İran İslam cumhuriyeti, güvenlik ve barış hamisi ve bağımsız bir oyuncu olarak, uluslararası alanda aktif bir konumda olup halkın isteklerinin gerçekleşmesi ve adaletin tahakkuku için çaba göstermiştir. İran, dünya düzeniyle yapıcı teamül kapsamında, kendi milletinin değerleri ve menfaatlerinin korunması yolunda diğer milletlerin ülkülerini savunmuştur.
İslam inkılabının zaferinden sonra, İran uluslar arası alanda yeni bir oyuncu olarak varlık sergiledi. İran bağımsız bir ülke olarak, batı ve doğu bloklarında iktidar paylaşımları açısından, yeni oyuncu olarak tanındı. İran, İslami tealimler kapsamında bir düzen olarak siyasi, iktisadi ve sosyal meseleler karşısında yeni bir bakış açısı ortaya koydu ve bu konuda kendi izlenimlerini hayata geçirdi. Bağımsız varlık sergilemek ve diğerlerinin işlerine müdahale etmemek, İran İslam cumhuriyetinin uluslararası ve bölgesel ilişkilerini kuran unsurlardır. İran İslam cumhuriyeti İslam inkılabının zafere kavuşmasıyla, İslami nizam ve coğrafi şartlar göz önüne alınarak zamanla bölgesel ve uluslararası bazda aktif bir oyuncuya dönüştü. Bölgesel teşkilatlar ve kurumlara üyelik ve bölgesel münasebetlerin gelişmesi, İran'ın karizmatik düzenle yapıcı ve çok yönlü ilişkilerin kurulması için attığı ilk adımdır. İran'ın bölgesel teşkilatların kurulması ve bunların takviye edilmesi ve gelişmesi yönündeki çabaları, İranın uluslar arası düzenle çok yönlü ve yapıcı ilişkilerin kurulması yönündeki ufkudur.
İran'ın bölgesel teşkilatlar ve bu arada İslam işbirliği teşkilatı ve iktisadi işbirliği teşkilatı, bağlantısızlar hareketi ve diğer bölgesel kurumlardaki aktif üyeliği, İran'ın bölgesel ve uluslar arası havzalarda aktif bir oyuncu olmasına neden olmuştur. Uluslar arası düzenle yapıcı teamül kurmak ve dünya güvenliği ve barışını desteklemek, İran'ın dünya düzenine yönelik bakış açısının temelini oluşturmaktadır. Bu konu, İran'ın 20 yıllık kalkınma ufku belgesinde açıkça vurgulanmıştır. İran, 2004 yılında İslam inkılabı rehberi tarafından 20 yıllık kalkınma ufku belgesinin tebliğ edilmesine tanık oldu. Bu belge uyarınca, İran hicri şemsi 1404 yılı ufkunda güney batı Asya ve orta Asya ve Kafkasya ve Ortadoğu ve komşu ülkelere kıyasla birinci sıradaki ekonomik güç olarak, bilimsel ve teknoloji ve ayrıca İslami kimliğin korunmasıyla ve uluslar arası ilişkilerde yapıcı ve etkili teamüle sahip kalkınmış bir ülkeye dönüşecekti. 20 yıllık kalkınma ufku belgesi uyarınca, dünya ile yapıcı ve etkili teamüle bağlı olan dış siyaset, gerilimsiz ilişkilerin kurulması ve güven ortamına doğru hareket etmek yollarıyla İran'ın gelişmesi yönündeki uygun yabancı yatırımın yapılması zeminini hazırlayacaktır.
İran İslam cumhuriyetinin 20 yıllık kalkınma ufkundaki dış siyaseti, uluslar arası ilişkilerde işbirliği ve koordineli münasebetlere bağlıdır. İranın uluslar arası düzenle 20 yıllık kalkınma ufku belgesine göre, etkili ve yapıcı teamül kurması, dış boyutlarda düzenin yönetilmesinde izzet, hikmet ve maslahat temelleri üzerine açıklanmıştır. 20 yıllık kalkınma ufku belgesi uyarınca, İranın stratejik siyasetleri uluslar arası ilişkiler bazında etkili ve yapıcı teamül üzerindeki münasebetlerin kurulması dahilinde, bölgesel ve uluslararası alanda ikili ve çok taraflı etkili ilişiklerin kurulmasıyla meydana gelmiştir. Öyle bir siyaset ki, ortak menfaatleri içererek, tarafların çıkarlarının genişletilmesi zeminini hazırlamaktadır. İran İslam cumhuriyeti bölgesel ve uluslar arası kabiliyetlere sahip bir ülke olarak, dünya çapında etkileyici rol üstlenme gücüne sahiptir. İran bölge ülkeleriyle jeo stratejik, jeo politik ve jeo ekonomik açılarından özel bir konuma sahip olup, bu üç unsur dahilinde nisbi meziyetlere sahiptir.
Günümüzde İran İslam cumhuriyeti iktisadi şartlar gereği doğu ile batı ve kuzey ile güney arasındaki bağlantı köprüsü konumuna sahiptir ve İran'dan malların transit edilmesi, İran'ın en önemli ekonomik ve siyasi oyuncuya dönüşmesine neden olmuştur. Stratejik ve siyasi şartlar, İran İslam cumhuriyetini dünya düzeni gözüyle aktif ve göz ardı edilemeyen bir oyuncuya dönüştürmüştür. Tabi ki bu konu, İran'da tedbir ve umut hükümetinin işbaşına gelmesiyle daha çok ilgi odağında yerleşmesine neden oldu ve gerilimsiz siyaset ve yapıcı teamül siyasetleri İran İslam cumhuriyeti cumhurbaşkanı Hasan Ruhaninin gündeminde yer almıştır. İran İslam cumhuriyetinin 2013 deki BMT yıllık genel kurul oturumunda, şiddet ve aşırıcılık olmadan bir dünya ile ilgili yapıcı ve ilkeli önerisi, İran'ın uluslar arası alanda gerilimsiz ve yapıcı teamül siyasetinin bariz örneğidir. Günümüz dünyanın en çok ihtiyaç duyduğu konu, dünya çapında kalıcı güvenlik ve barışın sağlanması ve halkların barış içerisinde yaşamalarıdır. Çeşitli ülkelerin BMT genel kurulunda İran İslam cumhuriyeti cumhurbaşkanının önerisini olumlu karşılayarak kararnameye dönüşmesi, uluslar arası düzenin dünyada barış ve güvenliğin sağlanması yönündeki isteğini arttırmıştır.
İran'ın; Suriye, Irak ve Afganistan krizleri ve dünya çapındaki bölgelerde meydana gelen çeşitli buhranlara yönelik yapıcı rolü, İran İslam cumhuriyetinin her türlü terör eylemiyle muhalif olduğunu göstermektedir. Dünyada terörizm ve şiddet ve güvensizliğin artması olgusunun bir araç olarak kullanılması, İran cumhurbaşkanı 2013 de uluslararası düzende yapıcı teamül kapsamında dünyanın şiddet ve aşırıcılığa karşı önerisini ileri sürmesine neden oldu. Bu öneri dahilinde İran, Suriye krizinin başlamasıyla kendi konumunu arttırdı ve bölgesel ve uluslararası alandaki işbirliği kapsamını genişletti. İran bölge ve uluslararası alanda Suriye krizinin çözümü konusunda faal bir oyuncu sayılmaktadır.
Uluslararası alanda en önde gelen diğer oyunculardan sayılan ve BMT güvenlik konseyinde veto hakkına sahip olan Rusya ve Çin gibi ülkelerle daimi istişarelerin yapılması, Suriye halkının isteklerinin dikkate alınması ve bu yöndeki bakış açılarının yakınlaştırılması için çeşitli toplantıların yapılması, İran'ın uluslararası düzende yapıcı teamül dahilinde Suriye meselesinin çözümlenmesi için başvurduğu çabalardan bazılarıdır.
İran İslam cumhuriyeti cumhurbaşkanının dünyada şiddet ve aşırıcılığa karşı uluslararası koalisyonun oluşmasına yönelik önerisinin olumlu karşılanması, terörizmle mücadele yolunda önemli bir strateji sayılmaktadır. Bu süreç dünyada kalıcı barış ve güvenliğin sağlanmasına yardımcı olabilir. Terörizmin dünyayı tehdit ettiğini dikkate alarak, herkes bu ciddi tehditte yönelik doğru program yaparak terörizmin köklerini tespit etmeleri gerekir. Dünyada mustazafların desteklenmesi ve onların haklarının savunulması, İran'ın uluslararası alanda faal rol üstlenmesinde önemli bir faktör sayılmaktadır. Sulta düzeninin zulmüne maruz kalan Mazlum Filistin ve diğer milletlerin desteklenmesi, Filistin meselesinin islam dünyası ve hatta uluslararası düzende bile en temel dış siyasetini oluşturmaktadır. İran dünyada mazlum milletlerin savunulmasında öncü rol oynamaktadır ve onların haklarının tahakkuku yolunda son gücünü kullanmaktadır. İran'ın mazlum Filistin milletinin desteklenmesinde her şeyi göze alması, dünya müstazaflarının zayıflatılmış haklarının takibe alınmasının en bariz örneği sayılarak, İran islam cumhuriyeti bu yönde pazarlığa girmeyi tercih etmemektedir. İran islam cumhuriyeti bölgesel ve uluslararası alanda çeşitli oturumlarda, zülüm altındaki milletlerin oylarına başvurulması, münakaşa konusu meselelerin çözümü için en öncelikli çözüm yolu olduğunu açıkça bildirmiştir.
Günümüzde İran İslam cumhuriyetinin bölgesel ve uluslararası alandaki etkili ve yapıcı girişimleri, Filistin meselesinin islam dünyası ve hatta uluslararası düzende en öncelikli mesele haline gelmesine neden olmuştur. Bu yüzden İran İslam cumhuriyetinin rahmetli kurucusu İmam Humeyni'nin öncülüğünde dünya Kudüs gününün adlandırılması, Filistin meselesinin globalleşmesine sebep olmuştur. Günümüzde İranın dünyada faal bir şekilde varlık sergilemesinden dolayı Filistin konusuna aşina olmayan bir bölgeye rastlanmamaktadır ve mazlum Filistin milletinin meselesi dünyadaki bütün özgürlükçü milletlerce yakından rasat edilmektedir. Örneğin soykırımcı rejim İsrailin 2014 yazında Gazze'ye karşı düzenlediği 50 günlük vahşi saldırısı ve bu önemli olayın dünya medyasında geniş yankı uyandırması, dünyanın çeşitli ülkelerinde soykırımcı rejim karşıtı dalganın daha da takviye olmasına neden oldu. İran islam cumhuriyetinin bu konudaki önemli rolü, diğer tarafların rollerinden daha da geniş olup, siyonistlerin mazlum Filistin milletine karşı girişimlerini daima kınarken, müstazafların hukukunun ayaklar altına alınmaması için bu olayın dünya çapındaki boyutlarını açığa vurmaya çalıştı. İran'ın uluslararası düzendeki yapıcı ve etkili rolü, islam düzenine hakim olan değerler ve temellerin varlığını gün yüzüne çıkarırken, İran bu alanda BMT manifestosu kapsamında bölgesel ve uluslararası meseleleri takip etmiştir .