25 Nisan 1980: İbret verici 'Tebes Çölü' zaferi

Rate this item
(1 Vote)

25 Nisan 1980 tarihinde İran’ın Tebes çölünde ne olmuştu ?  25 Nisan Tebes mucizesinin yıldönümü : Amerika’nın İran’da bozguna uğradığı gün

 Her yıl 25 nisan gününde İran milleti, Amerikan ordusunun Tebes çölünde ilahi ve gaybi yardım sayesinde bozguna uğradığı günü şükranla kutluyor.25 Nisan 1980 tarihinde İran'da, Hicaz yarımadasında vuku bulan tarihi bir olayı çağrıştıran bir hadise yaşandı.

Bundan 14 asır önce Yemen kralı Ebrahe, insanların Kabe etrafında tavaf ederek ibadet ettiklerini duyduğunda büyük bir öfkeye kapıldı ve bu yüzden kutsal Kabe binasını yıkarak Hicaz halkını, kendisinin inşa ettiği bir tapınağa yönelmesini ve böylece Mekke'nin merkez olma konumunu yok etmeyi hedefledi.

Ebrahe önünde fillerin hareket ettiği büyük bir ordunun başında Mekke'ye saldırdı. Ebrahe ordusuna karşı koyamayan Mekke halkı çevredeki dağlara sığınırken yüce Allah'ın iradesi başka bir şekilde tecelli buldu. Birden gök yüzünde bir yığın kuş belirledi ve yukarıdan bıraktıkları özel taşlarla Ebrahe'nin ordusunu ve fillerini yok etti. Bu kuşlar yüce Allah tarafından saldırgan düşmanı yok etmekle görevlendirilmişti.

25 Nisan 1980 tarihinde Hicaz yarımadasında vuku bulan bu hadisenin benzeri İran'da yaşandı. Bu kez Carter başkanlığındaki Amerika yönetimi, İran'a saldırı emrini verdi. Bu saldırı gece yarısı ve özel gelişmiş silahlarla donanmış olan Amerikalı komandolarca başlatıldı ve dev C-130 uçakları ve askeri helikopterler bu operasyonu destekledi.

Amerikalı özel güçlerden oluşan 90 komando, Kartal Pençesi adlı operasyon çerçevesinde Tahran'da tutuklu bulunan Amerikalı casusları kurtarmalıydı. Söz konusu Amerikalı casuslar, İslam inkılabının zaferinden sonra Amerika'nın eski büyükelçilik binasında İran milleti ve İslam inkılabı aleyhinde casusluk faaliyetleri yürütüyordu. Ancak kendilerini imam Humeyni çizgisini izleyen öğrenciler olarak adlandıran bir grup müslüman öğrenci 4 kasım 1979 tarihinde casusluk yuvasına dönüşen Amerika büyükelçiliğini ele geçirerek Amerikalı casusları tutukladı. Bu mekanda ele geçirilen belgeler, elçiliğin casusluk üssü olarak kullanıldığını açık bir şekilde ortaya koyuyordu.

Amerikalı casusları kurtarmak için İran topraklarına saldıran Amerikalı güçler, aylarca özel eğitime tabi tutulmuştu. Amerikalı komandolar ilkin Amerika'nın Arizona çölünde ve daha sonra iklim bakımından İran'a benzerlik arz ettiği için Mısır'da defalarca kurtarma operasyonunun tatbikatını yaptı. Bu çalışmalar ve ellerindeki gelişmiş teçhizata güvenen Amerikalı komandolar, operasyon için düğmeye basmıştı. Bu arada İran içinde de inkılap karşıtı örgütler Kartal Pençesi operasyonunda işbirliği yapmak için hazırlanmıştı. Ancak ta baştan Amerikalı askerleri İran'ın Tebes çölüne indirmesi gereken uçak ve helikopterlerin arasında iki helikopter teknik arıza yaptı. Buna karşın operasyon sürdürüldü ve geriye kalan uçak ve helikopterlerle komandolar Tebes çölüne indirildi ve Tahran'a doğru yola çıkmak için hazırlıklara başlandı.

Fakat ne var ki Tebes çölünde, 14 asır önce Mekke'de yaşanan olay tekrarlandı ve yüce Allah'ın iradesi saldırganların planlarını suya düşürdü.

Tebes çölünde de bir helikopter teknik arıza yaptı ve operasyonun devamına katılamadı. Planlanan operasyon için en az 6 helikopter gerektiğinden Amerika dönem başkanı operasyonunun durdurulmasını ve uçakların ve helikopterlerin geri dönmesini emretti. Carter bu saldırının yenilgi ile sonuçlandığını düşünürken İran'dan gelen bir başka haber onu tam bir şoka sürükledi. Dönüş sırasında Tebes çölünde başlayan kum fırtınası sonucunda bir uçakla bir helikopter bir birine çarpmış, çarpışma sonucu büyük bir patlama yaşanmış ve alevler Tebes çölünde geceyi adeta gündüze çevirmişti. Bu olayda 8 komando da helak oldu ve geriye kalanlar büyük bir panik içinde Tebes çölünden kaçmak zorunda kaldı.

O dönemde bu operasyonu destekleyen ve beyaz sarayda milli güvenlik danışmanlığını yürüten Berjinski, Carter'in bu habere tepkisi şöyle anlatıyor:

Carter bu haberi duyunca yaralanmış bir yılan gibi olmuştu.

Böylece yüce Allah'ın iradesi bir kez daha asi, kibirli ve sultacı güçlere haddini bildirmiş ve onları onca gelişmiş teçhizatları ile birlikte hezimete uğratmıştı.

İslami İran kurucusu imam Humeyni (ra) Amerika'nın İran'a saldırısını uluslararası yasaların ihlali olduğunu belirterek şöyle buyurdu:

Onlar Tebes'e geldi ve zannettiler ki buraya güç indirebilirler ve sözde rehineleri kurtarmak bahanesi ile İran'ı yeniden ele geçirebilirler. Ancak yüce Allah kum fırtınası gönderdi ve onları hezimete uğrattı.

İmam Humeyni Allah'a tevekkül ve gaybi yardımlara iman meselesinin batılı devletlerin, idrak çerçevesinin dışında olan olan konular olduğunu belirtti. İran milletinin despot şah rejimine karşı mücadelesi ve yine dayatılan 8 yıllık kutsal savunma yıllarında da çok kez bu tür gaybi yardımlar yaşanmıştır.

 Gerçekte bu ilahi bir vaattir ve kim ve hangi millet Allah yolunda adım atarsa yüce Allah da ona veya o millete yardımcı olur.

Amerikalı askerlerin İran'a saldırılarında hezimete uğramaları saldırgan güçler için büyük bir derstir. Bu operasyon ayrıca İran milletine de ecnebilerin her türlü muhtemel saldırısına karşı hazırlıklı olması gerektiği dersini verdi. Bu yüzden İran milleti Saddam ordusunun saldırıları karşısında 8 yıl direndi ve bir çok batılı ve Arap ülke tarafından desteklenen Saddam'ı perişan ederek hezimette uğrattı. O günden beri İran İslam cumhuriyeti, başta Amerika ve siyonist rejim olmak üzere artan tüm dış tehditlere karşın askeri savunma gücünü geliştirmiş bulunuyor, öyle ki günümüzde uzmanlar İran'ı bölgesel bir güç ve Ortadoğu bölgesinin en büyük gücü olarak görüyor.

 

İslami iran yerli bilimadamları sayesinde bu gün en gelişmiş askeri uçakları, çeşitli füze, denizaltı, top, tank, helikopter ve diğer stretajik askeri teçhizat üretebiliyor. İran'ın ürettiği karadan karaya füzeleri 2 bin km menzilli olup karadan havaya karadan denize füzeleri ile de havadan ve denizden gelen tehditlere karşı koyabiliyor. Bu arada İran'ın ürettiği insansız uçaklar da düşman mevzilerinin tespitinde görev yaparak ülkenin savunma hattına hizmet veriyor.

İranlı uzmanlar bu güne kadar çok sayıda yeni deniz aracı üretti ve İran'ın hız tekneleri düşmana göz açtırmıyor. İran ayrıca denizaltı üretimininde büyük bir yol katetmiş bulunuyor.

Çağdaş dünyada elektronik savaş, klasik savaşlarda önemli bir yeri işgal ediyor ve üstün elektronik teçhizatlar, düşmanın elektronik sistemlerini devre dışı bırakmak ve askeri üstün sağlamak bakımından büyük önem arz ediyor. Bu doğrultuda İran ordusu kendisi en gelişmiş elektronik teçhizatla donatmış bulunuyor. İran milleti ve silahlı kuvvetleri en başta yüce Allah'a tevekkül ediyor ve O'nun desteğine güveniyor. Nitekim yüce Rahman Kuran-ı Kerim'de savunma gücünüzü azami seviyeye yükseltin şeklinde buyuruyor. Yüce Allah Enfal suresinin 60. ayetinde tüm gücünüzü seferber edin ve böylece Allah'ın düşmanlarını korkutun diye buyuruyor.

 

 

 

Bu ilahi emre uymak, bu güne kadar İran İslam cumhuriyeti için önemli getirileri olmuştur.

Amerika ve siyonist rejim özellikle son yıllarda nükleer silah konusunu bahane ederek İran'ı askeri saldırı ile tehdit etmiş, ancak her defasında Allah'a tevekkül eden İran milleti ve yetkililerinin kesin tavrı ile karşılaşmıştır. Bunun dışında İran düşmanları bu ülkeye saldırdıkları takdirde İran'ın yüksek savunma gücü itibarı ile bu saldırının bir nevi intihar girişimi gibi olacağını çok iyi bilmektedir. Bu yüzden bundan önce defalarca İran'ı askeri saldırı ile tehdit eden siyonist rejim son günlerde bir kez daha geri adım atmış bulunuyor ve bu rejimin elebaşı İran'a saldırının ahmakça bir hareket olacağına itiraf ediyor.

Tebes hadisesi, askeri yüzleşmelerde sadece askeri gücün belirleyici olmadığı bağlamında ve bunun dışında diğer bazı konuların söz konusu olduğu ve yüce Allah istemediği takdirde hiç bir şeyin olmayacağı bakımından çok iyi bir ders sayılır.

 

 

Read 3452 times