nsan birine karşı sinirlenip gazaplanır ve ondan intikam almazsa, bu his insanın batınına geri dönerek kine dönüşür.
Kin, yani; karşısında ki şahsa karşı, sürekli kötü duygular beslemek ve ondan nefret etmektir. Allah Resulü (s.a.a) bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştur: Mümin, kindar değildir.
Kin, gazap sonucunda ortaya çıkan bir histir ve 8 tane özelliği beraberinde taşır.
1-Haset; öyle ki insanı, karşısındakinin sahip olduğu nimetin, ondan alınmasını arzulamasına sevk eder.
2-İnsanın batınında kıskançlık ve hasedi güçlendirir ve karşısında ki şahıs bir belaya müptela olduğunda ona imalarda bulunur ve serzeniş eder (iyi oldu hak ettiğini buldu gibi) ve sevinir.
3-İnsan kin duyduğu kimseyle irtibatını, gidiş gelişini keser hatta o gidiş geliş istese bile.
4-Kin duyduğu kimseyi küçümsemek, ondan yüz çevirmek.
5-Harama bulaşır, yalan konuşur, gıybet eder ve onun sırrını açarak, örtülmesi gereken şeyleri ortaya çıkarır.
6-Onu maskara etmek için onun sözlerini ve davranışlarını taklit eder.
7-Onu cismi olarak rahatsız etmeye çalışır, dövebilirse döver, dövemezse onu yoracak, sıkacak, rahatsız edecek şeyleri yapmaya çalışır. (ve o yoruldukça hastalandıkça zorluk çektikçe sevinir).
8-Onun hakkına riayet etmez, sıla-i rahim-i keser, borcunu ödemez, reddi mezalime dikkat etmez ki bunların hepsi haram ve gayri meşrudur.
Kindar insan kendinde oluşan bu kini ortadan kaldırmazsa, bu kin hasede dönüşür.
Ama eğer kindar insan kinine sebep olan gazabını telafi edebilecekse, yani intikam alabilecekse, 3 haletten biriyle karşı karşıyadır.
1-Kendi hakkını eksiksiz veya fazlalıksız talep eder, bu surette adaletle davranmıştır.
2-Onu bağışlayabilir ve ona iyilik edebilir, bu fazilet sahibi bağışlaması bol kimselerin işidir.
3-Kendi hakkından fazlasını talep eder, buda zulüm haletidir.
Eğer insan kendisi için gerekli görüyorsa iyilikle onun kin beslemesine sebep olan hakkını alabilecekse, kimseye zulmetmeden kötülük yapmadan bunu alabilir. Ama bazı haklar var ki alınabilecek gibi değil örneğin; biri, yıllar önce sizi küçük düşürdü, halk içinde sizi dövdü, sizi rezil etti, söz dolaştırdı, dostunuzla aranızı açtı.
Siz şimdi intikam için onun yaptığı kötü işleri yapamazsınız, bir ömür boyu kin besleyeceğinize ki bunun zararlarını şimdi açıklayacağım, en iyisi kin beslemeden önceki gibi davranmak ve nefisle mücadele etmektir ki bu sıddıkların ve Allah’a yakın olanların amelidir.
Çaresi: İnsan bilmeli ki kin onun kalbinde olduğu müddetçe sürekli gamlı, üzgün ve problemli olacaktır ve dünyada da ahrette de azabın pençesinde kalacaktır.
İnsan dostluğun ve bağışlamanın faziletini düşünmelidir.
خُذِ الْعَفْوَ وَأْمُرْ بِالْعُرْفِ وَأَعْرِضْ عَنِ الْجَاهِلِينَ
Özrü kabul edip suçları bağışla, iyiliği emret ve bilgisizlerden yüz çevir. (Bakara / 199)
وَإِن طَلَّقْتُمُوهُنَّ مِن قَبْلِ أَن تَمَسُّوهُنَّ وَقَدْ فَرَضْتُمْ لَهُنَّ فَرِيضَةً فَنِصْفُ مَا فَرَضْتُمْ إَلاَّ أَن يَعْفُونَ أَوْ يَعْفُوَ الَّذِي بِيَدِهِ عُقْدَةُ النِّكَاحِ وَأَن تَعْفُواْ أَقْرَبُ لِلتَّقْوَى وَلاَ تَنسَوُاْ الْفَضْلَ بَيْنَكُمْ إِنَّ اللّهَ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ
Onlara dokunmadan boşarsanız nikâh parası kesmiş olduğunuz takdîrde kabul ettiğiniz paranın yarısını vermeniz gerek. Ancak kadın, hakkını bağışlar, yahut nikâhın düğümü kimin elindeyse o, bu hakkı bahşederse bu ayrı. Sizin bağışlamanız, takvaya daha yakındır. Aranızdaki üstünlüğü unutmayın. Şüphe yok ki Allah, yaptıklarınızı görür. (Bakara / 237)
İmam Sadık (a.s) Allah Resulü’nden (s.a.a) şöyle bir hadis-i şerif nakletmiştir: Acaba dünya ve ahretin en iyi sıfatını size tanıtayım mı?
-Her kim sana zulmetse onu bağışla.
-Her kim seninle rabıtasını keserse, onunla vuslat et, irtibat kur.
-Her kim sana kötülük etse, ona iyilik et.
-Her kim seni mahrum etmişse, sen onu mahrum etme.
Peygamber Efendimiz (s.a.a) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur: Bağışlayın ki bağışlamak; kulun izzetini çoğaltmaktan başka bir şey yapmaz.
Öyleyse birbirinizi bağışlayın ki Allah size izzet versin.
Muteb diyor ki; İmam Kazım (a.s) ile bağında mahsul topluyorduk. Bir köleyi gördüm, bir miktar hurmayı duvarın arkasına attı, gidip onu yakaladım, İmam’ın (a.s) yanına getirdim. Dedim fedan olayın bu köleyi, bu hurmayla yakaladım. İmam köleye dedi ki; aç mı kalıyorsun? Köle; hayır mevlam. İmam; öyleyse bu hurmayı neden aldın? Köle; benim malım olmasını istiyordum. İmam (a.s) bırakın onu, git bu hurma senin…… Ve şöyle buyurdu; Geçinmek, yaşamın yarısıdır.