Prof. Abdulaziz Bayındır’a Cevap
Abdulaziz Bayındır sözlerinin bir bölümünde Hz. Mehdi’yi inkar etmek için şöyle diyor:
Kur’an ayrıntılı ve mufassal bir kitaptır.
Çünkü Allah Hud Suresi 1. Ayette buyuruyor ki:
1. Elif, Lâm, Ra. Bu, hikmet sahibi ve her şeyden haberdar olan (Allah) tarafından (indirilmiş,) ayetleri sağlamlaştırılmış ve sonra açıklanmış bir kitaptır.
Yani birisi Kur'an'ı açıklamya çalışırsa kendisini Allah yerine koymuş olur.
Peygamber de sadece munzirdir yani uyarıcıdır.
Zariyat suresinin 50. Ayetinde buyurmakta :
"O halde Allah'a doğru kaçın. Kuşkusuz ben, O'nun tarafından size gönderilmiş, apaçık bir uyarcıyım."
Sonra Kur’an’da Mehdi ile ilgili bir müjde olmadığına göre ve dinin kemale erdiğine göre Mehdi Hz.Muhammed’dir diyor.
Cevap:
“Sen sadece bir uyarıcısın ve her kavmin bir hidayetçisi var Ra’d 7 veya” "O halde Allah'a doğru kaçın. Kuşkusuz ben, O'nun tarafından size gönderilmiş, apaçık bir uyarcıyım." Zariyat 50 ayetlerinin anlamı Peygamber’in (s.a.a) kimseyi imana zorlayacak bir gücünün olmadığını ifade eder yani insanlar muhayyerdir, insanlardan bir kısmı ilahi daveti kabul eder bir kısmı kabul etmez. Peygamber (s.a.a) kimseyi zorla imana getirecek değildir. Demek ki bu ayet Peygamber’in (s.a.a) diğer görevlerinin olmayışı anlamına gelmez.
Nitekim bir çok ayette peygamber hem müjdeci hem uyarıcı olarak vasıflandırılması - örneğin furkan 56 “biz seni sadece müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik” – diye buyurmaktadır. Bu anlamı ifade eden ayetler göz ardı edilerek “sen sadece bir uyarıcısın” ayetine istinat edilmiştir ve yanlış bir anlam çıkarılmak istenmiştir.
Halbuki Peygamber’in, (s.a.a) Kur’an’ı açıklamakla görevli olduğu Kur’an’da açıkça bildirilmiştir:
Nitekim Nahl suresi 44 ayette buyuruyor ki :
44. Onları apaçık deliller ve kitaplar ile (gönderdik). İnsanlara, kendilerine indirilmiş olanı açıklayasın ve belki öğüt alırlar diye sana da Zikr'i (Kur'an'ı) indirdik.
İşte bu ayette indirileni açıklamak Peygamer’in görevi olduğu söz konusu edilmiştir.
Yani Peygameber’in Kur’an tilavet etmenin yanı sıra bir de onu öğretmesi beyan etmesi görevi vardır.
NitekimCuma suresi ayet 2 de şöyle denilmekte :
Okuma ve yazma bilmeyenler içinde, kendilerinden olan ve onlara ayetlerini okuyan, onları arındıran, kitap ve hikmeti onlara öğreten bir elçi gönderen O'dur. Oysa onlar, bundan önce apaçık bir sapıklık içinde idiler.
Peygamber, (s.a.a) Kitab’ın ayetlerini ulaştırmanın yani tilavet etmenin yanı sıra, kitabın beyanı onu ve hikmeti öğretmek çerçevesinde kendisinden sonra dininin yer yüzüne hakim olacağını beyan buyursa ve bunun salih bir imam ve komutan yani Mehdi vasıtasıyla gerçekleşeceğini söylerse buna inanmak Kur’an’a ters mi düşer?!
Açıktır ki böyle bir müjde Kur’an’a ters düşmediği gibi Peygamber’in görevli olduğu müjdeleme ve Kur’an’ın açıklama görevinin bir örneğidir.
Bayındır’ın iddiasının geçersizliğini görmek için şu noktalara dikkat edilmelidir:
1. Kur'an'ın açık ve mufassal bir kitap oluşunda veya başka bir ayette yer aldığı üzere “her şeyi açıklayan” olmasından maksat bütün inanç sisteminin ve dini hükümlerin hatta namaz ve hac gibi farzların geniş ve ayrıntılı şekilde Kur’an’da açıklandığı anlamına gelmez. Çünkü bunu söylemek dinin bir çok temelini ve hükümlerini değiştirmeyi ve dini yıkıma uğratmak anlamına gelir ve dinin zaruriyetini inkarı gerektirdiği için kişinin kafir olmasına sebep olur.
Sayın Bayındır Cevap Versin!
“Kur’an’ı her şeyi açıklayan kitap olarak indirdik” tabirinden
Acaba fizik, kimya, tıp vb. ilimlerle uğraşmak yerine bilim adamlarının yalnız Kur’an’a başvurmaları yeterli olur mu?
Elbette koca karılar köylerde bu tür lafları bazen söylerler ama bu gibi sözleri söylemek ilim iddiasında bulunan bir profsörden gülünç değil mi?
Evet, Kur’an bilime önem vermiştir sözünün manası kendisinin bizzat fizik formulllerini de açıkalmış olması demek değildir.
Akait ve İbadetler konusunda da durum bundan ibarettir. Kur’an kılavuzları açıkça belirlemiş ve bu kılavuzların başında; Hz. Muhammed’e başvurmamızı, ona itaat ememizi ve onun Kur’an’ı açıkladığını beyan etmiştir.
4. İddia
Dİn Kamildir artık Mehdi’nin gelişine ihtiyaç yoktur.
Maide Suresi ayet 3 de
Bugün dininizi size kâmil kıldım ve nimetimi size tamamladım ve din olarak İslam'ı size seçtim.
Bayındır’ sözlerinde yukarıdaki ayete de istinat ediyor ve zahiren şöyle demek istiyor ki: Artık din tamamlanmıştır. Mehdi’nin gelmesi ve dini tamamlaması düşünülemez.
Cevap:
Hz. Mehdi dini kamil etmek için gelmeyecek çünkü o peygamber değildir o dini dünyaya egemen kılmak için gelecektir. Yani onun görevi vahyi iletmekle görevli olan peygamber’in görevinden farklıdır.
Kur’an’nın tabiriyle
Gerçekten Zikir'den (Tevrat'tan) sonra Zebur'da da, "Yeryüzüne mutlaka salih kullarım mirasçı olacaklar." diye yazdık.
İşin üzücü yanı şu ki! Sayın Bayındır Kur’an’daki yeryüzüne Allah’ın dininin hakim olacağına dair bu ilahi vaatle ilgili açık ayetleri kolayca göz ardı ediyor ama başka bir yerde nice tevillere başvurarak Kur’an’da olmayan anlamları ona yüklüyor.
Örneğin sayın Bayındır “yanları üzerinde Allah’ı anarlar . Al-i İmran 191” ayetinden maksadın namazda ruku etmek olduğu anlamını çıkarıyor.
Ve daha nice zorlamalı tefsir ve tevil yoluyla anlamlar Kur’an’a yüklerken, açık ifadeli ayetlerin anlamı hakkında şüphe ve tereddüt ve inkarı tercih ediyor.
5. İddia Mehdi Hz. Muhammed’dir
Cevap:
Evet Hz. Muhammed Mehdi’dir yani hidayete ermiş bir kimsedir nitekim bütün Peygamberler mehdidirler ve aynı zamanda hadi yani hidayet edendirler ancak bu, İslam’ın bütün dünyaya egemen kılacak Mehdi’nin geleceğine dair inançla bir çelişkisi yoktur.
Nitekim Kur’an ayetleri böyle bir günün geleceğini vaat etmiş ve mütevatir hadisler bunu açıklamışlardır.
Murtaza Turabi
4 - Ramazan Mubarek - Hicri 1445