Ramazan'a tam bir huzur ile giremiyoruz. Esasen Devr-i Saadet'den sonra hangi yılın Ramazanı tam bir huzur içinde başlayıp sona erdi? Bilmiyorum! 2012 yılı Ramazanı öncesinde komşuda yangın var. Tasarlanan şu: önce Esed gitmeli, ardından ya Hizbullah'a, yahut Maliki'ye sıra gelmeli, Bu arada"bağımsız" Kürt Devleti; kayıtsız şartsız Şer ittifakına bağımlı olarak kurulmalı, Irak, İran ve Suriye'den ve elbette Türkiye'den geniş arazi; Şer ittifakı'nın emanetçisi olacak bu yönetime teslim edilmeli, Türkiye ve İran da kuşatılmalıdır.
Şimdi olan bitene sevinçle bakanlar, Sultan Hamid Merhum'un tahttan nasıl indirildiğini, aradan on yıl geçmeden Tal'at Paşa'nın kaygılı bir ruh hali içinde Merhum'un tabutunu nasıl izlediğini hatırlayabilirler.
2012 Ramazanı'nı da yaldızlı sözlerle geçirip "elveda ya Şehr-i Ramazan!" diyerek uğurlayacağız. Hikmet hazinesi, Sevgi elçilerine bağlı kalıp Adalet'e susayan iki yetimin hazinesi; yine "define" olarak kalacak. (Kehf Suresi) Bu define üç dört yıla kadar açığa çıkar, keşif edilir mi? İnşallah!
Ramazan, Kur'an-i Kerim vahyinin başladığı aydır. (609 yılı). Elli iki yıl sonra yine Kadr gecesinde, 609 yılında Kur'an Vahyinin başladığı gecede Emirul-mü'ninin şehadete ermiştir. Kadrini biliyor muyuz? Turnalara mı soralım: Turnalar Ali'yi görmediniz mi?
Sevgi; dinin özüdür. Resül-i Ekrem (S.A.) sevgisi yoksa din yoktur. Ehl-i Beyt Sevgisi de Resül-i Ekrem (S.A.) sevgisinden asla ayrılamaz. (Kur'an-i Kerim, Şûra Süresi). Kadr Gecesi'nin şahidi ve şehidi; Kur'an-i Natık olan Emir-ul Mü'minin "nice oruç tutanlar vardır ki elde ettikleri sadece açlık ve susuzluktur" buyurdu. Şûra Suresi'nde "De ki: - Ben sizden hiçbir karşılık istemiyorum, sadece Yakınlar'a sevgi istiyorum" buyurulur. Bu Kurba (Yakınlar) Ehl-i Beyt'dir. Onları sevmemiz de yine bizim hayrımız içindir. Bu Ramazan'ı da gafletle geçirmeyelim. "Onlara Arz'da fesad çıkarmayın! dendiğinde- biz ıslah edicileriz" diyen Şer ittifakının elinde oyuncak olmayalım. (Bakara, 2/11)-. Sa'di-i Şirazi'nin dediği gibi, gül ile birlikte olana gülün kokusu siner. Velayet'den nasibi olmayandan bu koku gelmez. (Varma Yezid'inyanına/kokusu siner tenine!)
Ancak, velayet de kuru iddia ile olmaz. Ali Kur'an-i Natık'dır, Ka'be'de doğmuş, Ramazan'da oruçlu iken ve başı mihrabda sabah namazı secdesinde iken, şehadetiyle şonuçlanacak darbeye maruz kalmıştır.
Diyalog, ventrlogluktan ayrıdır, işkembe-i kübradan atmakla bir yere varılmaz. Diyalogun amacı Hind – Moğol hükümdarı Ekber Şah gibi, karma bir din oluşturmak değildir. Allah'ı alemler'in Tek Rabbi bilen insanların ortak ve evrensel Hukuk ve Ahlak ilkelerinde uzlaşması amacıyla girişilen bir faaliyettir. Diyalog'a girişenler bu ortak zemini yitirmişlerse, diyalogun mesnedi ve yararı kalmaz. (Al-i İmrân, 3/64)
Mezhebler arası diyalog da dünyevi pazarlıklara benzemez. Velayete bağlı olanlar bu inançlarını asla pazarlık konusu yapmazlar. Ne var ki başka din veya mezhep mensupları ile diyalogun mümkün olmadığı tesbiti de derhal düşmanlık ve savaş gerekçesi kılınamaz.
(Mumtahine, 60/8-9). "Kur'an gırtlaklarından aşağı inmemiş olan" Hâriciler Kur'an-i Kerim'in bu talimatına rağmen fesad çıkarmaya devam ettiler ve Emir-ul-Mü'minin onlardan birinin darbesiyle şehit oldu. Bugünün Haricileri de yazık ki aynı yoldadırlar.
"Derdim çoktur hangisine yanayım?/ Yine tazelendi yürek yarası/ Ben bu derde nerden derman bulayım? Meğer Dost elinden ola çaresi/ Dost (Mevlâ) elinden olursa her derdin dermanı vardır. Yeter ki derman talep edilsin!
İlâhi sevgiden hased, kin ve fesad doğmaz. Dolayısıyla: Şerr; Allah'ın Külli iradesi'nden doğmuş değlidir. İblis'e ve insana verilen kötüyü (Şerri) seçme hürriyetinden doğmuştur. Yıllar önce yanlış hatırlamıyorsam 1987 de, Papa Jean Paul çok doğru söylemişti: - İblis; insanları ayartmada başarılı olmak için, insanların o'nun varlığına inanmamasından çok hoşnut olur, çünkü böylece işini daha rahat görür.
Toplumumuza nice fesad tohumları ekildi. Çaldıran'da, 1826 da, 1915 de, Dersim'de, Diyarbakır Hapishanesi'nde, Madımak ve Başbağlar'da.... saymakla bitmiyor. Şimdi de İblis bütün bu fesad tohumlarının hasadını azar azar gerçekleştiridiği gibi, kendini gizleyerek, toptan ve nihai hesabı Suriye, Hizbullah ve Irak şi'i hükümeti'nin defterinin dürülmesinden sonra önümüze konmak üzere Şerr ittifakı'na temlik ediyor. Kürt ve Türk, bütün iman sahiplerine hitab ediyorum: Şeytanla aynı çuvala girmeyelim!
Bencillik, hased, kin, kan dökme ve sömürmeden, zulmün her türünden arınmış Arz'a kavuşmamızın inşaallah tez olması niyazıyla, Ramazan hayırlar getirsin, kaygılı Ramazanımız gerçek bayramla sonuçlansın. Yakında da gönlümüz Yâr ile bayram kılsın! Selam!
Hüseyin Hatemi