Ayetullah Cevad Amuli, kelam ilminin havzanın haysiyetini koruyacağına dikkat çekti ve şöyle dedi: İlim havzasında saygın ve muteber bir şahsiyete ait kelam kitabı tedris edilmelidir.
Daru’ş-Şifa Medresesinde düzenlenen Kum İlim Havzası Öğretim Üyelerinin üçüncü kongresinde bir konuşma yapan meşhur Kur’an müfessiri ve taklit mercii Ayetullah Cevadi Amuli, şu tespitlerde bulundu:
Bazıları İslam’ın ilk yıllarında ilahi bir meseleyi, kelami bir konuya dönüştürmek suretiyle imamet ve hilafeti gasp ettiler. İmamet meselesi diğer dünyevi konulardan değildi ki onu Şura ayetini referans alarak çözüme kavuştursunlar, bir grup insanın görüşünü alarak ve onlara danışarak Allah’ın velisi ve insanlar üzerindeki imamını seçmek mümkün müdür?! Dolayısıyla onlar sadece Gadir –i Hum’a saldırmadılar, aksine ilahi bir emir olan imameti yıprattılar, içini boşalttılar.
Ayetullah Cevad Amuli, imamet muhaliflerinin her şeyden çok kelam konusuna yoğunlaştıklarını söyledi ve şöyle konuştu: Onlar kelamı tersyüz ederek topluma sundular ve bu süreç Sakife ile başlayan bir süreçtir. İmamet ilahi bir emirdir, dolayısıyla da onun üzerinde meşveret edilmez ve imamı halk seçemez. Kur’ani ifadeyle imamet, “ahdullah”tır, yani Allah’ın ahdidir. Ancak onu “ahdunnasa”, yani insanların ahdine dönüştürdüler. Onlar ismeti inkâr edince belli bir süre rahatladılar ama daha sonra birtakım sorunlarla karşılaşınca bu sefer başka bir Sakife kurdular. Aklı inkâr ettiler ve onu sadece dinin râvisi konumuna düşürdüler. Oysaki öncesinde hep rivayet uyduruyorlardı.
Ayetullah Amuli sözlerini şöyle sürdürdü: Onlar aklı zincire vurdular ve şunu söylediler: Akıl neyin iyi, neyin kötü olduğunu derk edemez. Bu yüzden yönetimi rivayete teslim ettiler. Sonra da her türlü hadis uydurmaya başladılar.
Şu bir gerçektir ki ilmin batılısı, doğulusu olmaz. Ama aklı yağmalarsanız ve devre dışı bırakırsanız, yerini hurafeler doldurur. Müslümanlar aklı yağmaladılar, onu Gadir-i Hum’dan çıkardılar. Geriye zincire vurulmuş bir akıl kaldı. Gerçek aklı, yani Emirulmuminin’i (a.s) hayat sahnesinden uzaklaştırdılar. Sonra da alabildiğince rivayetler nakletmeye başladılar… Sakife, sadece Emirulmuminin’i (a.s) siyasetten uzaklaştırmak değildi. Sakife hareketi ile ismeti inkâr ettiler ve aklı bir kenara attılar.
Ayetullah Cevadi Amuli şöyle konuştu: Hepimizin görevi aklın elinden tutup onu düştüğü yerden yukarı çıkarmaktır. İcma, kitap ve sünnetin düzeyinde değildir, sadece bir tür delildir. Onlar icmayı masum saydıkları için kitap ve sünnetin düzeyinde saymışlardır. Bizler de kelam ilmine sahip olmadığımız için bunu kabul ettik. Şimdi icmanın kulağından tutup onu aşağı çekin ve aklı yukarı çıkarın. Aklın saygınlığı ve değerini ortaya koyun. Onu kitap ve sünnetin düzeyinde görün. “Şer-i delil varken akla ne hacet?” demeyin. Aksine onu şer-i delili onunla değerlendirin, onu şeriat yolunun meşalesi kılın.
Ayetullah Cevad Amuli, kelam ilminin havzanın haysiyetini koruyacağına dikkat çekti ve şöyle dedi: İlim havzasında kesinlikle saygın ve muteber bir şahsiyete ait kelam kitabı tedris edilmelidir. Zira kelam ilmi, aklın elini ve ayağını çözecek dinin, insanlar tarafından içselleştirilmesine yol açacaktır. Akıl, imametin lazım olduğuna ve imamın masum olması gerektiğine hükmetmektedir. Ayrıca imametin ilahi bir ahit olduğu ve bu ahdin Ehlibeyt’te (a.s) bulunduğu kelam ilminde ispatlanır.
Ayetullah Cevadi Amuli şöyle dedi: Nerede cahiliyet taassubu varsa, orada cahiliyet güçlüdür, etkilidir. Cahiliyetin etkin olduğu yerde kılıç ve zorbalık hâkim olur. IŞİD, bu düşüncenin ürünüdür. Gerçi içlerinde bilinçli uşaklar var ama aldanmış olup şehadete ermek için savaşan da az değil!
Comment