“Allah’ım! Her ne kadar biz rahmetine ehil değilsek de, şüphesiz sen geniş rahmetinle bizi bağışlamaya ehilsin.
Allah’ım! Sen dünyada günahlarımızı bağışladın ve biz günahlarımızın ahirette örtülmesine daha çok muhtacız.
Ey Allah’ım! Bize, tümüyle sana bağlanmayı nasip et. Kalplerimizin gözlerini sana bakma nuruyla aydınlat ki kalplerimizin gözleri, nurdan hicapları yırtsın ve böylece azamet madenine bağlansın….”
Gün olur ki insan ağladığı günlere ağlar, gün olur ki insan kaçırdığı fırsatlara ağlar ve gün olur ki insan gayretsiz çabasız geçen günlerine ağlar…
İşte önümüzde bunu fırsata çevirecek nurlu geceler vardır, insanı maddi boyuttan soyutlayacak manevi bir sofraya davet eden nurun ala nur geceleri vardır..
İnsanın iç alemini tamirat ayı olan bugünlerde Kur’an'ın manevi sofrası tüm insanlara açılmıştır. Kimi bu aydan mutlu kimide bedbaht ayrılacaktır, önemli olan bizlerin nasıl ayrılacağıdır! Ağladığımız günlere mi ağlayacağız yoksa kaçırdığımız fırsatlara mı?
Akıl ve cehalet ordularının çok şiddetli bir şekilde savaştığı bu ayda nur olan Kur’an'dan nasıl faydalanmalıyız ve iç alemimizde hükümranlığı kimin eline teslim etmeliyiz, bu çok önemli ve bizim kaderimizi belirleyecek bir mücadeledir..
Bazen bu mücadele Ramazan boyu bazen bir yıl bazen de bir ömür boyu sürebilir…
Sadece yemekten içmekten kesilmek anlamı değildir bu ay bu sadece fıtratın gerektirdiği bir ameldir, asıl mana olarak insanın iç aleminin inşaasıdır..
İç alemin inşaası ancak nur ile mümkündür ki bu da ancak bu aya özel olan Kadir Gecesi ile gerçekleşmektedir…İç alemin her kademesi kendine öz haslet içermektedir. Bütün uzuvları adalet ölçüsünde takva ile donatmak ,yani çekinmek, kaçmak ve İlahi Nur'a doğru bir merdiven açmaktır..
Kur’an canlı bir ruh olma hesabı ile İsa Mesih gibi Ruhullah olma özelliğine sahiptir, ona nasıl yaklaşılırsa o şekilde cevap verir…Okumak ancak bir merhaledir okumayı ihlaslı bir şekilde amele dökmek gerekmektedir…
İnsanın iç alemini okuması insanın kendi inşaasının ilk adımıdır ve bu inşaa ancak iç alemindeki tüm "Fıtrat"a ters düşen kötü hasletleri iyi bir meleke haline getirmekle önem kazanacaktır ve İlahi sofranın Nur'undan faydalanma ile hakikat gerçekleşecektir..
Allah‘ın ruhu olan İsa Mesih bu hasletleri yaşayışıyla Celal sıfatını kendisinde meleke haline gelmiş bir şekilde insanlara göstermiştir..
İlahi sofranın manevi hediyelerinden biride bu ayda tamir edilen her kötü hasletin yerine bir tecelli bir nur olarak yansımasıdır, yani İlahi Nur'un sizin hem iç aleminizde hemde dış aleminizde zahir olmasıdır.
Batının zahire yansıması ancak aşk ile mümkündür ki insan bunu bu ayda Kur’an ile mümkün kılabilir, çünkü canlı bir ruh olan mukaddes Kitap insanı akıldan aşka yönlendirir…
Bu Aşk Mektebi insanın Rabbi ile münacaatı ile yüce makamlara sahib olunma ve sürekli kılma haline gelebilir..Dua ibadetin özüdür yani insanın en samimi olduğu hatta riya yalan şirk unsurlarının insanın bütün ruhundan ayrıldığı bir manevi halet oluşturması için en üstün "Abd" olma makamıdır…
Dua içten gelen samimi bir yöneliş kaçış maddenin manada yok oluş merhalesidir…
Müminlerin Emiri dua ederken onu kucağınıza alın yani bağrınıza basın tüm içtenlikle yönelin ki size icabet edilsin O’nu anın ki O’da sizi ansın tabirini bize tavsiye etmiştir…
Azad olma tüm heva ve heves zincirlerinden kurtulma ayıdır bu mübarek nurlu geceler…
İnsanın iç alemindeki tüm benliğe hizmet eden kötü hasletlerin bu ayın gidişi ile yok olma ayıdır Ramazan geceleri…
Kalplerin şifası ruhların hürleşmesi insanın çabasına bağlıdır, insanı değerli kılan ancak gayreti ile orantılıdır, bunu biz ancak içerde başarı sağladığımız kadar dış aleme yansıtabiliriz…
Rahmetli İmam'ın tabiri ile bizler Allah‘ın ziyafetine davet edildik…
Oruç Ramazan ayının sadece bir kısmıdır, bu Allah‘ın bir ziyafetidir, ikram olarakta Oruç bize sunulmuştur..
Bir diğer önemli ziyafet ise semavi ziyafet olan Kur’an'dır..Bizler hepimiz davet edildik Allah‘ın sofrasına..
Evet bizler bu ayda zorunlu kılınmışız Oruç tutmaya, dünyaya olan rağbetimizin ve lezzetlerimizin terkine..Dünyevi şehavetlerin önüne set çekmeye..İşte Kadir Gecesi'ne bizler ancak bu şekilde hazırlanmış oluruz…Bizler özel bir davete gitmek istediğimizde elbette başka bir türlü hazırlanırız her zamankinden çok farklı bir halde..Ya İlahi ziyafete misafir olduğumuzda nasıl hazırlanmalıyız?
Burada yüce nura kavuşmak için en önemli şart ise Dua dır. Dua insanın tüm hayatını şekillendiren manevi bir irtibattır…Bizler sadece Kur’an okuyarak veya tilavet ederek değil Dua'nın anlamını ve yüceliğini de anlayarak Kadir Gecesi'ne girmeliyiz..İmamlar(a.s) bizlere duayı miras bırakmışlardır özelliklede Şaban ve Ramazan'a ait özel dualar bu bile onların bize bıraktığı en değerli hediyelerdir. Bu hediyelere vefa göstererek onları en güzel şekilde Rabb'e sunarak temiz tutmalıyız…Bu dualar bizlerin ruhunu öyle takviye eder ki eğer bizler bu duanın ehli olursak öyle bir ruhi takviye olur ki insanın tüm yollarını açar insanı zulmetten çıkaran bir nura dönüşür adeta…
DUA MUCİZEDİR….
Bizler bu ayda duaya önem vermeliyiz duayı itibarsızlaştıran kimselere kanmadan İslam'ı dualarla yüceltmeliyiz…Dua Kur’an da ki meselelerin İmamlar'ın dili ile anlatılmadısır…
İnsana huzur veren zulmetten kurtaran, insanı nefsi bağlardan azad eden ve bize İmamlar'ın dilinden aktarılan kurtuluş reçeteleridirler..İnsanlar bu duaları okudukları zaman ruhi kuvvet kazanıyor şiddetli zorluklar karşısında huzur buluyor ve şehadet onlar için kolaylaşıyordu…
Allah’ın misafiri için açtığı sofra Kur’an'dır..Ziyafetin verildiği mekanda özellikle Kadir Gecesi'dir..Ve bu ziyafetin adıda arınma temizlenme ziyafetidir…
İnsan bu ayda tüm hayvani boyutlarını gerçek insanı boyuta dönüştürmelidir…
Müptela olduğumuz bu zulumetleri Nur‘a hatta mutlak Nur‘a sürüklemelidir, alemin tabi olduğu Nur'a..
Bunlarda ancak Dua ile mümkündür….
“Allah’ım! Her ne kadar biz rahmetine ehil değilsek de, şüphesiz sen geniş rahmetinle bizi bağışlamaya ehilsin.
Allah’ım! Sen dünyada günahlarımızı bağışladın ve biz günahlarımızın ahirette örtülmesine daha çok muhtacız.
Ey Allah’ım! Bize, tümüyle sana bağlanmayı nasip et. Kalplerimizin gözlerini sana bakma nuruyla aydınlat ki kalplerimizin gözleri, nurdan hicapları yırtsın ve böylece azamet madenine bağlansın….”
Amin ya Rabbel Alemin !..
Murat Avci