Kadir Gecesi iki açıdan bizim için değerlidir. Söz konusu olan sadece bu iki eksenel unsurdur. Bu gece o iki eksenel unsuru bir araya toplayabilir. Bu iki eksenel unsurun biri Kur'an, diğeri İtrettir. Bu, Resulullahın zat-ı akdes-i ilahi tarafından insani ve İslami, bil husus şia toplumlarına tanıttığı iki ağır yüktür; şöyle buyurmuştu: "Ben aranızda iki ağır emanet bırakıyorum". Kadir gecesi Kur'an'a ve Ehlibeyte tevessül gecesidir.
"Kur'an'ı elinize alın, duası var; sonra başınızın üzerine koyun, duası var ve bu 14 masumun adını anın" denmesinin sebebi Kur'an'ın Ehlibeytin yanında, Ehlibeytin de Kur'an'ın yanında olmasıdır. Bu iki ağır yük, Allah'a tevessül vesilemizdir. Kur'an ve itrete tevessül konusunda kısa bir açıklamayla inşallah açık bir kalp ile Kur'an ve Ehlibeyte tevessül etmeye muvaffak olalım ve o nihai bereketleri zat-ı akdesten isteyelim.
Allah'ın Kendilerine Yakınlığına Rağmen Bazılarının Uzak Oluşu
Zamansal veya mekânsal olayda bu oran eşittir; yani eğer bir şey başka bir şeye yakın ise, o da buna yakındır; ya da ondan uzak ise, o da bundan uzaktır. Fakat manevi yakınlık ve uzaklıkta böyle değil; birisi yakın iken diğeri uzak olabilir. Allah herkese yakın iken "ve o, sizinledir nerede olursanız" fakat bir grup "sanki onlara pek uzak bir yerden nidâ edilmede." Kafir, mülhit ve münafık Allah'tan uzaktırlar. İşrakiye felsefesinde böyledir. Manevi yakınlık ve uzaklıkta böyledir; Allah yakındır fakat kul uzak.
Kulların Allah'a Yakınlık Vesileleri ve Yardımıyla Yakınlaşması
Eğer uzak kul yakın olan Allah'a yaklaşmak isterse, vesile gerekir. İbadeti vesiledir, Kur'an ve itret vesiledir; “ve onu vesîleyle arayın” ayeti de, bir dizi işlerin vesile olduğunu ispatlamaktadır. Lakin yılın en üstün geceleri olan Kadir gecesi, Kur'an ve itrete tevessül gecesidir. Bu iki vesileyi muhterem kılalım, başımızın üzerine koyalım, mukaddes isimleri dillerimizde cari edelim, Allah'a tevessül edelim ve bu uzaklığımızı yakınlığa çevirelim, kendimizi kurtaralım, ebedi olarak kurtulalım. çünkü Allah etmesin eğer bir kimse bu günlerde kendini kurtaramazsa, devamlı köledir; borçlu ve köle insanı ise rehin alırlar. Eğer birisi borçlu olursa, Allah'ın hakkını eda etmezse, borçluyu rehin alırlar.
Günahkâr İnsanın Kendi Amellerinin Esiri Olması
Kur'an'da geçen "Herkes kazandığına karşılık bir rehindir." ve "Herkes kazancı mukabilinde bir rehindir." Ayetlerinde rehin olmak borçlulara mahsustur. Normal ve maddi borçlarda mülkü ipotek ederler fakat itikat ve ahlak meselelerinde insanın kendisini rehin alırlar. Eğer birisi Allah'ın hakkını eda etmezse o kişiyi rehin alırlar. O kişi hakkı eda edemez çünkü bağımlıdır ve özgür değildir. Allah resulünün nurlu hutbesinde şöyle geçer: “Nefisleriniz günahlarınızın rehinidir, istiğfar ederek nefislerinizi kurtarın.” Yani günah işlediğinizde borçlu olursunuz; borçlu rehin bırakmalı, Allah sizin kendinizi rehin alır, siz bağlısınız; mübarek Ramazan ayında istiğfar ile kendinizi azat edin.
Mukarreblerin Ahrara Üstünlükleri
Kur'an ve itrete bu tevessülümüz, ahrardan olmamız adına kendimizi özgür kılmak içindir. Bundan sonrasında birçok aşama vardır. Eğer azat olsak, daha yeni ashab-ı yeminden olmuş oluyoruz! Ashab-ı Yemin olmakla mukarreblerden olmak arasında çok fasıla vardır. "Herkes, kazancına bağlıdır. Ancak sağ taraf ehli başka." Sağ taraf ehli olanların işleri kutlu ve mübarektir, sözlerinde, yazılarında ve davranışlarında şer, fesat ve fitne yoktur, özgürdürler, ahrardandırlar.
Fakat onlarla mukarreplerin arasında büyük fasıla vardır. Onlar mukarreplerin gözetimi altındadırlar; ne iş yapsalar mukarrepler görürler. "şüphe yok ki iyi kişilerin amel defterleri, illiyyîn'dedir. Ve nedir, bilir misin illiyyîn? Bir kitaptır ki yazılmış. Onu görür ancak mâbutlarına yaklaştırılanlar." Ebrarın amel defterleri, mukarreplerin gözetim ve aydınlatması altındadır. Mukarreplerin, ebrarın sahip olmadığı yüce dereceleri vardır.
Kadir Gecesinde Kur'an Ve Ehlibeyte Tevessül
Bizim bu gecedeki çabamız, kendimizi ahrar ve özgürlerin arasına katarak ashab-ı yeminden olmak olmalıdır; ondan sonra inşallah mukarreplerin makamına ulaşma ümidi de vardır. İpoteği kaldırabilecek, köleyi azat edebilecek ve esiri kurtarabilecek o önemli vesile Kur'an ve itrettir. İtretin örnek ve simgesi, bu gecenin ona ait olduğu Ali b. Ebu Talib'dir. Eğer bir kimse kalbinde velayeti ve canında Kur'an'ı taşıyorsa, bu iki ağır yükle Allah'a tevessül etmeli. Kur'an'ı başının üzerine koymalı yani Kur'an bütün işlerimizin başındadır ve 14 masumun adını anmak yani bunlar Kur'an'ın müfessirleridir, hükümlerini uygulayanlardır, açıklayıcısıdır, tanıtıcısıdır, hükümlerinin koruyucusudur. Öyleyse Kadir gecelerinde vazifemiz, bu iki ağır emanete tevessül ederek Allah'a yakınlaşmaktır.
Kadir Gecesi Gibi Bazı Günlerde Allah'ın Özel Tecellisi
Diğer bir konu şu ki her zaman bu iki ağır emanete tevessül edilebilir lakin Kadir gecesinin diğer geceler ve zamanlarda bulunmayan bir özelliği vardır. Hz. Musa'nın (a.s) kavminin olayı için bazı muvaffakiyetler vardır ki Allah şöyle buyurdu: "ve onlara Allah'ın günlerini an" Yani bazı günler vardır ki Allah o günlerde özel olarak tecelli eder, mustazaf İsrail Oğullarının muvaffakiyetine ve Firavunların devrilmesine sebep olur. Halkı o Allah günlerinden haberdar et ki sabırlıları aşıp daha sabırlılardan olsunlar ve zafere ulaşsınlar. İslam'da Kadir gecesi, Hz. Musa'nın Allah günleri konumundadır.
Kadir Gecesini İhya Sayesinde Zulmün Giderilmesi
Eğer birisi bu Kadir gecesini ihya eder, velayeti ihya eder ise her asrın firavunları da yok olur; artık ne Irak'ta ne Afganistan'da bir zulüm ve ne de Filistin ve başka yerlerde kan dökülmesini görürüz! Allah Hz. Musa'ya buyurdu: İnsanları Allah günlerine yönlendir ki zulüm ortadan kalksın; bizim peygamberimize de buyurdu: İnsanları Kadir gecesine davet et ki zulüm düşsün. Demek ki bu Kadir gecesi bizim için belirleyicidir.
Gözyaşı ve Feryat; Müminlerin Düşman Karşısındaki Silahı
Biz hak üzere olduğumuz için hakikate tevessül etmeliyiz. Demire yaslandığımızdan fazlaca feryada yaslanırız. Bizim dualarımızın kabulündeki silahımız Kumeyl duasında okuduğumuz ah-u figanlarımızdır: “ve silahı gözyaşı” Allah'ım bize dedin ki silahlanın; silahımız gözyaşımız ve bizler gözyaşını Kadir gecelerinde biriktiririz. Zayıf ve az sayıdaki bir millet Allah'ın izniyle güçlü ve sayısı fazla bir millete galip gelebilir. Allah, Irak ve Afganistan milletini, ne zaman ki İran halkı gözyaşlarıyla Allah'tan onların zaferini istese kurtaracaktır. Zahiri üzüntünün hiçbir etkisi olmaz. Bir gün Firavundan kurtulan İsrail Oğulları bugün Firavunun yaptıklarını yapıyorlar! Allah onlara buyurmuştu: Biz size kudret verdik: nasıl davranacağınıza bakmak için. Müslümanlara da buyuruyor: Eğer gözyaşı, nale ve dua silahıyla silahlanırsanız, sizleri de muvaffak kılacağız.