geri vermek benim için çok zor olduğundan dedim ki ‘"Hacıağa fazla almamın sebebi ucuz olması idi.""İmam dedi ki ‘"İki tane günah işledin bizim bu kadar portakala ihtiyacımız yoktu ve siz (fazlasını ) aldınız. İkincisi de ucuz olması idi zira eğer bu portakallar dükkânda kalsaydı şimdiye kadar pahalı portakal alamayan birisi belki de bu gün bu ucuz portakalları alabilirdi, işte bu yüzden portakalları geri vermeniz gerekiyor.""

Bir daha İmam"a dedim ki ‘"Hacıağa burada (Paris"te) alış verişi bilgisayarla yapıyorlar ve bir şeyi geri vermek çok zor beklide hiç geri almazlar, en azından siz bir şey söyleyin de ben kendimi bu günahtan kurtarayım."" İmam dedi ki ‘"Öyleyse siz portakalları soyun ve dilimlere ayırın akşam,halk cemaat namazı için toplandığı zaman dağıtın herkes yesin belki Allah-u Teala bu şekilde hatanızı bağışlar.""

Bir gün mutfakta musluğu açmıştım İmam geldi ve dedi ki ‘"Niçin çeşme açık"" veya marul temizlediğim zaman İmam, Rubabe sakın bunları çöpe atmayın, bende siz merak etmeyin biz onları salata yapıp yiyoruz, diyordum.

İmam, abdest almak için odadan çıktığı zaman dahi televizyonunu kapatıyordu ve geldiği zaman açıyordu yani israftan bu kadar kaçınıyordu.

Ben bazı konuları İmam"a bildirmek için yazıp veriyordum, bir gün bir şey yazıp İmam"a verdim, İmam odadan çıkarak şöyle dedi ‘"Niçin dikkat etmiyorsun"" ben,""ne oldu"" dedim, ""İmam,""niçin birkaç satırlık bir şey için bu kadar kâğıt israf ediyorsun, bunu küçük ve işe yaramaz bir kâğıda da yazabilirsin.""

Read 2608 times
More in this category: Rehber’in Sade Yaşantısı »