Aşura Konuşması 1.Bölüm: KAMBURDAN KURTULMANIN YOLU

Rate this item
(0 votes)

Pazargünü Aşura’nın 1373. Yıl dönümüdür.

Aşura, Hz. Muhammed (s.a.a) in yas günüdür.

Aşura, Peygamber çiçeklerinin solduğu gündür.

Aşura, Hz. Peygamberin kalbinin parelendiği, evladının doğrandığı gündür.

Aşura bir yiğitlik destanıdır.

Aşura bir erdem destanıdır.

Aşura bir duruş destanıdır.

Aşura bir ilahi aşk destanıdır.

Aşura bir fedakarlık örneğidir.

Aşura bir izzet dersidir.

Aşura mazlumun zalime, hakkın batıla, kanın kılıca galip oluşunun destanıdır.

Aşura enbiyanın, evliyanın ağladığı gündür.

Bu gün için yer ağlar, gök ağlar, melaiketullah ağlar, Hz. Peygamber (s.a.a) in sadık ümmeti ağlar.

Aziz Ehlibeyt sevdalıları ve Ehlibeyt metemi ile Aşura günü yas ve matemde olanlar; Orta doğu ve İslam coğrafyası yer altı ve yer üstü zenginliklerinin en fazla olduğu bölgelerdir. Petrol, su, verimli topraklar, madenler ve diğer zenginlikler bu bölgelerde çok daha fazladır. Ancak bu zenginliklere rağmen İslam dünyasının bu günkü perişan durumu gözler önündedir. Fakirlik, açlık, savaşlar ve her türlü olumsuzluklar genelde İslam coğrafyasında yaşanmaktadır. Aziz mümünler bu durun sadece bu gün itibarı ile geçerli değildir. Yaklaşık 1400 yıldır İslam dünyasının sırtında bir kambur vardır ve bu kamburdan bir türlü kurtulamıyor. Bu kamburdan dolayı bu coğrafyalardan fakirlik, savaş bir türlü yok olmuyor. Acaba bunların nedenleri nelerdir. Aziz müminler, bu vahim ve olumsuz durumun bir çok nedeni olabilir, ancak kanaatimce bu vahim durumun en önemli nedeni ümmet-i Muhammedin (s.a.a) ilahi nimetler olan Ehlibeyte bilerek, isteyerek nankör olmalarıdır. Evet Ehlibeyt Allah’ın mahlukat ve insanlık üzerindeki nimetleridir. Buna Kuran ayetleri ve hadislerden bir çok kanıt vardır. Bu gün sıradan bir ilim adamını cemaati nimet olarak değerlendiriyor ve Ehlibeytin nimet olmasını reddediyorsa, böyle bir insanın inançlarını gözden geçirmesi gerekir. Hz. Ali gibi bir nimetin İslam dinine olan hizmet ve katkıları gün ışığı gibi ortadadır. Böyle bir nimeti Hz. Peygamber efendimizin vefatından sonra istemediler, reddettiler ve dışladılar. Bundan dolayı bu mazlum imam evine kapandı, çöllerde tarlalarda hurma ağaçları dikme ile meşgul oldu ve dertlerini, sinesindeki ilimleri çöllerdeki su kuyularına boşalttı.

Devlet başkanlığı döneminde sırtında akşam vakitlerinde gözler uykuda olduğu zaman fakirler erzak taşıdı. Dünyadan giderken de borçlu olarak dünyadan gitti. Varın siz düşünün: Dünyadan borçlu olarak giden bir devlet başkanı…

Hz. Fatımanın yaşlı gözlerle, küskün, kaburgası kırılmış, Muhsin adında oğlu düşürülmüş bir halde dünyadan ayrılmasına neden oldular…

İmam Hasan (a.s) ı zehirlediler ve tarihte eşi benzeri görülmemiş bir yalnızlığa mahkûm ettiler ve hatta cenazesinin defni esnasında tabutunu oklayacak kadar ileri gittiler…

İmam Hüseyn (a.s) malumunuz olduğu gibi bu gün onun şehadeti için bir araya toplanmış bulunmaktayız.

İmam Hüseyin (a.s) dan sonraki imamları, imam Hasan Askeri (a.s) a kadar açık hava zindanlarına mahkum etmişler, sürmüşler, yurtlarından derbeder etmişler, onları sevenleri işkencelere tabi tutmuşlar, katletmişler…

Kısacası bu nimetlere şunlar yapıldı:

1- Ehlibeyt ve karşıtları hakkında düzmece rivayetler uydurdular.

2- Ehlibeyte karşı alternatifler ortaya çıkardılar.

3- Ehlibeytin faziletlerini ve Ehlibeyte hizmet edenlerin hizmetlerini konuşturmadılar, konuşanları ise cezalandırdılar.

4- Ehlibeyte ve Ehlibeyt yolundan gidenlere bu gün de olduğu gibi yalan ve iftira kampanyaları başlattılar.

Bu yapılanların neticesinde ilahi nimetlerin tamamı sözde ümmeti Muhammed (s.a.a) adını taşıyanlar tarafından birer birer katledildiler. Hz. Fatıma (s.a), İmam Ali (a.s) İmam Hüseyin (a.s)ın teşyii cenazeleri gece yapılmıştır. Ehlibeyt nimeti ve olgusuna sarılanlar tarih boyunca hep katledilmiş, dışlanmış, itilmiş, zindanlarda çürütülmüşlerdir. Şimdi Allah’ın kelamına bir bakalım. Allah’u Teala kelamında nimetlere nankör olma hakkında ne buyuruyor; “Allah bir örnek getirir, bir şehir var meselâ ahâlisi, emniyet içinde yaşamada, gönülleri rahat, rızıkları, her yandan bol bol gelmede; derken Allah'ın nîmetlerine nankörlük ederler de Allah onları açlık ve korku elbisesine bürür, onlara açlığı ve korkuyu tattırır işledikleri işler yüzünden.” (Nahl-112) “Kim Allah'ın nimetini, ona nail olduktan sonra tebdil ederse yok mu. Şüphesiz ki Allah'ın azâbı ve mihneti pek çetindir.” (Bakara-211)

Görüldüğü gibi bu iki ayete göre ilahi nimetlere nankörlüğün bu dünyadaki cezası sünnetullah kanununa göre açlık-fakirlik ve korkudur. Ahiretteki cezası ise şiddetli azaptır. Bu gün sünnetullaha göre dünya yurdunda bu ceza ile iç içe olduğumuzu söyleyebiliriz. Zira İslam coğrafyasında fakirlikte var, korku da. Allah’u Teâla aslında hastalığı, derdi, devayı her şeyi bir reçete olarak bizlere beyan buyurmuştur. İslam ümmeti 1400 yıllık bu kamburundan kurtulmak istiyorlarsa İmam Hüseyin (a.s) ın türbesine ya fiziki veya kalbi olarak gitmeli, o hazretin türbesi etrafında tavaf etmeli ve o hazretin şahsında ilahi nimetler olan Ehlibeytten af dilemeli ve artık Ehlibeyt gemisinde birleşeceklerini, yekvücut olacaklarını Allah huzurunda Ehlibeyte söz vermelidirler. Bu kamburdan kurtulmanın başka da yolu yoktur.

 

Bizlere çok sual ederler; Neden Ehlibeyt diye?

Evet, dün Ehlibeyt, bu gün Ehlibeyt, yarın Ehlibeyt, kıyamete kadar Ehlibeyt.

Çünkü Ehlibeyt; Allah'ın kelimesi, hücceti, nuru, hicabı ve ayetidir.

Ehlibeyt; Allah'ın göklerdeki ve yerdeki velileridir.

Ehlibeyt; doğruluk, adalet, ismet, imamet, velayet ve hidayettir.

Ehlibeyt; yolcuların delili, hidayet arayanların minaresi ve Allah'a doğru gidenlerin yoludur.

Ehlibeyt; ölümden sonrası için en önemli azıktır ve müminlerin izzetidir.

Ehlibeyt; İslam'ın başı, imanın olgunluğu ve İlahi kanunların sınırıdır.

Ehlibeyt; helali haramdan ayıran ve açıklayandır.

Ehlibeyt; susuzluğa karşı tatlı su ve hidayet kılavuzudur.

Ehlibeyt; varlık üzerine nurlar saçan bir güneştir.

Ehlibeyt; iman dairesinin başı ve varlık âleminin merkezidir.

Ehlibeyt; günahlardan arınan, ayıp ve noksanlıktan uzak olandır.

Ehlibeyt; her biri asrının tek'idir ve Allah'ın hüccetidir.

Ehlibeyt; ilim, hikmet ve irfan kaynağıdır.

Ehlibeyt; tenzilin madeni ve tevilin manasıdır.

Ehlibeyt; nübüvvet ağacının kelimesi ve seçkin bir madendir.

Ehlibeyt; Allah'a giden yoldur ve selsebildir.

Ehlibeyt; sıratı müstakim, güçlü üslup ve hikmetli zikirdir.

Ehlibeyt; Peygamberin halifeleri, Allah'ın ayetleri ve eminleridir.

Ehlibeyt; imanın kapısı ve kabesi, Allah'ın hücceti ve nurudur.

Ehlibeyt; Hz. Fatıma'nın ismet güneşinden parlayan Alevi nurlardır.

Ehlibeyt; Muhammedi azametin semasında ve Ahmedi ağaçta büyümüş olan Nebevi dallardır.

Ehlibeyt; Taha ve Yasin ailesinden hidayet eden Mehdi'lerdir.

MEHDİ AKSU  26/11/2012

Read 2048 times