Hizbullah Lideri Nasrallah’ın Son Konuşmasının Şifreleri

Rate this item
(0 votes)
Hizbullah Lideri Nasrallah’ın Son Konuşmasının Şifreleri

 Lübnan Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah merakla beklenen konuşmasını yaptı. Avrupa merkezli medya kuruluşlarına göre 4 milyardan fazla insan bu konuşmayı bekliyordu ve 500 televizyon ve uydu kanalı canlı yayınlamak için talepte bulundu.
 

Nasrallah’ın konuşmasını dinleyenlerin çoğu ondan İsrail'e karşı daha sert tavır ya da savaş ilan etmesini bekliyordu. Ancak Nasrallah, bu zor durumda bile pasif davranmadığını ve Hizbullah'ın karar alma mekanizmasının çeşitli bölgesel ve uluslararası bileşenlerden oluşan gerçekçi verilere dayandığını gösterdi.

Bölgenin mevcut durumunda Nasrallah’ın konuşmasının içeriği güvenlik açısından değerlendirilmesi halinde Amerikan ve Siyonistlerin üzerindeki yüksek etkisini göstermektedir.

Lübnan Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri, Gazze savaşına ilişkin görüşlerini dile getirirken, önce bu çatışmaları başlatan faktörleri sıraladı, ardından çeşitli alanlardaki sonuçlarına dikkati çekti.

Hizbullah lideri Nasrallah’ın son konuşmasının amaçları şu şekilde sıralanabilir:

Arap Ülkelerinin Uyuyan Vicdanını Uyandırma Çabası

Seyyid Hasan Nasrallah'ın daha önceki açıklamalarında ve Lübnan'daki 6 günlük savaş sırasında da tanık olduğumuz gibi bu konuşmanın en önemli temalarından biri de Arap ve İslam ülkeleri yöneticilerinin uyuyan vicdanlarını uyandırmak çabasıydı.

İslam ülkeleri liderlerinin sakinliğine rağmen ayağa kalkan İslam ümmetinin geniş kapsamlı protesto gösterileriyle ilgili haberler televizyonlardan yayınlanıyor. Bunun bölgedeki gelişmelerin seyrini değiştiremez ve çok fazla yapıcı etkisi olamaz. Belki de Hizbullah Genel Sekreteri'nin açıklamaları, bazı liderlerin uyuyan vicdanının uyanması için bir ültimatom olarak değerlendirilebilir. Hasan Nasrallah, İslam İnkılabı Lideri İmam Hamanei’nin Siyonist rejimin petrol ve gıda ambargosuna ilişkin sunduğu pratik yöntemi de önerdi.

Gazze Savaşına Yönelik Psikolojik Baskıyı Giderme Çabası Ve Siyonist Karşıtı Cephenin Kurulması

Pek çok analist ve bölge ile dünya çapındaki siyasi isimler, Amerikan hükümetini İsrail'in Gazze'de başlattığı savaşın ana planlayıcısı olarak görüyor.

Uluslararası düzeyde Siyonist rejime büyük destek veren ABD bir yandan silah sağlamaya çalışırken, diğer yandan da Arap ve İslam ülkeleri ile direniş gruplarını savaş tehdidiyle korkutuyor ve 20 yıldan sonra Gazze halkına yeni bir psikolojik baskı uygulamaya çalışıyor. Böylece bölgedeki hiçbir ülke ve grubun Filistinlilere destek yönünde harekete geçmesini engellemeye çalışıyor.

Nasrallah'ın son konuşması, Arap yöneticiler tarafından dinlenmese de Amerika ve Gazze'deki Siyonist rejimin cinayetlerine karşı mücadelede Direniş Cephesi ile bölge halkları arasında ortak bir cephe oluşturdu.

Direniş Gruplarıyla Dayanışmayı Güçlendirmek

Lübnan Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri, bölgedeki direniş gruplarının son 20 yılda Amerikan askeri varlığına ve Siyonist rejime karşı kazandığı zaferlere dikkati çekerek, yerinde harekete geçen Irak'taki direniş grupları, Ensarullah Hareketi ve Yemen ordusuna teşekkür etti. Bu, bir yandan bu grupların moralini güçlendirirken, diğer yandan da direniş gruplarının, özellikle de Irak ve Yemen direnişinin bölgesel denklemlerdeki rolünü sağlamlaştırdı.

Direnişin eylemlerini teyit eden Nasrallah, Kassam Tugaylarının Aksa Tufanı operasyonunun planını gizlemesinden rahatsız olmadığını belirterek, Siyonist düşmana karşı yürütülen gizli mücadelenin doğasının böyle olduğunu kaydetti. Bu tavır, direniş grupları arasında dayanışmanın güçlenmesine neden olmuştur.

Hasan Nasrallah’ın konuşması bittikten hem sonra Direniş Ekseni’nin diğer grupların yetkililerinden çok sayıda olumlu tepki geldi. Bu doğrultuda Yemen direnişi Siyonist rejimin Eylat limanına füzeli operasyon düzenlerken Irak direnişi ise ABD ordusunun Suriye’nin Hasake ilindeki Harab Cebir Havaalanı'nı insansız hava aracı (İHA) ile hedef aldı.

ABD'yi Gazze Savaşının Lideri Olarak Tanıtmak

Söylediğimiz gibi Seyyid Hasan Nasrallah, doğru bir şekilde İsrail'e lojistik, askeri ve büyük destek sağlayan ABD’yi Gazze savaşının ana sorumlusu olarak değerlendirdi ve Aksa Tufanı’dan büyük darbe alan Tel Aviv rejiminin düşmesini önlemek için Amerika’nın hızla duruma müdahale ettiğini söyledi. Bu tehditleri umursamadığını aktaran Nasrallah, büyük hedeflerin gerçekleşmesi uğruna ölmenin son derece doğal olduğunu ifade etti. Bu tehditlerin temel nedeni olan ABD uçak gemilerine işaret eden Hizbullah lideri, bu tehditlerin direnişi korkutmadığını, tam tersine direnişin silahlarının hedefi haline gelebileceğini kaydetti.

Bu konu birkaç açıdan önemlidir; Birincisi, gelecek aşamada bölgedeki tüm Amerikan varlıkları hedef alınabilir. Bu, çatışma cephesinin artacağı anlamına geliyor ve bir yandan bölge halkları ile devletlerin taleplerini göz ardı eden ABD'yi Gazze'de ateşkes konusunda zora sokarken diğer yandan da bölge halklarına savaşta daha iyi pratik rol oynamasını sağlar ve onları Amerikan hedeflerine karşı potansiyel bir tehdit haline getirir.

Hizbullah'ın Tutumundaki Belirsizliğin Devam Etmesi

Hizbullah liderinin yaptığı son konuşmasını, Lübnan direnişinin Siyonist düşmana karşı mücadelede diğer direniş gruplarıyla birlikte yürütebileceği yeni bir sürece yönelik siyasi bir giriş olarak değerlendirilebilir. Hizbullah her zaman akıllıca kararlar verdiğini göstermiş ve mantığını dostlarına ve düşmanlarına daima açıklamıştır. Siyonist rejimin son haftalarda yaşadığı zorluk, Hizbullahı'nın bu savaşla ilgili tutumundaki belirsizlikti ve Siyonistler Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri'nin konuşmasını herkesten çok bekliyordu. Ancak Nasrallah'ın konuşması, İsrail'e karşı olası bir direniş operasyonunun gerekliliğini anlatarak, nedenlerini ve etkenlerini açıkladı. Bu bir bakımdan operasyonun başlangıcı anlamına gelebilir. Hizbullah'ın tutumundaki belirsizliğin devam etmesiyle birlikte İsrail daha çok beklemek zorunda kaldı.

Hizbullah'ın Gelecekteki Gelişmelere İlişkin Vizyonunu Belirlemek

Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri Nasrallah, son gelişmelerle birlikte bu hareketin stratejik mücadelesini anlatırken, stratejilerinin saldırı ve caydırıcılık olmak üzere iki bileşenden oluştuğunu söyledi.

Hasan Nasrallah, saldırı boyutunda ise Gazze'deki trajedinin devam etmesi halinde direniş eyleminin mümkün olabileceğini ve tüm cepheleri kapsayabileceğini, bu durumda tüm senaryoların masada olacağını ifade etti.

Seyyid Hasan Nasrallah'ın caydırıcılık hakkındaki ifade ettiği sözler Lübnan'ın iç sahasıyla ilgiliydi ve Nasrallah, Siyonist rejimin Lübnan'ı işgal etmeyi düşünmesi halinde Hizbullah'ın İsrail'in çılgın davranışlarını dizginleyeceğini vurguladı. Siyonist düşmanın atacağı her türlü yanlış adımlarına karşı uyarıda bulundu ve sivile karşı sivil denkleminden bahsetti.

Bahsi geçen iki önemli konuyla Siyonist düşmana kırmızı çizgi çizmiş oldu. Bu, rejime karşı kapsamlı askeri operasyonların başlangıcı olabilir, ancak düşmanın bu kırmızı çizgilere dayanarak Hizbullah'ın gelecekteki eylemlerini tahmin edebileceği o kadar da net değildir. Diğer yandan Hizbullah da "Sıfır saat"in doğru zamanda seçme konusunda fazla hareket özgürlüğüne sahip olacaktır.

Sonuç

Hizbullah liderinin konuşması, bölgedeki gelişmelere Hollywood gözüyle bakan ve bu sırada çok büyük ve eşi benzeri görülmemiş bir olay yaşanmasını bekleyenleri ikna etmemiş olabilir. Ancak gelişmelere gerçekçi bir bakış, Tel Aviv rejimi ile işgal ordusunun ve ABD'nin siyasi çevrelerinin en üst seviyede alarma geçirdiği bir dönemde Hizbullah'ın vereceği her türlü tepkinin istenilen sonuçları vermeyebileceğini gösteriyor. Özel olaylar her zaman kimsenin beklemediği zamanlarda meydana gelir./tesnim

 


https://rasthaber.com/tr/haber/bati-asya/seyyid-hasan-nasrallah-zafer-filistin-ve-direnisin-olacaktir-128153

Read 278 times