İsrail petrolünün yaklaşık %60'ı Türkiye tarafından yönetilen Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattından geliyor ve Türkiye, 2016'dan bu yana Siyonist rejimden 11 milyar litreden fazla dizel ithal etti.
Hamas ile Siyonist rejim arasındaki savaşın başlamasıyla birlikte Müslümanların ve dünyadaki tüm özgürlük yanlısı insanların dünya ülkelerinden ciddi taleplerinden biri de Siyonist rejimin askerlerine daha fazla darbe indirebilmek ve ekonomik baskı uygulamak için bu gaspçı rejime enerji ihracatının durdurulmasıdır.
İmam Hamanei geçen hafta yaptığı konuşmada Filistin meselesine değinerek şunları söyledi: “Siyonist rejimin petrol ihracatının yolu kapatılmalıdır. İslami hükümetler Siyonist rejimle ekonomik olarak işbirliği yapmamalıdır. İşgalci rejimin suç ve cinayetleri, uluslararası formlarda kekelemeden kınanmalıdır.”
Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah da Cuma günü şunları söyledi: “Arap ve İslam hükümetleri Siyonistlerle ilişkilerini kesmeli ve İsrail'e petrol, gaz ve gıda tedarikini durdurmalıdır.”
Buradaki temel soru Siyonist rejimin enerji alanında hangi ülkelerle işbirliği yaptığıdır. SolutiEN Enerji Araştırmaları Enstitüsü, "İsrail ve Akdeniz gazına dayalı enerji ilişkilerinin genişletilmesi" başlıklı raporunda bu soruyu yanıtladı.
*İsrail, İslam İşbirliği Teşkilatı'na üye ülkelerden petrol temin ediyor
İsrail'in işgal altındaki topraklarda yer alan Hayfa ve Aşdod'daki iki rafinerideki toplam rafineri kapasitesi günlük 300 bin varil olup, tedarik kaynağı, İslam İşbirliği Teşkilatı'na üye ülkeler olarak kabul edilen başta Kazakistan ve Azerbaycan gibi ülkelerden ithal edilen petroldür. OPEC üyesi Nijerya ve Gabon da petrol ithalatının diğer ana kaynaklarıdır.
Toplamda İsrail'deki enerji tüketim portföyünün %40'ı petrole bağlıdır. Irak Kürdistan bölgesi merkezi hükümeti ile yerel yönetim arasındaki anlaşmazlıkların yayılmasıyla birlikte bu bölgeden İsrail'e petrol ihracatının bu yıl durdurulması ile İsrail'in petrol ithalat kaynaklarına Mısır ve Brezilya da eklendi.
*Mısır, İsrail'in ilk enerji ortağıdır
Mısır'ın İsrail’le ilişkilerini normalleştiren ilk İslam ülkesi olarak bu rejimle ilişkilerini normalleştirmesinin ardından, bu ülkenin İsrail'e gaz ihracatı 2005 yılında 20 yıllık bir anlaşma kapsamında başlamış ancak Mısır'daki siyasi devrimin ardından 2012 yılında durdurulmuştu. Akdeniz sularında gaz rezervlerinin keşfedilmesiyle EMG boru hattındaki gaz akışı tersine döndü ve Mısır, 2019 yılında İsrail'den gaz ithal eden bir ülke haline geldi. Şu anda Mısır'ın toplam tüketiminin %8'ine denk gelen 5 milyar metreküp gaz, EMG boru hattı aracılığıyla Mısır'a ihraç ediliyor.
* Ürdün, İsrail'den ithal edilen doğalgaza bağımlı
Ürdün'ün enerji ve elektrik üretimi için %90 oranında petrol ve gaz ithalatına bağımlılığı, bu ülkeyi İsrail'in gaz ihracatının bir başka ana hedefi haline getirmiştir. İki hükümet arasındaki ilk anlaşma 2016 yılında yapılmıştı. Buna göre Ürdün, önerilen üç boru hattı aracılığıyla 15 yıl boyunca toplam 45 milyar metreküp alacaktır.
*Türkiye, İsrail'in akaryakıt müşterisi
Bakü-Tiflis-Ceyhan ve Kerkük-Ceyhan boru hatlarının son noktası olan Ceyhan limanı, İsrail'in ithal ham petrolünün yüklenmesinde ve tedarikinde kilit rol oynuyor. Ürün ve akaryakıt alışverişi açısından bakıldığında, 2016 yılından bu yana ve Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin yeniden kurulmasından sonra İsrail’e toplam 200 milyon litre hava akaryakıtı ve gemi yakıtı (yaklaşık 250 milyon dolar eşdeğeri) ihraç edildi ve İsrail'den 11 milyar litreden fazla (yaklaşık 5 milyar dolar eşdeğeri) mazot ve 11 milyar litreden fazla (yaklaşık 5 milyar dolara eşdeğer) dizel ithal edildi.
Tüm bu açıklamalar dikkate alındığında, İsrail savaş uçaklarının Gazze'yi bombalamak için ihtiyaç duyduğu enerji ve yakıtı hangi İslam ülkelerinden sağladığını çok kolay bir şekilde tespit etmek mümkündür.