İmam Ali (a.s), kendisinden nakledilen bir hadiste “Allah-u Ekber” kelimesi hakkında açıklamalarda bulunmuş ve onun için yedi mana zikretmiştir.
Ehlibeyt (as) Haber Ajansı ABNA - İmam Ali (a.s), kendisinden nakledilen bir hadiste “Allah-u Ekber” kelimesi hakkında açıklamalarda bulunmuş ve onun için yedi mana zikretmiştir.
Şeyh Saduk ,et-Tevhid kitabında İmam Musa Kazım’dan (a.s) bir rivayet nakletmektedir. İmam Musa bin Cafer (a.s) babalarından ve onlar da Seyyidu’ş-Şüheda Hüseyin bin Ali bin Ebi Talip’ten şöyle naklediyor:
“Camide oturuyorduk ki müezzin ezan okumaya başladı. Emirulmüminin Ali (a.s) ezanın sesini duymasıyla birlikte ağlamağa başladı; bizler de onun ağlamasıyla ağladık. Müezzin ezanı bitirdiğinde Hazret şöyle buyurdu: Eğer müezzinin ne dediğini bilseydiniz gülmeniz az ve ağlamanız çok olurdu.
Sonra şöyle buyurdu: “Allah-u Ekber” sözünün birçok manası vardır.
Allah-u Ekber’in ilk manası: Zatta Tevhit
Allah-u Ekber’in bir manası şudur: Allah-u Ekber, ezeli olmaya, daimi olmaya, ebedi olmaya, ilim, kudret, güç, sabır, bağışlamak, vermeye ve Allah’ın büyüklüğüne delalet etmektedir. Öyleyse müezzin Allah-u Ekber dediğinde şu manadadır: Allah, yaratmak ve emretmek kendisine has olandır; onun isteğiyle yaratış vardır; her şeyin yaratılışı ana aittir; yaratıklar ona dönecektir; o her şeyden önce ilktir ve her şeyden sonra sondur. İdrak edilmeyen her şeyin üstünde zahirdir ve sınırsız her şeyin altında batındır. Öyleyse O, bakidir ve O’nun dışındaki her şey fanidir.
Allah-u Ekber’in ikinci manası: Allah’ın sonsuz ilmi
Allah-u Ekber’in ikinci manası şudur ki Allah bilen ve haberdardır. Olanı ve olacağı olmadan önce bilendir.
Allah-u Ekber’in üçüncü manası: Allah’ın kudreti
Allah-u Ekber’in üçüncü manası şudur ki Allah’ın her şeye gücü yeter ve dilediği her şeye karşı güçlüdür. Kendi kudretiyle güçlüdür ve yarattıklarına musallattır. Zati olarak güçlüdür ve kudreti tüm her şeyi kaplamıştır. Bir şeyi yapmaya hükmettiğinde o şeye ol der ve o da oluverir.
Allah-u Ekber’in dördüncü manası: Allah’ın sabrı ve affı
Allah-u Ekber’in dördüncü manası O’nun hilmine ve keremine delalet etmektedir. Sabreder sanki hiç bilmiyormuş gibi ve affeder sanki hiç görmemiş gibi ve üstünü örter sanki hiç günah işlememiş gibi. O, keremi, affediciliği ve hilminden ötürü cezalandırmakta acele etmez.
Allah-u Ekber’in beşinci manası: Allah’ın bağış ve ihsanı
Allah-u Ekber’in beşinci manası şudur ki O, bahşedendir, çokça verendir ve cömertçe güzel işler yapar.
Allah-u Ekber’in altıncı manası: Allah vasfedilemez
Allah-u Ekber’in altıncı manası Allah’ın nitelenemez olmasıdır; sanki şöyle diyor: Allah, niteleyenlerin kendisiyle nitelendiği sıfatı idrak etmesinden daha büyüktür. Niteleyenler onun ancak kendi endazeleri kadar niteleyebilirler, onun celal ve azameti kadar değil. Allah, niteleyenlerin O’nun sıfatını idrakinden daha yüce ve daha büyüktür.
Allah-u Ekber’in yedinci manası: Allah muhtaç değildir
Allah-u Ekber’in yedinci manası ise şudur ki Allah daha yüce ve daha büyüktür; O, kullarına muhtaç değildir ve onların amellerine ihtiyaç duymaz.