İran’ın 5+1 ülkeleri yani Güvenlik Konseyi üyeleri ABD, İngiltere, Fransa, Çin ve Rusya’nın yanı sıra Almanya ile 12 yıldır devam eden nükleer dosya görüşmeleri bugün ya da yarın bitmek zorunda.Taraflar ya anlaşacaklar ya evlerine dönecekler.
Rusya ve Çin’in ‘Tahran dostu’ olduğu hatırlanırsa geri kalan ülkeler farklı oranlarda İran üzerine yükleniyorlar : Vaz geç şu nükleer bomba hevesinden.
Suriye’nin kimyasal silahlarını tasfiye etme konusunda olduğu gibi Batı, İran konusunda da İsrail’i rahatlatacak mutlak ve net bir sonuç elde etmek istiyor.Ama aynı Batı, İran ile uğraşırken bölgesel ve uluslararası alandaki tüm çıkarlarını kollamaya ve garantilemeye çalışıyor.
Özetle Viyana görüşmeleri başta bölgemiz olmak üzere dünyadaki tüm dengelerin geleceğini belirleyecektir. İşte bu nedenle Batı müttefiki Suudi Arabistan OPEC kotasına uymaksızın uluslararası piyasaya sürekli petrol pompalıyor. Amacı petrol fiyatını düşürüp Esad’a destek veren İran, Rusya ve Venezuela ekonomilerini çökertmek. Batı, işbirlikçisi Suudi Arabistan ve Körfez Ülkelerinin petrolü ile Rusya’dan Ukrayna’nın intikamını almayı amaçlıyor. Yapılan hesaplara göre, varil fiyatının 110’dan 70 dolara düşmesi sonucu AB ve ABD ekonomisi yılda 180 milyar dolar tasarruf ediyor. İşte bu nedenle Batı’ya böyle bir kıyakta bulunan Suudiler şimdi o aynı Batı’ya ‘Sakın tarihsel ve mezhepsel düşmanımız İran ile anlaşmayın’ baskısı yapıyor.
İşin ilginç tarafı aynı baskıyı İsrail de yapıyor.
Batılı ülkelerin bu baskılara nasıl karşılık vereceği bugün ya da yarın belli olacak. İran baskılara boyun eğmeyip anlaşmaya yanaşmazsa o zaman herkes çok karmaşık, zor ve tehlikeli döneme hazırlanacak.
1- Batılı ülkeler İran’a yönelik ekonomik, ticari ve mali baskılarına devam edecek.
2- Batılı ülkeler bölgesel müttefiklerini kullanarak İran’ı sıkıştıracaklar.
3- Ekonomik zorluklar yaşayacak bir İran, Esad ve herkesin korkulu rüyası Lübnan Hizbullahı’na destek veremeyecektir.
Böyle bir durumda Esad ve Hizbullah’ın çökertilmesi çok daha kolay olacaktır.
Böyle bir durum, başta Türkiye olmak üzere kendi aralarında düşman gibi görünen Suudi Arabistan, İsrail, BAE, Afganistan ve bölgenin benzer ülkelerini mutlu edecektir.
4- Batı mutlu olan bu ülkeleri de kullanarak bu kez İran’ı içten çökertmeye çabalayacaktır. Örneğin Azeri, Kürt, Arap ve Belucilerin ayaklandırılması ya da genel olarak İranlıların yeni bir ‘bahar’ için sokaklara sürüklenmesi.
5. Tüm bu planlar için Batı yeniden Sünni-Şii provokasiyonuna sarılacaktır. Yani Müslümanları birbirine kırdarımaya devam edecektir.
6- İran’ı ve İran’sız Suriye ve Hizbullah’ı bertaraf eden Batı bu avantajı ile geleneksel rakip ve düşman Rusya’yı başta enerji kaynakları olmak üzere her alanda sıkıştırabilecektir.
7- Çevreden sıkıştırılmış bir Rusya’nın kendi içinde çok ciddi sorunlar yaşayabileceği hesaplanıyor. Örneğin Müslüman özerk cumhuriyet ve azınlıkların ayaklandırılması.
Elbette Batı’nın başka üst ve alt başlıklı hesapları var ama böyle bir durumda İranlılar da boş durmayacaktır.
1- İran Batı’ya hizmet edecek ülkeleri karıştırmak için harekete geçecektir. Başta Irak, Bahreyn, Suudi Arabistan, Afganistan ve Pakistan olmak üzere bölgenin tüm ülkelerindeki Şii ve Alevileri ayaklandıracaktır.
2- Bununla yetinmeyecek bir İran, kendisi için ölüm-kalım savaşı niteliğinde olan bu kavgayı kazanabilmek için var gücü ile Esad ve Hizbullah’a destek verecektir. Hizbullah başta İsrail olmak üzere herkesin korkulu rüyasıdır.
3- İran Batı’nın tükettiği petrol ve doğalgazın yarısının geçtiği Hürmüz Boğazı’nı ve bu yetmezse Yemen’deki Husileri kullanarak Kızıl Deniz’in güney girişini kapatacaktır.
4- İran böyle bir durumda kendisi ile ortak kaderi paylaşacak olan Rusya ile yalnız kendi bölgemizde değil Asya, Latin Amerika ve Afrika’da Batı’nın karşısına çıkacaklardır.
Elbette İran ve müttefiki Rusya’nın yapacağı daha bir çok şey var . Bunu bilen batı ise tüm olasılıklar için farklı senaryolar hazırlıyordur.
Özetle taraflar karşılıklı olarak mevzi kazıp olası hamleye karşı gardlarını alıyor.
Taraflar olası tüm sonuçların ne anlama geleceğini çok iyi bildikleri için hesaplarını çok iyi yapmak zorunda kalıyorlar.
Öyle olmasaydı nükleer program görüşmeleri 12 yıl sürmezdi.
12 yıl içinde bölgemizde ve dünyada neler neler yaşandı.
Ve son olarak IŞİD.
Batı şimdi çok ciddi bir samimiyet testi ile karşı karşıya.
Ya IŞİD ve IŞİD’i yaratan bölge ülkeleri ya da İran ile dost olup bölgenin tüm sorunlarını çözecektir ya da başta coğrafyamız olmak üzere tüm dünyayı sonu gelmeyecek bir savaşa sürükleyecek.
İsrail istiyor diye.
Peki Türkiye , İran merkezli tüm bu karmaşık denklemlerin neresinde ne yapabilir?
yurt
Hüsnü Mahalli