Kuran’a göre Ramazan orucuna hilal ile başlanır, Ramazan bayramı da yine hilal ile derkedilir. Bu konuda Müslümanlar arasında ittifak vardır. Dolayısıyla Müslüman ve Mümin halkımızın bildiği üzere fıkhımıza göre Ramazan Ayı, hilalin görülmesi ile başlayıp yine hilalin görülmesi ile bitiyor.
Ehlibeyt fıkhına göre ayın ilk günü, birkaç yolla tespit edilir:
1) Bizzat insanın kendisinin hilâli görmesi ile.
2) Sözleri yakin ve itminan sağlayacak bir gurubun ayı gördük demesiyle.
3) İki adil erkeğin aynı gece hilâli gördüklerini söylemeleri ile.
4) Şaban ayından otuz günün geçmesi ile. Şaban’dan otuz gün geçince, ramazan ayının ilk günü sabit olur. Yine, ramazan ayından otuz günün geçmesiyle de şevval ayının ilk günü sabit olur.
5) Şer’i hâkim hükmetmesiyle. (Bazı müçtehitlere göre)
Takvime göre Ramazan orucu 16 mayıs Çarşamba günü, hilale göre ise 17 mayıs Perşembe günü başladı. Buna göre hilale göre önümüzdeki Perşembe (14 haziran) Ramazan ayının 29. günüdür. Eğer Perşembe akşam hilal gözükürse Cuma günü Şevval ayının biri ve Ramazan bayramıdır. Binaenaleyh Kayışdağı İmam Hüseyin camiinde bayram namazı cuma günü (kendi gününde) kılınacaktır. Eğer 14 haziran Perşembe akşam hilal gözükmezse Cuma günü Ramazan ayının 30. günüdür. Dolayısıyla bayram namazı Kayışdağı İmam Hüseyin camiinde Cumartesi günü kılınacaktır.
Ancak her yıl olduğu gibi bu yılda Ramazan orucunu takvime göre başlatıp Kadir gecelerini takvime göre yapanlar anlaşılan (Perşembe günü hilal gözükmediği halde) fıkfin ve vakıanın dışına çıkarak hareket edecekler ve cuma günü bayram namazı kılarak ihtilafa sebep olacaklardır.
Bazılarının “biz yaşadığımız ülkeye göre hareket eymeliyiz” söyleminin hiçbir şer’i dayanağı ve makul bir tarafı yoktur. Zira hilal ve ibadet konusunda, yaşanılan ülkeler ölçü değildir, fıkhi kriterler ölçüdür ve fıkhi kriterleride yukarıda zikrettik.
Bu kriterlere göre hareket etmeyenler kendi adlarına kavram üretmiş olurlar. Buna göre; Siz yaşadığınız ülkeye göre hareket edin sözü hiçbir taklit merciine ait değildir. Yarın birileri de kalkar derki ülkenizde ezanda Aliyen veliyullah okunmuyor siz de okumayın. Aşura bayram biliniyor sizde bayram bilin vs…
Esasen bu söze göre Avrupada yaşayan kardeşlerimiz ne yapmalı! Onlarada siz avrupada yaşıyorsunuz kiliseye gitmeniz mi gerekir denilmeli! Böyle bir saçmalık olur mu!
Esasen şia fıkhında; İbadetlerinizi yaşadığınız ülkeye göre yapın veya yapabilirsiniz diye bir kural da yoktur.
Fıkhi kurallara ve ölçülere göre hareket etmeyenler insanları günaha düşürdükleri gibi büyük bir vebalin de altına girmektedirler. Bu aynı zamanda taviz vermeye de kapı açmış olur. İtikat ve fıkıh konularında taviz vermek ise zamanla toplumun inançlarından uzaklaşmasına ve asimile olmasına neden olur.
Bizler gerçek hükümleri ve ölçüleri halkımıza söyleyelim. İsteyen hükme amel eder isteyen etmez. Allah’ın; “Gıybet etmeyin hükmünü herkes bilir ama çokları gıybet ederken hükümleri açıklayanlar gıybet edenlere birşey yapmadıkları gibi hilal konusunda da hükmün aksini yapanlara birşey yapmazlar, sadece hükmü açıklarlar. Ama hükümleri açıklayanlar yaşadığınız toplumda nasıl olsa herkes gıybet ediyor, onun için siz de gıybet edebilirsiniz demiş olsa, işte bu hükmü, ters düz etmektir.
Allah tüm ibadet ve itaatlerimizi kabul buyursun. İslam alemine hayırlı bereketli barış dolu bayramlar nasip buyursun.
İsrailsiz bir dünyada yaşama mutluluğunu tüm insanlığa nasip eylesin.
“Kul ramazan ayında nelerin olduğunu derk etmiş olsaydı yılın tamamının ramazan olmasını isterdi.” Hz. Resulü ekrem ( sallallahu aleyhi ve alihi vesellem )
Mehdi AKSU