4 Kasım İran İslam Cumhuriyeti'nde "Küresel Emperyalizmle Ulusal Mücadele" günüdür.
43 yıl önce bugün (4 Kasım 1979), İranlı öğrenciler ABD'nin İran İslam Devrimi'ne karşı sayısız komplolarını kınamak ve protesto etmek için Tahran'da casus yuvası olarak kullanılan ABD büyükelçiliğini basarak buranın kontrolünü ele geçirdiler.
Her yıl, bu münasebetle İslami İran halkı ulusal birlik ve İslami dayanışmasını ülke çapında, başta yürüyüşler olmak üzere çeşitli etkinliklerle anmaktadır. Zira bu yürüyüşler, İslam Devrimi'nin "Bağımsızlık, Özgürlük, İslam Cumhuriyeti" ve 'Emperyalizmle mücadele'' mesajının haykırışıdır.
13 Aban, İran İslam Devrimi tarihindeki üç kritik anda üç önemli olayı hatırlatmaktadır. Bu üç önemli olay, "İmam Humeyni'nin -ra- Türkiye'ye sürgününün yıl dönümü (4 Kasım 1964 ", devrik Pehlevi rejimi tarafından öğrencilerin öldürülmesi (4 Kasım 1978), ve "İran İslam Cumhuriyeti'nin büyük kurucusu İmam Humeyni'nin -ra- çizgisini takip eden öğrencilerin Tahran'daki Amerikan casus yuvasını ele geçirmeye yönelik devrimci hareketidir. İranlı öğrencilerin bu girişimi bir dönüm noktasıdır./
13 Aban (4 Kasım) yürüyüşü bildirisinde güvenliğe vurgu yapıldı
13 Aban (4 Kasım) Youmullah yürüyüşüne katılanlar fitneler ve sabotajlarla sürekli mücadeleye vurgu yaptılar.
13 Aban küresel emperyalizmle milli mücadele günü yürüyüşüne katılanlar, yürüyüşün sonunda yayınladıkları bildiride meclis, hükümet ve yargı erkinin inkılapçı hareketine destek vererek, fitnecilik ve ihlallere karşı sürekli mücadeleye vurgu yaparak, yetkililerden halkın haklı itirazlar ve itirazcıların safını garezkarlardan ayrı bilmeleri ve eleştirilerin ifade edilmesi için yasal çözümler oluşturmalarını istediler.
Bildirinin bir bölümünde şöyle yazıldı: 13 Aban Yom Allah yürüyüşünün katılımcıları, küresel istikbar fitnesinin farkında olarak, Amerika, İngiltere ve bebek katili Siyonist rejiminin casus servislerinin planlarını, bedevi Al-Suud aristokrasisinin ve hurafeci İngiliz aristokrasisinin yardımıyla, eşi görülmemiş siber savaş ve korkunç bilişsel ataklarıyla, sanal dünyanın gözleri ve kulakları tıkalı olan esirleri ve son isyanlarda başarısız olan bazı kimliksiz ünlülerin, ajanların ve paralı askerlerin yardımıyla, bu ülkenin gençliğini rahat bırakmayacaklarını çok iyi biliyorlar. Bu yüzden ailelerden, eğitmenlerden, öğretmenlerden ve seçkin hocalar ve ülkenin kültürel yetkililerinden bilinçli davranarak, genç nesille iletişim kurarak ve konuşarak gerçekleri açıklamaya ve düşmanların planını etkisiz hale getirmeye özen göstermeleri rica olunur.