Selman-ı Farisi

Rate this item
(0 votes)
Selman-ı Farisi

Selman-ı Farisi (Ebû Abdullâh Selmân el-Fârisî) (Arapça: سلمان الفارسي‎ Salmān al-Fārsi, Farsça: سلمان فارسی Salmān-e Fārsi, d. 568 - ö. 656), İslamiyet'i kabul eden İran asıllı ilk sahabe.


Hayatı
Asıl adı Mâhbe (Mâyeh) b. Bûzehmeşân (Bûzekhân, Bûzihşân, Hûşbûdân) b. Mürselân b. Yehbûzân iken müslüman olduktan sonra kendini Selmân İbnü’l-İslâm diye tanıtmış, Selmân el-Hayr, Selmân-ı Pâk veya Selmân el-Hakîm diye de anılmıştır. Mecusi dinine mensup olan babası köyünün reisi idi. Selmân, Ramhürmüz’de doğdu ve ilk çocukluk yıllarını burada geçirdi. Küçük yaşlarda ailesiyle birlikte buradan ayrılıp İsfahan yakınlarındaki Cey Köyü'ne göç etti.
 Oğlu Abdullah’tan torunu olan Abdurrahman dedesinin müslüman oluş hikayesini rivayet etmiştir. Mecusi ateşkedesinde kutsal ateşin sönmemesini sağlamakla görevli iken yeni bir din arayışına giren Selmân ailesinin şiddetli muhalefetine rağmen Hıristiyanlığı benimsedi ve önce Dımaşk’a kaçtı, ardından Musul, Nusaybin ve Ammûriye’ye (Amorion) gitti. Ammûriye’de kendisinden Hıristiyanlık hakkında bilgi aldığı bir papaz, ölüm döşeğinde iken kendisine pek yakında Arap yarımadasında son peygamberin geleceğini haber verdi. Bir Arap tüccarıyla tanışan Selmân, kendisini çölden geçirmesi karşılığında sahip olduğu hayvanları ona verip kervanına katıldı. Ancak kervan Vâdilkurâ’ya ulaştığında tüccar Selmân’ı bir yahudiye köle olarak sattı. Ardından bu yahudi onu Medine’de yaşayan Benî Kurayza’ya mensup bir başka yahudiye (Osman b. Eşhel) sattı. Selmân, Medine’yi görünce Ammûriyeli rahibin tarif ettiği şehre geldiğini anladı. Daha sonraki günlerde Hz Muhammed (saa)'in Medine’ye doğru yola çıktığını ve Kubâ’ya geldiğini duyunca hemen oraya gitti ve rahipten öğrendiği peygamberlik alametlerinin kendisinde bulunduğunu görünce müslüman oldu. Azat edilmesine kadar meydana gelen Bedir ve Uhud savaşlarına katılamadı. Hendek Muharebesi’nden önce Hz Muhammed (saa)’in tavsiyesi üzerine efendisiyle anlaşıp muhtemelen İslâmî dönemin ilk mükâtebe sözleşmesini yaptı. Hz Muhammed (saa) ’in yardımıyla Selmân' ın azat edilmesi sağlandı. 
Selmân-ı Fârisî, asıl ününü Hendek Savaşı'nda Mekkeli putperestlerin Medine şehrini kuşatması öncesinde Hz Muhammed (saa)'e, "hendek kazılması" yönünde belirttiği fikir sayesinde savaşın Müslümanlar lehine sonuçlanması ile kazandı. Selmân’ın Taif’in fethi sırasında mancınık ve debbabe kullanılmasını tavsiye ettiği ve bunların yapımını bizzat gerçekleştirdiği belirtilmektedir. Irak bölgesindeki fetihler başlayıncaya kadar Medine’de yaşadı. Ömer bin Hattab’ın halifeliği zamanında İsfahan’a döndü.  halife onu Medain’e vali tayin etti. Osman bin Affan’ın hilâfetinin sonlarına kadar valilik görevine devam eden Selmân’ın bu sırada vefat ettiği belirtilmektedir. Buna göre Medâin’de 656 yılı sonu veya 656 yılı başlarında vefat ettiği düşünülmektedir. Onun bu tarihten önce veya daha sonra vefat ettiği de söylenmektedir. Selmân’ın IV. Murad tarafından yeniden yaptırılan türbesi Bağdat yakınlarında onun kabri etrafında oluştuğu belirtilen, bugün Selmânıpâk diye bilinen kasabadadır. 
İslam'daki yeri
Selmân, İslam Peygamberi Hz Muhammed (saa)’ in saçlarını tıraş etmesi sebebiyle berberlerin piri sayılmıştır. Selmân’ın Rumca ve İbranice öğrendiği, Farslar’ın, Romalılar’ın, yahudi ve hıristiyanların kutsal kitaplarını okuduğu rivayet edilmektedir. Bu sebeple onun hakkında “sâhibü’l-kitâbeyn” (Kur’an’ı ve Kitâb-ı Mukaddes’i iyi bilen) veya “önceki ve sonrakilerin ilmini öğrenmiş bitmez tükenmez bir umman” ifadeleri kullanılmıştır. 
Peygamberin Ehli Beyt'inden saydığı Salmân-ı Fârisî, İslâm'a etmiş olduğu hizmetler, Hz Ali ile olan yoldaşlığı ve Hz Muhammed (saa)'in ölümünden sonra Hz Ali'nin safında yer alması gibi nedenlerle Alevîlik ve Şiî İslâm inancında da önemli bir yeri vardır. 
Dönemin Anadolu'sunda Ankara'ya egemen olan Âhiler onu pîrleri kabul ederler.Salmân-ı Fârisî diğer Ehli Beyt önderleri ile birlikte Yedi Ulu Ozan'ın deyişlerinde anlatılır ve övülür.
Kaynakça
a b c d İslam Ansiklopedisi, İbrahim Hatiboğlu
• Fuzuli, Hazret-i Ali Divanı.
• Ana Britannica Ansiklopedisi C. 27 sf. 303, 1994

Read 3816 times