21 Ocak 2015 tarihinde dünyanın dört bir yanından gelen ve genellikle de İslam dünyasını ve Müslümanları hedef alan ve muhatapların zihinlerini dolduran haberlerin arasında dünyanın bir anda dikkatini üzerine çeken bir haber, haber ajansları ve haber sitelerince yayınlandı.
Batılı haber ajanslarının İslam dini ve Müslümanlara yönelik insafsızca propagandaları her geçen gün daha da şiddetlendiği bir sırada, İmam Hamanei’nin Avrupa ve Amerika’da gençlere hitaben yazdığı önemli mektubu, Batı dünyasına hâkim olan İslamofobi atmosferini adeta güdümlü bir şekilde şok etti. Muhataplarını Batı medyasında İslam ve Müslümanlar hakkında yürütülen ağır propagandanın üzerinde ciddi ciddi düşünmeye yöneltti.
Günümüzde bir ülkenin Cumhurbaşkanı veya liderinin eline kalem alıp başka ülkelerin gençlerine hitap etmesi ender görünen bir olaydır. Ancak bu hareket Fransa’da yaşanan son hadiseler ve Fransız bir dergide yeniden İslami mukaddesata saygısızlık edilmesi ve Batılı medya ve siyaset çevreleri İslamofobi projesi üzerinde yoğunlaşmasının ardından dünyanın hakikat talep gençliğini aydınlatmak için gerçekleşen bir hareketti.
İslam İnkılabı Rehberi ve Müslümanların büyük kitlesinin taklit mercii İmam Hamaney mektubunda özellikle Avrupa ve Amerika’da gençleri muhatap aldı. Ayetullah Hamaney mektupta genellikle İslam dininden başka bir dine inanan gençleri Kur’an’ı Kerim, İslamî asil kaynaklar ve İslam peygamberinin (s.a.a) siyerini okumaya davet etti.
Gerçekte asil İslam’ı bilenler İmam Hamanei’nin gençlere yaptığı çağrının sahabeye hitap eden İmam Sadık’ın (a.s) kelamından esinlenerek yapılan bir çağrı olduğunu çok iyi bilir. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurur:
“Gençlerle ilgilenin, çünkü onlar hakkı daha çabuk anlar ve hayıra doğru hareket ederler.”
İslam İnkılabı Rehberi İmam Hamanei de Batılı gençlere neden mektup yazdığını şöyle açıklıyor: Ben siz gençlere hitap ediyorum. Sizin anne ve babanızı göz ardı ettiğim için değil, asıl sebebi milletinizin ve yurdunuzun geleceğini sizlerin elinde olduğunu gördüğüm ve sizi kalbinizde hakikat arayışı hissini daha canlı ve daha uyanık bulduğum içindir.
Son günlerde Fransa’da yaşanan olaylar ve İslam dininden hoş olmayan kötü bir görüntü sunmaya çalışan diğer bazı hadiseler yaşandığı bir sırada, İmam Hamanei Avrupalı ve Amerikalı hakikat talep ve meraklı gençlerinden neden Batılı medya organları ve siyaset çevrelerinin İslamofobi projesi çerçevesinde bu denli karalama yaptıklarını araştırmalarını istiyor. İmam Hamanei Batılı gençlerden bu araştırmalarında İslam’ın asli kaynakları olan Kur’an’ı Kerim ve İslam Peygamberinin (s.a.a) değerli öğretilerine baş vurmalarını talep ediyor. Kuşkusuz eğer Batılı gençler böyle bir araştırmaya başlarsa, bir çok hakikat aydınlanacaktır.
İslam İnkılabı Rehberi İmam Hamanei Batılı gençlere hitaben yazdığı aydınlatıcı mesajında şu ifadelere yer verdi:
Riyakârların kendi istihdamında olan teröristleri size İslam temsilcileri olarak tanıtmalarına müsaade etmeyin. İslam’ı asil kaynaklarından ve birinci elden referanslardan tanıyın. İslam dini ile Kuran-ı Kerim ve büyük Peygamberinin (s.a.a) yaşamı aracılığı ile tanışın. Ben burada sizden acaba şimdiye kadar Müslümanların kitabı Kur’an’ı Kerim’e doğrudan başvurup vurmadığınızı sormak istiyorum. Acaba İslam Peygamberinin (s.a.a) maarifini ve insani ve ahlaki öğretilerini okudunuz mu? Acaba medyadan başka İslam’ın mesajını başka kaynaklardan aldınız mı? Acaba şimdiye kadar kendinizden İslam’ın değerleri nasıl ve hangi temellere dayanarak dünyada en büyük ilmi ve fikri medeniyetini inşa edebildiğini ve asırlar boyunca en büyük bilginleri ve düşünürleri yetiştirdiğini düşündünüz mü?
Kur’an’ı Kerim ayetleri, hakikat peşinde olan her gencin gönlünü cezbedecek kavramlarla doludur. Hakikat peşinde olan bir genç, eğer Kur’an’ı Kerim’e başvuracak olursa, hemen bu ilahi kelamın hayranı olur. Nitekim Allah Teâlâ Maide suresinin 8. ayetinde şöyle buyurur:
“Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi âdil davranmamaya itmesin. Adaletli olun; bu, Allah korkusuna daha çok yakışan (bir davranış) tır. Allah’a isyandan sakının. Allah yaptıklarınızı hakkıyla bilmektedir.”
Kuşkusuz genç fıtrat Kur’an’ı Kerim’in Al-i İmran suresinin 64. ayetinde yer alan şu mesajını canı gönülden idrak eder:
Ey Ehl-i kitap! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze geliniz: Allah’tan başkasına tapmayalım. O’na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah’ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilâhlaştırmasın. Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, işte o zaman: Şahit olun ki biz Müslümanlarız! deyiniz.
Eğer bir genç Enam suresinin 108. ayetinde: “Allah’tan başkasına tapanlara (ve putlarına) sövmeyin; sonra onlar da bilmeyerek Allah’a söverler.” İbaresini okuduklarında kesinlikle İslam dinini şiddet dini olarak görmez ve bu semavi dine yüz çevirmez.
Evet, eğer Batılı hakikat talep genç Kur’an’ı Kerim’e başvurur ve İslam’ın ifade özgürlüğü hakkında Tövbe suresinin 6. ayetini okursa hakikati anlayacaktır. Ayet şöyle buyuruyor:
Ve eğer müşriklerden biri senden aman dilerse, Allah’ın kelâmını işitip dinleyinceye kadar ona aman ver, sonra (Müslüman olmazsa) onu güven içinde bulunacağı bir yere ulaştır. İşte bu (müsamaha), onların, bilmeyen bir kavim olmalarından dolayıdır.
Evet, eğer Batılı pak fıtratlı genç Kur’an’ı Kerim ayetleri insanları düşünmeye, bilim öğrenmeye ve bilinçlenmeye davet ettiğini anlarsa nasıl bu dini akıl ve mantık dışı görebilir? Eğer Batılı genç Kur’an’ı Kerim’in ahlaki ve insani ayetlerini okursa nasıl bu dine yüz çevirebilir ve bu dini maneviyattan uzak görebilir? Kur’an’ı Kerim ayetleri onu anne ve babasına iyilik etmeye ve eşine şayeste davranmaya davet ederken ve onlarca ahlaki tavsiyede bulunurken, nasıl bu semavi dinden nefret edebilir?
Kur’an’ı Kerim ayetleri çeşitli siyasi, sosyal, ahlaki ve kültürel konuları ve bireysel yaşamla ilgili ahkâmı ile hakikat peşinde olan her insanı kendine çeker ve kurtuluş yolunu gösterir.
İslam İnkılabı Rehberi İmam Hamaney de ilahi bir rehberin konumunda ve Kur’an’ı Kerim’den kaynaklanan bakışı ve yolu ile beşeri toplumun kurtuluşu ve felahı için çaba harcamaktadır. Bu yüzden Ayetullah Hamaney günümüz dünyasının sorunlarını çözümlemek için İslam Peygamberinin (s.a.a) tavsiyelerine uyar. Allah Resulü (s.a.a) son vasiyetinde Müslümanlara hitap ederek şöyle buyurur: Ben sizin aranızda iki değerli emaneti bırakıyorum. Bunlardan biri Allah’ın kitabı Kur’an’ı Kerim ve diğeri itretim ve ehli beytimdir. Sizler bu iki emanete sarıldığınız müddetçe asla sapmazsınız.
Dolayısıyla İslam Peygamberi (s.a.a) için İslam’a davette önemli olan konu, insani pak fıtratın üzerinden gaflet tozunu silmekti. Bu mesele Allah Resulünün (s.a.a) hem sözünde ve hem amelinde açıkça göze çarpıyordu. İslam Peygamberi (s.a.a) insanlar için yürek yakar ve insanları hakikate davet ederken bilinçlendirilmelerine vurgu yapardı. Resulullah efendimiz (s.a.a) hedefine ulaşabilmek için hikmetten, hasene vaazdan ve hoşgörü çerçevesinde tartışmadan yararlanırdı. Çünkü gerçekte İslam Peygamberinin (s.a.a) risaleti, düşüncelerin uyanışı ve akıl hazinelerinin açılmasıydı.
İmam Hamanei’nin mesajının önemi, kendisinin bu mektupta Batılı gençlere İslam’dan özel bir yorum ve algılama sunmaması ve şöyle buyurmasından kaynaklanır:
Ben İslam’dan benim algılamamı veya herhangi bir başka telakkiyi benimsemeniz üzerinde ısrar etmiyorum, sadece günümüz dünyasında etkili olan bu dinamik gerçeğin sizlere garezlere ve kirli hedeflere bulaştırılarak size tanıtılmasına müsaade etmeyin diyorum.
İmam Hamanei mesajında hatta İslam hakkında hiç bir açıklamada bulunmuyor ve sadece her insanın doğal ve kesin hakkı olan hakkı öğrenme ve bilinçlenme hakkına vurgu yaparak Batılı gençlerden hakikati öğrenmek için araştırma yapmalarını istiyor.
Hakikati bulma isteği her insanın zatında ve fıtratında var olan bir duygudur.
İmam Hamanei’nin Batılı gençlerden talebi, hakikat peşinde olan her kalbin Kur’an’ı Kerim ve İslam Peygamberinin (s.a.a) yaşamına başvurmak sureti ile İslam gerçekleri ve saadete vesile olan öğretileri ve temel görüşü ile tanışabileceğini ortaya koyuyor. Dolayısıyla eğer Batılı gençler sadece bu isteği göz önünde bulunduracak olursa, vahhabiler, IŞİD, El-Nusra, Boko Haram gibi tekfirci örgütlerin İslam’la asla bağdaşmadığını anlayacaktır. Avrupalı ve Amerikalı gençler biraz düşünmekle İslam’ı tahrif edenlerin ve kendilerini Müslümanların temsilcisi ilan eden Batı uşağı teröristlerin niyetini ve hedefini daha iyi anlayacağı kesindir.