El-Meyadin haber sitesi, İmam Hamanei’nin son sözlerine ilişkin yaptığı analizde, Amerika'nın ve Batı'nın zayıflamasına yol açan gelişmeler sürecine değinerek, yeni bir dünya düzeninin oluşmakta olduğunu belirtti ve şunları yazdı: ‘Yeni dünya düzeni, siyasi, ekonomik, kültürel ve bilimsel gücün Batı'dan Doğu'ya aktarılmasına ve direniş ideolojisinin ve cephelerinin genişletilmesine dayalı olarak şekillenmektedir
Amerika Birleşik Devletleri'nin izolasyonu, gücün Asya'ya devredilmesi, direniş ideolojisinin genişlemesi ve alanlarının gelişmesi, mevcut durumdan geçişin üç ana bileşeni ve göstergesidir.
Küresel ve bölgesel gelişmelerin seyri, İran ve direniş eksenindeki müttefiklerinin yeni dünya düzeninin temellerini atacağının kanıtıdır.
İslam İnkılabı Lideri, son konuşmasında, verilere ve gerçeklere dayanarak, yeni dünya düzeninin değişiminin üç özelliğini gündeme getirdi ve bu üç özellik: Amerika Birleşik Devletleri'nin izolasyonu, gücün Asya'ya devredilmesi, direniş ideolojisinin genişlemesi ve alanlarının geliştirilmesidir.
Uluslararası ilişkilerde klasik teori, uluslararası güç transferi dönemlerinde uluslararası sistemde krizlere ve ciddi çatışmalara yol açan birçok riskin olduğuna işaret etmektedir. Belki de şu anda Rusya'nın Ukrayna'daki askeri operasyonları aracılığıyla bunun sonuçlarını yaşıyoruz. Bu nedenle İmam Hamanei, yeni dünya düzeninin oluşumu hakkında konuşabileceğimiz kriterleri belirledi. Bu bağlamda uluslararası ve bölgesel arenada yaşanan bazı göstergeleri inceleyerek İran liderinin bahsettiği geniş hatların arka planını analiz etmek mümkündür.
Amerika'nın İzolasyonu
Amerika'nın uluslararası arenadaki ana oyuncu rolünün azalması ve modern uluslararası düzenin en önemli genel süreçlerinden ayrılması, değişimin ilk işaretidir. İmam Hamanei, Amerika'nın izolasyonunun çeşitli belirtilerini tanımlamıştır ve bunlar şöyledir: Amerika'nın ekonomik sorunları, Amerika'nın Afganistan ve Irak gibi küresel konularda yanlış hesap yapması ve Doğu Asya'da tekrarlanan başarısızlıkları.
Amerika Birleşik Devletleri'ndeki ekonomik sorunlar ve bu ülkedeki yüksek miktardaki ulusal borç dikkate alındığında, son birkaç yılda borç miktarında önemli bir artış gözlemlendiği söylenebilir. Öyle ki bu borç 31 trilyon doları aştı ve bunun büyümesi Washington hükümeti için gerçek bir sorun haline geldi.
Tahminler, ABD'nin küresel borç miktarının 2021'in sonunda yaklaşık 300 trilyon dolara ulaştığını gösteriyor. Bu, tek başına ABD’nin borcunun küresel borcun %10'undan fazlasını oluşturduğu anlamına geliyor ve burada, konunun büyüklüğü ve etkisi ortaya çıkmaktadır.
Ama şu anda Amerika'nın borç sorunu sadece Amerika'daki her vatandaş için 93 bin dolar olduğu tahmin edilen devasa miktardan kaynaklanmıyor, sorun şu anda yılda yaklaşık 450 milyar dolara ulaşan bu borçların net faizidir. Amerika'nın bir diğer sorunu da enflasyondur. Yani geçen Eylül ayında Amerika Birleşik Devletleri'nde beklentileri aşan ve son 40 yılın en yüksek seviyesine ulaşan ana tüketici fiyat endeksindeki artıştır.
Amerika'nın yanlış hesaplamaları ve Doğu Asya'dan çekilmesi
Amerika Birleşik Devletleri'nin küresel izolasyonunun ikinci faktörü, Amerika'nın yanlış hesaplamaları ve Doğu Asya'dan çekilmesidir. Stratejik boyutta, 20 yıllık işgalin ardından 15 Ağustos 2021'de ABD'nin Afganistan'dan çekilmesi ani bir karar olarak nitelendirildi ve bu, Beyaz Saray'ın en uzun savaşında politikalarının başarısızlığını gösterdi. Bu karar bir yandan Cumhuriyetçi ve Demokrat parti mensupları arasında sorumluluklardan kaçma ve karşılıklı olarak suçlamalarda bulunma yoluyla derin iç farklılıkları ortaya çıkarırken, diğer yandan da ABD Başkanı Joe Biden yönetimindeki asker ve politikacılar arasındaki sorunları gözler önüne serdi.
Amerika'nın çekilmesinden önceki dönemde NATO üyeleri arasında ortaya çıkan diğer çelişkilere ek olarak, onlar Afganistan'dan hızlı bir şekilde çekilmeleri ve bunun doğuracağı sonuçlar hakkındaki korkularını dile getirdiler. Öte yandan, korkunç insani facialar karşısında Afganistan ve İran arasındaki işbirliği ortaya çıktı ve Taliban hareketinin iktidara gelmesinden sonra uluslararası finans kuruluşları bu ülkeye yardımlarını durdurdu ve Washington, Afganistan Merkez Bankası'nın yaklaşık 9,5 milyar dolarlık varlığını dondurdu.
İki; Gücün Asya’ya transfer olması
İmam Hamanei’nin görüşüne göre yeni dünya düzeninin değişimindeki ikinci süreç ve işaret, gücün Asya'ya devredilmesidir.
İstihdam edilenlerin insani kabiliyetleri ve büyüklüklerinin yanı sıra ekonomik büyüme gösteren ülkelerin ekonomi politiğinin incelenmesindeki en önemli unsurlar dikkate alındığında dünya, ekonomik gücün hegemonyaya dayalı kapitalist Batı'dan Doğu'ya doğru geçtiğine şahit olmaktadır.
Doğu, artık Çin, Rusya ve İran'ın öncülüğünde yeni ekonomik modellere bağlıdır. Temelde bu yeni modeller, bu ülkelerin uluslararası arenadaki konumlarını, insanların ihtiyaçlarını ve yaşamsal çıkarlarını dikkate almaktadır. Hem de Batı gibi yayılmacı bir sömürge politikası olmadan. Bu, Batı'da son iki yüzyılda artan bir şeydir.
Üç; Direniş ideolojisini yaymak ve cephelerini genişletmek
İmam Hamanei'nin bakış açısına göre yeni dünya düzeninin değişimindeki üçüncü süreç ve önemli işaret, direniş ideolojisinin yayılması ve sahada gelişmesidir. Washington ve Tel Aviv'in doğrudan askeri güçle yaratmaya çalıştıkları “yaratıcı kaos" fikrini bölgede uygulamak zorlaştıktan sonra, Batı, Yemen, Irak ve tabii ki Filistin direnişiyle birlikte İran, Suriye ve Lübnan Hizbullah'ının çevresini daraltma politikasına başvurdu.’