İran İslam İnkılabının otuz sekizinci yıldönümü münasebetiyle Kanada’nın Toronto şehrinde Çağdaş İslam Enstitüsü Müdürü Zafar Bangash, bu önemli olayın başarılarına ve dünya üzerindeki etkisine ve yine başta Amerika olmak üzere dünya müstekbirlerinin İran halkına karşı durmayan düşmanlıklarının nedenlerine değindi.
Zafar Bangash Tesnim Habere verdiği röportajda şunları söyledi:
Tesnim Haber: Sizce geçen 38 yılın ardından İran İslam İnkılabı zaferinin en önemli başarısı nedir?
Zafar Bangash: İran İslam İnkılabının en büyük başarısı, sömürgeciler tarafından dayatılan dünya düzeninden kurtulmanın mümkün olduğunu ve onurlu ve bağımsız bir şekilde yaşanabileceğini dünyaya göstermesidir. Dünyada hiçbir inkılap ya da değişim, İran İslam İnkılabının başarılı olduğu kadar başarılı olamamıştır. İran İslam İnkılabının dünyaya sunduğu başarılı örnek, müstekbirler tarafından dayatılan sistemlerin temellerini sarsmıştır.
Tesnim Haber: Yıllar boyunca, İran’a uyguladığı haksız yaptırımlar, Saddam rejimi ile dayatılan 8 yıllık savaş ve Halkın Mücahitleri terör örgütünü destekleme gibi konularla, Amerika’nın İran halkına karşı düşmanlıklarına şahit olduk. Amerika’nın her hükümeti bu tip düşmanca tavırlarla İran halkının karşısında durmak için bahaneler üretti. İran 300 yıl boyunca hiçbir millete saldırmamasına rağmen, sizce İran’a karşı uzun süredir devam eden bu düşmanlığının nedeni nedir?
Zafar Bangash: İran Şah Rejimi döneminde Amerika’nın sömürdüğü bir ülkeden öte bir şey değildi. Bu ülkenin kaynakları Amerika Birleşik Devletleri’nin ve başta İngiltere olmak üzere Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütünün (NATO) menfaatleri yararına sömürülüyordu. Aslında Şah 1954 yılında Amerika ve İngiltere tarafından planlanıp uygulanan darbe ile yeniden iktidara geçmişti. İran İslam İnkılabı Amerika’nın İran’daki bu hegemonyasını sonlandırdı ve tamamen bağımsız bir sistem inşa etti. Amerika emperyalizmine verilen ekonomik, siyasi ve stratejik zarar çok büyüktür. Amerika’nın birbiri ardına gelen hükümetleri bu zararları kabullenememiş, kaybettiklerini telafi etmeye çalışmış ama hiçbir başarı elde edememiştir. Diğer ülkelerde yaptırım, savaş, sabotaj ve yıkım politikası hükümetlere diz çöktürmüştür ama İran İslam Cumhuriyeti’ne değil. Bu konu Amerikalıları daha çok umutsuzluğa düşürmüştür ve bu umutsuzluğun sonucu, onların İran’a karşı bitmeyen düşmanlıkları olmuştur.
Tesnim Haber: İran İslam İnkılabının başarılarından biri, Amerika’nın bölgede ve dünyadaki hegemonyası ve tahakkümü karşısında durmaktır. Bu konuda sizin düşünceleriniz nelerdir?
Zafar Bangash: Hiç şüphesiz, İran’ın Amerika’nın bölgedeki tahakkümü ve hegemonyası karşısında durması, İran İslam İnkılabının en büyük başarılarından biridir. Hiçbir hükümet, ülke ya da rejim, Amerika’nın tahakkümü karşısında duramamıştır. Amerika dünyadaki en büyük askeri güç olmasına ve kuvvetlerini başkalarını kendine itaat ettirmede kullanmasına rağmen, İran İslam Cumhuriyetini teslim olmaya zorlamada yenilgiye uğramıştır. Bu durum açık bir şekilde İran İslam İnkılabının direnişini ve karşı koyma gücünü göstermektedir.
Tesnim Haber: Amerika yetkilileri her ne kadar savaşlarının İran hükümeti ile olduğunu iddia etseler de haksızca uyguladıkları yaptırımlarıyla İran halkını hedef almışlardır. Amerika, insan haklarını ve demokrasiyi desteklediği bahanesiyle İran halkını ilaç ve tıbbi teçhizattan mahrum bırakmıştır ve bunun sonucunda her yıl masum insanlar hayatını kaybetmektedir. Bu yaptırımlar sözde barışçıl Obama Hükümeti boyunca uygulanmış ve Donald Trump’ta yaptırım baskısını aynı şekilde koruma niyetinde olduğunu göstermiştir. Sizce, Amerika halkı özellikle Trump’ın katı eylemlerine şahit olduğu zaman, İran karşısındaki bu adaletsiz süreci görecek mi?
Zafar Bangash: Hiç şüphesiz Amerika halkı, yöneticilerinin herhangi bir sorumluluk hissinden uzak, kendilerine pahalıya patlayacak politikalarda boğulduğunu yavaş yavaş kavranıp anlaşılacaktır. Amerika hükümetlerinin savaşın İran halkına karşı değil, İran hükümetine karşı olduğunu yönündeki iddiaları mutlak bir yalandır. Onlar İslam hükümeti ve halk arasında ihtilaf çıkarmaya çalıştılar ama tam anlamıyla yenildiler. Çünkü çok açıktır ki halk, ihtiyaçları olan ilaçların giriş yasağı konusunda sıkıntı çekmekte ve hayatını kaybetmektedir. Gerçek şu ki, Amerika Rejimi diğer ülkelerin insanlarını umursamamaktadır.
Amerika’nın sözde terörizmle savaşının üzerinden 16 yıl geçmesinin ardından, bu savaşın aslında terörizme karşı değil, İslam’a karşı bir savaş olduğu çok açıktır. Bu savaş dünya çapında en az dört milyon kişinin ölümüne neden olmuştur ve aynı zamanda Amerika ekonomisine de büyük zararlar vermiştir. Ekonomist ve Harvard Üniversitesi profesörlerinden olan Joseph Stiglitz ve Linda By Lms’ın ifadelerine göre 2001 yılında başlayan savaşların Amerika ekonomisine 5 trilyon dolar maliyeti olmuştur. Bu Amerika ekonomisi için büyük bir zarardır ve bunun bedelini halk ödemektedir.
Amerika halkı kendi çıkarlarının tehlikede olduğunu gördüğünde ayaklanacak ve isyan edecektir. Böyle bir olay Amerika gençlerinin savaşmak için çağrıldığı 1960 yılındaki Vietnam savaşına muhalefet konusunda da yaşanmıştı.
Amerika ekonomisi bugün kötü bir durumdadır. Birçok kişi teknolojide yapılan yeniliklerle ve şirketlerin daha fazla kar elde etmek ve daha az maaş ödemek için çalışma alanlarını yurt dışına taşıması nedeniyle işini kaybetmiştir. Bu tip politikaların bedelini ödemek zorunda olan normal vatandaşlardır. Amerika halkı isyan edecektir ve uyanmaktadır. Onlar şu an kârı ve faydası büyük bankaların ve Amerika’nın askeri ve endüstriyel komplekslerinin cebine giden savaşlara girdiklerini anlamışlardır.
Amerika halkının bu anlayışı ve uyanışı, bu ülkenin yetkililerini yıkıcı politikalarını değiştirme konusunda zorlayabilmeleri için daha kapsamlı hale gelmelidir. İran İslam Cumhuriyeti, bu ülkenin cesur halkı ve dünyadaki bütün uyanmış vicdanlar, Amerika’nın hegemonyası, savaşları ve işgalleri karşısındaki direnişine devam etmelidir.