34.Yılında İslam İnkilabının Kazanımları

Rate this item
(0 votes)

Bismillah,

İmam Humeyni(r.a) önderliğinde gerçekleşen bölgede ve dünyada büyük bir inkılap ve siyasi dengeleri değiştiren İslam devrimi bir inkılap olmanın yanı sıra 34 yıllık bereketli geçmişinde İslam ümmeti için bir çok alanlarda büyük kazanımlar sağlamıştır. Dünya ülkeleri ya ABD önderliğinde ki batı emperyalizmine veya Sovyetler Birliği liderliğindeki doğu kampına sırtlarını dayayarak güvenliklerini ve kalkınmalarını güvence altına almak için bu iki süper güçten birine bağımlı olmak zorundaydılar. Maneviyatın ihyasını hedefleyen Allaha tevekkül ve genç yeteneklerine dayanarak bir çok alanda yepyeni bir model sunan İslam inkılabı zulüm altında olan milletlere ve özgürlükçü hareketlere yeni bir yol açtı.İmam Ayetullah Hamenei'nin vurguladığı gibi, İslam inkılabı kendine özgü bir müstesna inkılaptır. Bu inkilabın hedefleri açıkça ilan edilmiştir. Bu hedefler; İslam devlet düzenini kurmak, ülke bağımsızlığını korumak, insanın şeref ve kerametini ihya etmek, mazlumu savunmak, ülkenin ilim, teknik, ekonomik alanda yükselişini sağlamaktır.İslam inkilabı 34 yıllık bereketli geçmişinde siyaset, kültür, ekonomi, bilim ve teknoloji alanlarında büyük hizmetleri ve kazanımları olmuştur.İşte bu kazanımları kısaca ifade etmeye çalışalım…

 

1-İslam İnkılabının Siyasi Alandaki Kazanımları…

İslam inkılabının zaferi sadece İran’da siyasi bir rejimin değiştirilmesine yönelik ülke içi bir olay olmayıp bu inkılap emperyalist güçler için yıkıcı bir depremdi. ABD, dünyanın en önemli ve hassas stratejik bölgesindeki gözbebeği konumdaki müttefikini kaybetmenin yanı sıra, bu büyük patlamanın dalgaları Ortadoğu’da batıya bağımlı dikta rejimleri de dehşete düşürdü.Bilindiği üzere İran'da 2500 yıllık Pehlevi ailesinin hüküm sürdüğü dikta kraliyet düzeninin yıkılması,İslam öğretilerine ve maarifine dayalı dini demokrasi eksenli bir nizamın inşa edilmesi siyasi alandaki inkilabın en büyük kazanımıdır.Günümüzde çoğu ülkede olduğu gibi İslam inkılabı gerçekleşmeden önce İran da sömürüye dayalı batının liberal demokrasisi hükümetlerin kurulmasının yegane kriterdi. Batılı devletler bu düşünce anlayışıyla dini siyasetten ayırmak ve soyutlamak suretiyle diğer milletleri sömürmelerine meşrutiyet kazandırıyorlardı.Bu liberal sömürü anlayışını yaygınlaştıran küresel müstekbir güçler ,mazlum halkların zenginliklerini yağmalamak için dinin siyasetten ayrı olduğu düşüncesini savunaraktan İslam toplumlarında dini öğretileri arka plana itmek sureti ile İslami toplumlara fikri, kültürel, dini ve diğer alanlarda musallat olarak halklarının yer altı ve yer üstü kaynaklarını yağmalıyorlardı.

Müslüman ve mazlum halklar için ümit olan İslam inkılabı,dinin siyasetten ayrı olmadığını aksine ikisinin ayrılmaz bir bütün olduğu gerçeğini gözler önüne seriyordu.İslam inkilabı zafer ulaşmasıyla beraber halkların kendi kaderlerini belirleme hakkını sahip olduğunu en güzel şekilde ispatlıyordu. İslami İran halkının İslam inkılabı zafere kavuştuktan hemen iki ay sonra düzenlenen referandumla siyasi nizamını belirlemesi, meclis, cumhurbaşkanlığı seçimleri ve anayasa referandumun başarılı bir şekilde gerçekleşmesi İslami bir nizamının uygulanabilirliği noktasında İslam inkılabının siyaset arenasındaki başarılarındandı. İslam inkilabının üzerinden geçen 34 yılda her yıl büyük bir halk kitlesinin katılımıyla gerçekleşen seçimlerle millet kendi kaderini belirlemeye devam etmektedir.İslam inkilabı, siyasi alandaki tekamülüne tevhid ve yegâne Allah'a tapma ilkesine dayanmak küfür , şirk ve her türlü şeytani düşünceye karşı mücadele ederek devam etmektedir.

11 şubat 1979 tarihinde zafere eren hareket, yıllardan beri bir çok milletin yaşam yolunu aydınlatırken, sömürgeci güçlerden ve iç diktatörlerin zulümden kurtulmak isteyen halklar için bir örnek olmuştur.İslam inkılabı ile Müslümanlar kendilerine olan özgüvenlerini kazanarak ,milletler arası sultacılığa karşı mücadele inançları canlanıyordu.İslam inkilabının kazandırdığı bu öz güven ve zulme karşı mücadele düşüncesinin tekrar canlandırılması, Lübnan İslami direniş hareketinin 33 günlük Lübnan savaşı ve Filistin halkının 22 ve 8 günlük Gazze savaşlarında Siyonist rejim İsrail’in yenilmezlik efsanesini kırmasını sağlıyordu. İşte bu özgüven sayesinde Ortadoğu’da İslami uyanış hareketi şekillendi ve Tunus'tan Mısır’a kadar bir çok diktatörleri yerle bir etti.

 

2-Kültürel ve Sosyal Alanlardaki Kazanımları…

Dini düşünce ve manevi değerlere dayanan İslam inkılabının temel mesajı, kültürel mahiyete sahipti. İslam inkılabı mahiyet itibarı ile kültürel bir inkılaptır diyebiliriz.Çünkü diğer alanlardaki inkilabının getirileri gerçekte toplumda meydana gelen kültürel ve sosyal alanlardaki yaşanan değişimlerin neticesidir. Bugünkü küresel güç şebekeleri asıl savaşı kültürel alanlarda vermektedir.Sömürünün en etkili ve kolay yapılacağı alan kültürel alandır.Bu sebepten dolayı günümüzün yeni sömürü güçleri halkların sahip oldukları bütün zenginliklerini yağmalamak ve o toplumların ilerlemesi engelleyerek geri bırakmak için ‘kültürel hegomanya’ siyasetini takip ediyorlar.

Emperyalist güçlerin sömürmek istedikleri toplumlar üzerindeki sultasını pekiştirmek için izlediği en belirgin ve aşikâr komploları büyük bir kültür mirasına sahip olan Müslümanları İslam'ın asil kültüründen uzak tutmaktır.Batı kültürü bazı kesimler tarafından öylesine büyütülmüştür ki sanki batı olmazsa hayatın duracağı savsatası ile halkların kendi değerlerine olan güveni yok edilerekten akli ve zihinsel batı bağımlığı sağlanarak bir çok İslam milletlerinin geri kalmasına zemin hazırlanmıştır.

İslam inkılabının gerçekleşmesinin ardından İslami kültür ve değerlerinden uzak kalmış olan toplumda bu değerlerin ihyasına öncelik verilerek eğitim kurumları ve kitle iletişim araçları bu çerçevede faaliyetlerde bulunarak toplumda İslam kültürü geliştirilmeye çalışıldı.İslami kültürün toplumunda yaygınlaşmasında görsel alanlarda özellikle sinema alanındaki çalışmaların katkısı çoktur.İslam inkilabı ile okur-yazar oranın artması , kamuoyundaki toplumsal bilinç düzeyini gelişmesinde etkili olmuştur.Bugün İslami İran’da okuma yazma seferberliğinde öncü ülkelerdin biri sayılmaktadır.Halihazırda bugün İran'da 4 milyonu üniversite öğrencisi okumaktadır.

İslam inkılabı insanların gelişimini ve olgunlaşması şartlarını sağlamaya çalışıp, gelişken, canlı ve İslam ilkeleriyle öğretilerine uygun bir toplum oluşturmaya çalışmaktadır. İslam inkılabının ilk merhalelerinde yarattığı değişim ve dönüşüm sürekli devam ederek, ilke ve ülkülerinden sapmadan insani ve ilahi hedeflerini gerçekleştirmektedir.

 

3-Ekonomik , Teknolojik ve Bilimsel Kazanımları…

34 yılda çeşitli komplo ve hilelerle inkilabın ilerleyişini durduramayan emperyalist güçler siyasi baskı ve ekonomik yaptırımlarla İran halkının ilerlemesi engellenmeye çalışmaktadırlar.İran halkı son 34 yıl boyunca öz güvenle tüm yaptırım ve baskılara rağmen ilerleme ve kalkınma zirvelerini birer, birer fethetmekte hatta batılı müstekbir güçlerin tekelinde olan bilim sınırlarını aşmayı başarmaktadır. Bilindiği üzere İran halkı sömürgeci güçlerin ağır ekonomik yaptırımlarına karşı mücadelelerine devam etmektedir.Yaptırımlar, İslam inkılabı düşmanlarının en namertçe davranışlarından biri olup İnkılabın ilk günlerinden beri ve hatta dayatılan savaş yıllarında İran milletinin omuzlarında büyük bir yük oluşturmuştur. Düşmanların son bahanesi ise, İran'ın barışçıl nükleer programıdır. Düşmanlar İran'a geniş çaplı yaptırımlar uygulayarak kendilerince İran milletini yıldırmak ve ekonomik baskılarla inkılaptan ve ülkelerinden vazgeçirmek istemektedirler.

İslam inkılabının ekonomi sahasındaki kazanımları daha da belirgindir. İran, İslam inkılabından önce, petrol ihracatına bağımlı olan tek ürünlü bir ülkeydi. Bu bağımlılık İran'ın ekonomik yapısının öyle bir darbe vurmuştu ki, İran sanayii de o dönemde tamamen montaj eksenli ve batılı uzmanlara bağımlı bir sanayi durumundaydı. Tarım ise çok vahim bir vaziyette olup verimlilik seviyesi bu sektörde oldukça düşüktü. İran'da İslam inkılabının zafere kavuşması sanayi ve tarım sektörlerinden büyük bir değişimi de beraberinde getirdi. İran’ın yetenekli gençleri bağımlılıktan kurtuluşu en başta petrol sektöründe başlattılar.Gerçekte İran petrol sektörü İslam inkılabından önceki dönemle kıyaslandığında, büyük değişim yaşadığı gözlenmektedir.

Bugün petrol sektöründe İranlı uzmanlar bütün araştırma, kazı, çıkarma, ihracat, rafineri ve diğer işleri yürütmektedir. İslam inkılabının zaferinden sonra İran'da petrol araştırmalarında da büyük sıçrama yaşandı. Son 30 yılda İran'da en az 50 milyar varil değerinde yeni petrol yatakları bulundu. İran petrol yatakları açısından dünyanın ilk beş ülkesi arasında yer alıyor. Doğalgaz alanında da İslam cumhuriyetinde büyük ilerlemeler kaydedildi. Hali hazırda İran milletinin %90 kadar doğalgaz nimetinden faydalanmaktadır.Petro-kimya sanayii de petrol sektörünün yan sektörü olarak İran sanayisinin ihtiyacı olan birçok ham maddeyi temin etmektedir.Petro -kimya sanayii bugün dünyada en önemli sektörlerden birini oluşturuyor. İslam inkılabından sonra İran'da Petro-kimya sanayii üzerinde büyük yatırımlar gerçekleşti. İran bu sektörde ilerleme kaydederek ham petrolün satışı yerine katma değeri olan Petro-kimya ürünlerinin satışına yönelmiştir. Nitekim hali hazırda İran'ın Petro -kimya ürünleri ihracatı yıllık 20 milyar doları buluyor.

Tarım sektörüne gelince, İran'da İslam inkılabından sonra bazı stratejik tarım ürünlerinde büyük bir seferberlik başlamış ve uygulanan modern tarım teknikleri ile tarım sektörünün verimliğini artırılarak İran bu ürünlerde kendine yeter hale gelmiştir.

İran'ın İslam inkılabından sonraki yıllarda bilim ve teknoloji alanlarında kaydettiği ilerlemeler ve kazanımları gerçekten göz kamaştırıcıdır. Teknoloji alanında uranyum zenginleştirme ve barışçıl amaçlar uğruna yararlanma yine nükleer yakıt sirkülasyonunda seyrek sayıdaki ülkenin tekelini kırma, İran'ın büyük başarıları arasında yer alıyor. Gerçekte ABD ve batının İran İslam cumhuriyetine dayattığı tek yaptırımların esas amacı, İran'ın bilimsel ve teknolojik ilerlemesini engellemektir. İran halkı, bilim ve teknolojide ilerleme kaydetmek ve yeni bilimsel ve teknolojik kazanımları ile yaptırımları kırmaya böylece ithal edemediği her şeyi kendi üretmeye İslam inkılabının izzet ve onurunu yüceltmeye çalışmaktadır.İran'ın bilimsel gelişmeleri artık herkesçe bilinen bir gerçektir. Bu gelişmeler tabi ki İslam inkılabının iktidarını arttırmakta ve İslam inkilabı için daha parlak bir gelecek sunmaktadır.

İran'ın bilimsel ve teknolojik ilerlemeleri sadece nükleer alanla sınırlı kalmayıp İran,Nano teknolojide de dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer almaktadır. Hakeza kök hücre, kolonlama, kanser gibi tedavisi olmayan hastalıkları tedavisi için yeni ilaçlar üretme, İranlı bilim adamlarının son yıllarda imza attığı bazı başarılardan sayılmaktadır. İran en son uzaya canlı bir maymun göndererek uzay alanında da devasa bir adım atarak önümüzdeki birkaç yıl içerisinde uzaya insan gönderecek teknolojik düzeye kavuşmuş olacaktır.

Bu başarılar son 30 yılda batılı zorba devletlerin tüm komplo ve baskılarına ve yaptırımlarına karşın gerçekleşti. Nitekim İran milleti bu tür baskılara boyun eğmeyeceğini ve her türlü yaptırıma karşın bilim ve teknoloji alanında ilerlemesini sürdüreceğini gösterdiği direnişle ispat etti.Bugün İslam inkılabının zafere kavuştuğu günün üzerinden 34 yıl geçmiş olup İslam inkılabının akılsız ve sultacı düşmanları, her yeni yaptırım veya suikastlerinin ardından, İran halkının İslam inkılabını daha da kararlı bir şekilde savunacağını bilmesi gerekmektedir.

MEHMET YETKİN

Read 1696 times