Namaz İnsanı Günahlardan Nasıl Alıkoyabilir? -1

Rate this item
(3 votes)
Namaz İnsanı Günahlardan Nasıl Alıkoyabilir? -1

 Soru

Kur’an’da, günaha bulaşmaktan koruması ve kötü işlerden alı koyması namazın eserleri olarak zikredilmiştir; Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur: “Namazı da kıl. Çünkü namaz kötü ve iğrenç şeylerden men eder.”[1] Hâlbuki namaz kılanların çoğu günah ve kötü işlere bulaşmış ve namaz onların söylem ve eylemlerine bir etki bırakmamıştır; bu surette zikredilen ayetin anlamı nedir?

Cevap

Asıl itibariyle insanı yanlış ve günahtan alı koyan temel etken imandır. Allah’tan gafil olan kimse kendi amel ve kötü işlerinin sonunu düşünmez ve azgın istek ve arzularını doyurmak için hiçbir sınır tanımaz.

Bunun tam tersine küçük ve büyük bütün işlerimizden haberdar olan ve gizli ve aşikâr her şeyi bilen Allah’ı sürekli anmak bizi lezzetlerden, heva ve hevesten ve sınır tanımamaktan alı koyar.

İçgüdülerimizi ve meşru olmayan isteklerimizi kontrol etmek için en tabii ve en etkili yol Allah’ı hatırlamak, Allah’ın velilerinin makamını unutmamak ve günahkârların cezalandırılıp iyi işler yapanların ödüllendirileceğini sürekli akılda tutmaktır. Kur’an-ı Kerim bu kimseleri şöyle tanıtmaktadır:

“Kendilerini ne ticaretin, ne de alış verişin Allah’ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekât vermekten alı koymadığı yiğitler. (Onlar), yüreklerin ve gözlerin (dehşetten) ters döneceği günden korkarlar.”[2]

 Allah’tan gafil olmanın aklın kararması ve vicdanın körelmesine vesile olacağını söylememize gerek yoktur.

Emirülmüminin (a.s) Allah’ı hatırlamanın çok önem taşıdığına inanmış ve bu konuda şöyle buyurmuşlardır:

“O, aklını diriltmiş, şehvetlerini öldürmüş, böylece cismi incelmiş, katı kalbi yumuşamış, kendisi için ışığı kuvvetli bir meşale yakmış ve bununla önünü aydınlatarak doğru yoluna devam etmiştir.”[3]

Ali (a.s) bu cümlelerinde “gaflet”i bir çeşit körlüğe ve körlüğü de isyana ve hak ve hakikat düşmanlığına vesile olan kalp körlüğüne vesile olduğunu söylemiş ve bunun karşısında “Allah’ı hatırlamayı” gönlün isyanlarını dizginleyen ve hakla savaşmaktan alı koyan gönül gözü ve ışığı olarak tanıtmıştır.

Bu açıklama doğrultusunda Allah’tan gafil olan kimsenin ödül ve cezası, yabani ata binen kör kimseye benzer; hiç şüphesiz yabani at onu taşlara ya da dereye fırlatacaktır; ama gözü gönlü açık bir kimse ise, amellerinin yansımasını yakından görür ve hak sözü kâmilen işiterek asi nefsini Allah’ı hatırlamakla dizginler.

İmam Bakır (a.s) ashabına bir işi ısmarlamayla birlikte şöyle buyurur:

“Sürekli Allah’ı hatırla; zira Allah’ı hatırlamak, insanlar ile kötü ameller arasında bir perdedir.”[4]

tebyan


 

[1] Ankebut Suresi, 45. ayet

[2] Nur Suresi, 37. ayet

[3] Nehcü’l-Belaga, hutbe, 220.

[4] Sefinetü’l-Bihar, c. 1, s. 484.

Read 4137 times