Gazze’den Batı Şeria’ya kadar Filistin’i karış karış konuştuğumuz Naim, işgalci İsrail rejimi ile gerçekleştirilen “normalleşme” anlaşmalarına dair de dikkat çeken ifadeler kullandı.
Millî Gazete’ye çok önemli değerlendirmelerde bulunan Filistinli araştırmacı yazar Muin Naim, Türkiye ile işgalci İsrail rejimi arasındaki “normalleşme”ye dair konuştu. Siyonistlerle anlaşma yapıp da kazanan bir ülke olmadığını söyleyen Naim, “Tarih boyunca gördük ki, Siyonistler hiçbir anlaşmaya sadık kalmazlar. İsrail, Gazze’ye yarayacak bir anlaşmaya imza atmaz. Gazze rahatlarsa İsrail rahatsız olur. İsrail, bunu çok iyi biliyor. Türkiye, Filistin’in yanında durmaya çalışıyor ama İsrail ile “normalleşme” Türkiye’nin işine yaramaz” diye konuştu.
Gazze’de içler acısı bir hal olduğunu biliyoruz. Gazze’deki insanlık dramının sona ermesi adına neler yapılmalıdır?
Gazze, yaklaşık on beş senedir kuşatma ve abluka altında. Bu durum, Filistin’in demokratik bir yolla temsilcilerini seçmesinin ardından Batı’nın tepkisiyle birlikte oluştu. Batı, demokrasiyi kendi adamları seçildiğinde kabul ediyor yalnızca. Gazze’de de olan bu. Gazze, siyasi temsilci olarak HAMAS’ı seçmişti. Yüzde 65 civarında bir oy alınmıştı. Bir diğer sebep de Gazze’nin Filistin direnişini sahiplenmesi.
“İSİMLERİ DEĞİL, RAKAMLARI HATIRLAR OLDUK”
Ambargo hiçbir yasaya dayanmıyor, hatta insani birçok hakkı da ihlal ediyor. Tüm bunlara rağmen dünyanın sesi çıkmıyor. Gazze’de insanlık dramı var. İlaç ve tedavi sıkıntısı, eğitim problemleri, dolaşım hakkının engellenmesi, işsizlik, İsrail’in bombardımanları... Bu savaş sadece bir silah savaşı değil, aynı zamanda akıl savaşı da... Filistinliler bunu çok iyi biliyor ve dünyada okuryazarlık oranının en yüksek olduğu yerlerden biri Filistin. Ciddi manada fakirlik var. Çok yüksek bir işsizlik oranı var. Çalışanlar da çok düşük maaşlar alıyor. Devlet memurları dahi resmi maaşlarının yüzde 40’ını alabiliyor. Gazze son 10 yılda beş büyük savaşa şahit oldu. Sürekli saldırılarda bulunuluyor. Türkiye’nin herhangi bir yerinde bomba patladığında onu unutmuyoruz, kim şehit oldu, kaç kişi şehit oldu, hepsini hatırlıyoruz. Ama Gazze’de bombalı saldırılar hatırlanamıyor artık. O kadar çok saldırıyorlar ki... Artık isimleri değil, rakamları hatırlar olduk.
“ÜMMET ADINA FİLİSTİN’E SAHİP ÇIKANLARA ÜMMET DESTEK OLMALIDIR”
Gazze, bu çağda yaşanan en büyük insanlık dramlarından birine şahit oluyor. Gazze’deki abluka ve ambargonun bitirilmesi lazım. Dünyada hak hukuk olsaydı bu abluka çoktan bitirilmiş olurdu. Filistin’e ses olmamız lazım. İsrail, ancak skandalları ortaya çıkartıldığında geri adım atıyor. Ambargo kalkana kadar Gazze’deki kardeşlerimize maddi ve manevi olarak sahip çıkmamız lazım. Gazze’nin kuşatma altında olmasının sebebi direnmesidir. Gazzeliler tüm Filistin için mücadele ediyor. Tüm acılara rağmen Gazzeliler ümmet adına çaba harcıyor. Ümmet adına Filistin’e sahip çıkanlara ümmet destek olmalıdır. Allah korusun, Filistinli direnişçiler teslim olsa ne olur? Hepimizin mabetlerine saldırır İsrail. Hazreti İbrahim Camii’nin halini görüyoruz.
Gazze başta olmak üzere Filistinliler direniş azminden hiç vazgeçmiyor. Gazze’yi ve Filistin’i yıkılmaz kılan faktörler nelerdir?
Filistinliler, ellerine imkân geçtiği her an direniyorlar. Bugün Kudüs’teki, Batı Şeria’daki insanların eline silah geçse onlar da en az Gazze kadar direnir. Ellerinde kısıtlı imkân bulunmasına rağmen Gazze dışındaki Filistinliler de sonuna kadar direnmeye devam ediyor. Batı Şeria’da İsraillilere karşı basit yapımlı silahlarla direniş gösteriliyor.
“ SURİYE’DEKİ MESELENİN BİTMESİNİ İSTEMEYEN BATI VE İSRAİL’DİR”
Arap Baharı sürecine gelirsek, ben bu süreci ABD planı olarak görmüyorum. Sonuçlara bakarak olayları değerlendirmek doğru değil. Ancak şunu söylemeliyim ki; Suriye’deki meselenin bitmesini istemeyen Batı ve İsrail’dir. Batı ve İsrail, Esad’ı yahut muhalifleri tutuyor demiyorum, hiçbirini tutmuyorlar. İsrailli bir politikacı “En iyi Arap ölü Arap’tır” der. Onlara kalsa bütün Suriyeliler ölsün isterler. Arap Baharı ayaklanmalarında insan haklı talepleri vardır ama bu olayların bu kadar uzun sürmesi ve toplumların birbirine kırdırılması İsrail’in işine gelmektedir.
Kudüs özelinde son süreçte ciddi şekilde artan bir Yahudileştirme faaliyetine tanık oluyoruz. Bu tehlikeyi nasıl değerlendiriyorsunuz ve neler yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz?
Yahudileştirmeye karşı Şeyh Raid Salah ve arkadaşları ciddi bir mücadele veriyor. Mescid-i Aksa altında tüneller kazılıyor. Etraftaki evler ve camiler yıkılarak sinagoglar inşa ediliyor. Mescid-i Aksa kuşatılıyor adeta. Biz şu anda Yahudileştirme çalışmalarının son halkasını yaşıyoruz. Eğer ciddi bir tepki vermezsek Mescid-i Aksa, Hz. İbrahim Camii gibi olur. Şu saatlerde Mescid-i Aksa’ya girersiniz, şu saatlerde giremezsiniz, diyecekler. Nasıl olur demeyin. Biz sustukça oluyor işte. Allah, direnişçilere güç ve kuvvet versin ama onları yalnız bırakmamamız lazım. Devletler dahi sürekli savaş halinde kalamıyor.
“FİLİSTİNLİLER, DİRENMEZSE ALLAH’IN KENDİLERİNİ HESABA ÇEKECEĞİNE İNANIYOR”
Filistin halkı, özellikle Gazze’deki Müslümanlar, direnmeyi kendilerine dini bir görev sayıyorlar. Filistinliler, tüm ümmet adına o toprakları savunuyor. Gazze’deki insanlar rahatlığı ellerinin tersiyle itiyor ve direniyorlar. Filistinliler direnmedikleri takdirde Allah’ın kendilerini hesaba çekeceğine inanıyor. Gazze, nüfus oranı noktasında en çok hafızın olduğu bölge. Geçen sene sadece 25 binden fazla hafızımız oldu. İlginçtir; 8 yaşında hafız olan da var, 80 yaşında olan da... Tüm bunlar birleşince Filistin’in neden yıkılmadığını anlıyoruz. İsrail, dünyanın en gelişmiş teknolojik imkânlarına sahip olsa da Filistin’i yenemiyorlar. Filistinliler çok iyi silahlara sahip oldukları için iyi bir zekâ ve inanca sahip oldukları için yenilmiyor.
Türkiye ile İsrail arasında bir “normalleşme” anlaşması olmuştu. Fakat bu anlaşma Gazze’ye pek yaramadı, Gazze’deki şartları iyileştirmedi. Buradan da baktığımızda Gazze’deki tek seçeneğin direniş olduğunu görüyoruz değil mi?
Biz o gün de bunu biliyor ve söylüyorduk. Filistinliler, Osmanlı’nın Filistin’den çekildiğinden beri örgütlü bir şekilde direniyor. Süreç içerisinde diğer Müslümanlardan pek bir destek gelmeyince kendi kendimize mücadeleye başladık. Tabii ki Müslümanların desteğine ihtiyacımız var. Filistin’i sadece Filistinliler kurtaramaz ama işgalin ömrünü kısaltabilir. İsrail’e son darbe ise ancak ümmet birliği içerisinde vurulabilir.
“FİLİSTİNLİLER İKİ KONUYU SÜREKLİ GÜNDEMDE TUTUYOR”
“Yüzyılın Anlaşması” halen devam ediyor. Filistin meselesinin iki temel sacayağı var. Birisi manevi, diğeri hukuki... Manevi kısmı Kudüs ve Mescid-i Aksa’dır. Hukuki kısmı ise mültecilerdir. “Yüzyılın Anlaşması” bu iki sacayağını bitiriyor. Bu anlaşmayla birlikte Kudüs’ün İsrail’e ait olduğu mülteciler diye de bir meselenin olmadığı savunuluyor. Filistinliler bunu bildiği için bu iki konuyu sürekli gündemde tutuyor. Yurt dışında yaşayan Filistinliler olarak davamıza sahip çıkmazsak geri dönüş hakkımız elimizden alınır. Bunu çok iyi biliyoruz.
Batı Şeria’daki direniş faaliyetlerine ilişkin ne söylemek istersiniz?
Batı Şeria ayaklanmadığı sürece Filistin direnişi yeterince güçlenmez. Filistinliler böyle düşünüyor. Batı Şeria kendine has şartlarıyla ciddi bir tehdit İsrail’e. Batı Şeria’daki Filistinli direnişçiler, İsrail baskısından kurtulmaya başladılar. Son dönemde Batı Şeria’daki direniş faaliyetlerinin arttığını görüyoruz. Filistinliler her yerde direnmek için fırsat kolluyorlar.
“FİLİSTİN DİRENİŞİ TEKNİK OLARAK KENDİNİ ÇOK GELİŞTİRDİ”
İsrail artık çöküştedir. Sürecin uzun süreceğini de sanmıyorum. 2030’da İsrail diye bir devlet olmayacak İnşaallah. İsrail içeriden çürümeye başladı, kurucu nesil öldü. Kudüs’ün Kılıcı Operasyonu’nun en önemli sonuçlarından biri 1948 Bölgesi’ndeki direnişin artması oldu. Bu bölgedeki Filistinliler “Artık biz de direnişe katılabiliriz” dediler. Bu ciddi bir tehdit İsrail için. Filistin direnişi teknik olarak kendisini çok iyi geliştirdi. Stratejik olarak önemli hamlelerde bulunuldu. Bir diğer husus olarak da Filistinliler, İsrail’in rahatça dünyayı kandırmasına izin vermiyor. Özellikle medya nezdinde önemli bir mücadele verildi. Facebook, Twitter, Instagram, YouTube hesaplarımızı kapattı. Çünkü İsrail’in yalan makinesini durdurabildik.
Filistinlilerin Türkiye’den beklentileri nelerdir?
Çok beklentimiz var. Türkiye, ender özgür ülkelerden biri. İnsan büyüdükçe mesuliyeti de artar. Türkiye, bölgede en çok mesuliyeti olması gereken ülke. Türkiye, Filistin’e sahip çıkıyor ama daha fazla da sahip çıkabilir. Filistin davasına sahip çıkana Allah yardım eder. Hukuki olarak da Filistinlilerin sesini yükseltebilir Türkiye.
“SİYONİSTLERLE ANLAŞMA YAPIP DA KAZANAN OLMAMIŞTIR”
Türkiye’nin dış ilişkilerine karar verecek olanlar elbette biz değiliz fakat şunu da söylerim; İsrail ile “normalleşme”ye giden hiçbir ülke Filistinlilerin çıkarı bir yana kendi çıkarı için bile hiçbir şey yapamadı ve yapamaz. Siyonistlerle anlaşma yapıp da kazanan olmamıştır. Bunun en son örneği BAE’dir. İsrail ile “normalleşme” anlaşması imzaladılar, birçok konuda işbirliği yaptılar. BAE dedi ki; bu anlaşmayla birlikte İsrail bizi İran’dan koruyacak hem de ABD bize F-35 verecek. Ne oldu biliyor musunuz? ABD, BAE’ye F-35 vermeyeceğini açıkladı. Mısır, 1974’te anlaşma yaptı İsrail ile. Hiçbir yararı olmadı Mısır’a bu anlaşmanın. Ürdün hakeza, İsrail ile anlaşma yaptı. Hiçbir şey elde etmedi. Türkiye, İsrail ile anlaşma yaptı da ne kazandı? Hiçbir şey... Ben burada Filistin’in çıkarından bahsetmiyorum, ülkelerin kendi çıkarlarından bahsediyorum. Tarih boyunca gördük ki, Siyonistler hiçbir anlaşmaya sadık kalmazlar. İsrail, Gazze’ye yarayacak bir anlaşmaya imza atmaz. Gazze rahatlarsa İsrail rahatsız olur. İsrail bunu çok iyi biliyor. Türkiye, Filistin’in yanında durmaya çalışıyor ama İsrail ile “normalleşme” Türkiye’nin işine yaramaz. Şu bir gerçektir; Müslümanlar zayıfladıkça Siyonistler güçlenir. Uluslararası ilişkiler düzeyinde İsrail açısından en rahat dönemde olabiliriz ama emin olun ki, Filistin ölçeğinde de en zor dönemlerini yaşıyorlar. İsrail işgal devleti, toplumlar nezdinde bir türlü normalleşemedi. Rejimlerle istediği kadar normalleşsinler. Özgür bir anket yapılsın, halkların büyük bir kısmı İsrail’in aleyhine bir duruş sergiler.
Bekir Şirin -Yorum