Anadolu Aleviliği Masalı

Rate this item
(0 votes)

Ülkemizdeki Ehli Beyt dostları Alevilik konusunda belli kavramlara açıklık kazandıramadıklarından dolayı sıkıntı içerisinde kalmışlardır. Dahası bazı karanlık güçler gerçeklerden korktukları için kavramları birbirine karıştırma yoluna gitmişler ve kafalarda böylece daha da karışmıştır. İşte ANADOLU ALEVİLİĞİ kavramı da sırf kafa karıştırmak ve gerçekleri Alevi halktan saklamak için ortaya atılmış uydurma bir kavramdır. İslamiyet’in temeli bizim anlayışımıza göre Kur-an ve Ehli Beyt düşüncesine dayanır. Alevi olmak ise bu düşüncenin temelini oluşturur. Hz. Ali taraftarı olmak demek, Hz. Peygamberin taraftarı olmak demektir. Ve O’nun taraftarı olmak ise Allah’ın lütfettiği çizginin tam üzerinde olmak demektir. Alevilik, özel anlamda Hz. Ali ile başlayıp 12. İmamla devam eden İLAHİ BİR YOLDUR.

İlahi yolların belirleyici özelliği ise bu yolun ilkelerinin, kaynağının ilahi olmasıdır. Açıkçası Aleviliğin ilkelerini saptayan Allah’tır ve bu ilkeler Peygamberimiz tarafından insanlığa sunulmuş ve Oniki İmamlarımıza da bu ilkeleri koruma ve yaşatma görevi verilmiştir. İlahi ilkelerin yani hükümlerin KAYNAĞI ALLAH (cc) OLDUĞU İÇİN BU HÜKÜMLERİ KİMSE KAFASINA GÖRE YORUMLAYAMAZ, DEĞİŞTİREMEZ, AÇIKLAYAMAZ. Bu hükümleri açıklayacak olan Allah’ın görevlendirdiği kimselerdir. Bunlar da Peygamberimiz ve On iki imamlarımızdır. İçtihat yolu ise Alimlerin, İslamı pratik yaşama aktarma konusundaki çalışmaları yada hükümleridir. Alevilikle ilgili ilkeler bu nedenle ZAMANA VE MEKANA BAĞLI DEĞİLDİRLER. Her zaman ve her bölgede aynı olmak zorundadır. Dolayısıyla biz ÇİN ALEVİSİYİZ, BİZ JAPON ALEVİSİYİZ, BİZ İTALYAN ALEVİSİYİZ diyerek herkes kendi kafasına ve çıkarına göre bir alevilik anlayışı çıkaramaz. Kaynağı ilahi olmayan düşüncelerde ise durum böyle değildir. Kaynağı insan olan ideolojiler her toplumun kültür, sınır ve bölgesine göre ayrı ayrı aynı başlık altında uygulanabilir, anlaşılabilir ve yaşatılabilir. Örneğin bir sosyalizmi yada kapitalizmi her ülke kendi kültür ve yapısına göre uygulayabilir. Zaten dikkat edilirse pratik yaşamda da böyle olmuştur. Sosyalizmi Çin, Sovyetler, Kübalılar, Yugoslavyalılar kendi özel algıları çevresinde yaşamışlar yada yaşamaya çalışmışlardır. Yine kapitalizmde her bölgeye göre bazı unsurlar hariç olmak üzere farklı uygulanabilmiştir. Yine her ülke Ceza yada ticaret kanunlarına örf ve adetlerinden kaynaklanan farklılıklar koymuştur. Yani kaynağı insan olan yasalarda asıl ideoloji bölgenin yaşam şekillerine göre yeni bir sentez halinde ama temel bazı fonksiyonlarını yitirmeksizin uygulanmaktadır. Alevilik ise kaynağı ilahi olduğu için ancak tek bir şekilde anlaşılabilir. Eğer bir toplum alevi yada başka bir deyişle Müslüman olmak istiyorsa Aleviliğe yada İslam’a aykırı kültüründen vazgeçmek zorundadır. Aykırı olmayan fikir yada kültürler ise tabi ki korunacak ve yaşanacaktır. Örnek verirsek Oniki İmamlarımız dostlarının yetim hakkı yemelerini, içki içmelerini, yalan söylemelerini, harama göz dikmelerini, kumar oynamalarını, hırsızlık yapmalarını vs vs men etmişlerdir. Bu yasakların kaynağı ilahidir. Şimdi birileri çıkıpta bizim toplumumuzda yalan yada hırsızlık iyidir diyemez. Yada bizde içki faydalıdır, töredir diyemez. Diyorsa asıl ideolojiden uzaklaşıyor demektir. İşte ülkemizde Aleviler üzerine oyun oynayan ve Alevileri denetim altına alıp sürüleştirmek ,uyuşturmak isteyen ve başka fikirlere köle, fedai yapmak isteyenler ‘Biz Anadolu Alevisiyiz’ diyerek cahili kültür ve fikirlerini mazlum alevi kitlelerine Alevilik diye sunmaya çalışmaktadırlar. Onların Alevilik diye sundukları şey’in adı Alevilik değil kültürel temelli yaşam biçimleridir. Biz bu Anadolu Aleviliği adı altında sunulan şey’in adına Bektaşilik diyoruz. Bu kültürel sentezden başka bir şey değildir. Anadolu ve anadolu dışındaki uygarlıklar ve şamanlık, Zerdüştlük gibi batıl dinler harmanlanarak kültürel bir sentez biçiminde sunulmakta ve adına da Anadolu Aleviliği denilmektedir. Hz. Ali’nin fikirlerine zıt olan fikirler dahi bu isim altında topluma sunulmaktadır. Alevilik isminin kullanılması taraftar toplama çabasından başka bir şey değildir. Toplum eğer eski kültürlerini yaşatmak istiyorsa tabi ki bu doğal haklarıdır saygı duyarız. Ama kimse kendi kültürel saçmalıklarını yada kültürlerini Hz. Ali’ye yamamaya çalışmasın! İşin içine 12 imamları katmasın. Bu anlamda biz her zaman söyleriz.

 

Eğer cem yapıp saz çalıp semah dönecekseniz tabi ki çalın ve dönün ama bu eski şaman Türklerinin ve de Zerdüşt Kürtlerinin kültürlerini Alevilik diye sunmayın. İşin içine İslam’ı, 12 imamları yada ibadeti karıştırmayın. Bu çelişkileriniz ortaya konduğunda da biz Anadolu alevisiyiz diye uydurma bir kavramı da ortaya atmayın. Anadolu aleviliği; gerçekleri gizlemek için uydurulmuş bir masaldır. Kim bilerek, isteyerek ve bilinçli bir şekilde bu kavramı kullanarak Alevi halka yöneliyorsa bilin ki o kişi muaviyenin yolundadır; muaviyenin isim değiştirmiş halidir. Çünkü kişiler ölür ama fikirleri yaşar. Ve bilin ki Alevilere dost olan kişi anadolu aleviliği kavramını yada uydurmasını asla ve asla kullanmaz. Alevilerin gerçek dostları kültürel olguları alevilere din diye, ibadet diye yutturmaya çalışmaz. Sonuç; İslam ya da Alevilik her türlü etnik yada kültürel kökenin üzerindedir. İslam ya da Alevilik evrensel çağrıdır. Hiç kimse bu çağrıyı bir ırka yada bir toplumun kültürüne endeksleyemez.

Read 2536 times