BM İnsan hakları konseyi üstlendiği görev itibarıyla önemli bir konumu bulunuyor. Bu kurum doğru hareket ettiği takdirde dünyada insan hakları durumunun iyileşmesine yardımcı olabilir, ama maalesef konseyin küresel güçlerin etkisi altında hareket ettiği gözleniyor.
BM insan hakları konseyi Cenevre'de 31. Yıllık zirvesine başladı. Zirveye İran'dan insan hakları merkezi Başkanı Muhammed Cevad Laricani bir heyet başkanlığında katıldı. Laricani Salı günü zirvede yaptığı konuşmada insan hakları alanında kültürel çeşitlilik ve kültürül farklılıklara saygı gösterme zaruretine işaretle dünya camiasına tek bir yaşam tarzı ve tek bir standardı dayatmanın asla kabul edilemez olduğunu belirtti. Laricani, insan hakları konseyi her türlü ayrımcılıktan ve siyasi baskıdan ve çifte standart tutumdan uzak bir şekilde şeffaf hareket etmesi gerektiğini vurguladı.
İnsan hakları konseyinin etkili bir kurum olduğunu ispat edebileceği arenalardan biri Yemen, Suriye ve Filistin gibi ülkelerde yaşayan insanların haklarını gerçek manada savunmasıdır. Bugün Arabistan gibi bir ülke açıkça tekfirci IŞİD terör örgütünü destekleyerek Suriye'nin yasal yönetimini devirmeye çalışırken cezalandırılmak yerine BM insan hakları konseyinin komitelerine başkanlık ediyor. Oysa Arabistan teröristlere hibe ettiği paralar ve silahlarla düşünmediği tek şey varsa, o da insan haklarıdır. Arabistan'ın her gün Yemen'de Amerika ve İngiltere'den aldığı silahlar ve uçaklarla Yemenli kadınları ve çocukları katletmesi insan hakları ihlallerinin en bariz mısdakıdır. Benzer cinayetler her gün Gazze şeridinden yaşanıyor, oysa insan haklarını savunduklarını iddia eden Batılı ülkeler korsan İsrail'in bu cinayetlerine karşı ses çıkarmıyor. Amerika, İngiltere, Kanada ve diğer insan hakları savunuculuğunu iddia eden ülkeler bu cinayetlere karşı susuyor, çünkü bu zümre için korsan İsrail'i korumak ve Arabistan'ın petrolü insan haklarından daha önemlidir. İlginçtir ki aynı ülkeler İran'ı uyuşturucu madde kaçakçılarını idam ettiği için insan hakları ihlali ile suçluyor.
Evet, bugün maalesef insan hakları meselesi zorba devletlerin siyasi saiklerine kurban ediliyor. Batılı zorba devletlerin insan haklarına karşı çifte standart tutumu ise BM insan hakları konseyinin gerçek manada görevini yerine getirmesi yolunda en büyük engeldir.