Dünya Batı ve Avrupa’dan İbaret Değildir

Rate this item
(0 votes)
Dünya Batı ve Avrupa’dan İbaret Değildir

İmam Hamanei, Uzmanlar Meclisi üyelerine hitaben yaptığı konuşmada İranlı bazı sorumlu makamların ” dünya ile iyi ilişkiler içerisinde olmalıyız” sözlerine işaretle şöyle dedi: ABD ve Siyonist Rejim dışında tüm dünya ile ilişki kurmalıyız elbet. Ancak bilmeliyiz ki, dünya Batı ve Avrupa’dan ibaret değildir.

Leader.ir’in haber sitesinde yayımlanan habere göre, Rehberlik Fakihler Meclisi Başkanı ve üyelerini kabul eden İmam Hamanei görüşmede, İran halkının 26 Şubat seçimlerine görkemli ve çok anlamlı katılımını ve halkın bu seçimlerle gerçekte İslam nizamına olan bağlılığını bir kez daha ilan ettiğini takdir ederek, Rehberlik Fakihler meclisi ve İslami Şura Meclisinin yeni dönemdeki vazife ve önceliklerini açıkladı.

Ülkenin mevcut döneminde üç temel önceliği hatırlatan İmam Hamanei bugün nüfuz ve sızma meselesinin oldukça önemli ve ciddi bir konu olduğunu belirterek, ülkenin gerçek manada kalkınma ve gelişmesinin tek yolunun ekonomik, kültürel, siyasi alanlarda ülkenin iç yapısı istihkâmı ve korkunç küresel sindirim organında sindirilmemek olduğunu belirtti.

“Halk bu yüksek katılımla gerçekte İslam nizamına olan güvenini somut biçimde göstermiştir” diyen İmam Hamanei, muhtelif seçimlerde birilerin seçilip birilerin seçilmemesinin doğal olduğunu belirtti ve yeni dönemde seçilerek meclise girmeye hak kazanan Rehberlik Fakihler meclisi üyelerinin seçim süresince gösterdikleri çabalarından dolayı teşekkürlerini bildirerek, “elbette bazı büyükler var ki onların oy getirmeleri veya getirmemeleri kendi kişilik ve şahsiyetlerinde her hangi bir sakınca oluşturmamakta, baylar Yezdi ve Misbah bu şahsiyetlerdendir, onların bu meclisteki varlığı bu meclisin ağırlığının artmasına sebep olurken onların olmaması da Fakihler meclisi için bir hüsrandır.

İmam Hamanei konuşmasının devamında İslam nizamında seçimlerin özelliklerini bilhassa 26 Şubat seçimlerinin özelliğini sıralayarak, “halkın seçimlere katılma konusundaki özgürlüğü bu özelliklerden biridir ve İran’da seçimlere katılmak mecburi değil, halk tüm seçimlere coşku, iştiyak ve fikirle katılmaktadır.

İslam nizamında seçimlerin rekabete dayalı olmasının bu seçimlerin ikinci özelliği zikreden İmam Hamanei, 26 Şubat seçimlerinin tamamen rekabete dayalı bir seçim olduğunu, zira muhtelif kanatlar ve kişiler muhtelif slogan ve başlıklarla seçimlere katıldığını ve radyo televizyonun da rehberlik fakihler Meclisi adaylarının hizmetinde olduğunu ve tümünün gerçek manada bir rekabet gösterdiklerini söyledi.

“Seçimler atmosferinin güvenlik ve huzur” içinde düzenlenmesinin son seçimlerin en belirgin hususlarından olduğunu belirten İmam Hamanei, “Çevremizdeki ülkelerde halkın yaşamı güvensizlik ve terör olaylarıyla iç içe olduğu bir dönemde (İran’da böylesine muazzam ve böylesine geniş halk katılımlı bir seçim en ufak acı bir olay yaşanmaksızın düzenlendi. Öyle ki Tahran şehrinde halk sabah saat sekizden gece yarılarına kadar tam bir güvenlik içinde oy sandıklarının başında hazır oldular” dedi.

Seçimlerin düzenlenmesinde güvenliğin sağlanması için katkıda bulundukları için Emniyet teşkilatı, İstihbarat bakanlığı, içişleri bakanlığı, muhafızlar ordusu ve halk seferberlik güçlerine takdir ve teşekkürlerini bildiren İmam Hamanei, “Sağlık ve emanetçilik”in bu seçimlerin özelliklerinden bir başkası olduğunu belirterek, düşmanların tüm propaganda ve yaygaralarına ve hatta ülke içinde bazılarının iddialarına rağmen, İslam nizamında seçimlerin her zaman sağlıklı düzenlendiğini ve kesinlikle hiçbir zaman seçimlerde etki yaratılması için organize bir tutumun sergilenmediğini belirtti.

26 Şubat seçimlerinin 2009 seçimlerinin geçersiz olduğunu iddia edenlerin sözlerinin geçersiz ve gerçek dışı olduğunu bir kez daha gösterdiğini belirten İmam Hamanei, son seçimler sağlıklı olduğu gibi 2005 ve 2009 seçimlerinin de dâhil daha önceki seçimlerin de sağlıklı olduğunu söyledi.

Bu seçimlerde oy getirmeyen kimselerin oldukça necip davranışlarda bulunmalarının 26 Şubat seçimlerinin özelliklerinden biri olduğunu hatırlatan İmam Hamanei, 2009 seçimlerinde oy getirmeyenlerin necip olmayan davranışları ve fitneye sebebiyet vererek ülkeye masrafa sebebiyet v erip düşmanları tamaha düşürenlerin aksine bu seçimlerde yeterli oyu elde edememelerine rağmen seçimlerin galiplerine tebrikte bulunduklarını ve bunun ise çok muazzam ve değerli olduğunu belirtti.

İmam Hamanei bu hususla ilgili son söz olarak da, 26 Şubat seçimlerinde halkın İslam nizamına güvenini bir kez daha açıklamasının, nizam ve halk arasında iki kutupluluk oluşturmak ve seçimlerin itibarını zedelemek isteyen düşmanların çabası karşısındadır.

İmam Hamanei bir kez daha son aylarda anayasayı koruma konseyine yönelik yapılan saldırılara temasla, istemeyerek düşmana uyarak anayasayı kollama konseyine saldıranları eleştirerek, “Anayasa’yı Koruma Konseyi”nin kendi görevini ciddiyetle yerine getirdiğini ve sorun olması durumunda da bunun yasaya ait olduğunu ve ıslah edilmesi gerektiğini belirtti.

20 Gün içinde 12 bin kişinin salahiyetinin incelenmesinin yasal bir sorun olduğunu ve bu sorunun giderilmesi gerektiğini, yasayla ilgili bu sorundan ötürü “Anayasa’yı Koruma Konseyi”nin suçlanmaması gerektiğini belirten İmam Hamanei, salahiyetler konusunda ise, “Şartlara haiz olmaksızın bir kişinin seçimler için salahiyeti nasıl onaylanabilir? İnsan Allah karşısında nasıl cevap verebilir?” diye sordular.

“Anayasa’yı Koruma Konseyi adaylığını açıklayan bir kişide gerekli yasal şartları elde edemezse onun salahiyetini onaylayamaz, bu ise bir hata değil bilakis yasanın gereğinin yerine getirtilmesidir” diye Ayetullah Hamanei, “Anayasa’yı Koruma Konseyi”nin İslam İnkılâbının ilk başından itibaren müstekbirliğin saldırısına uğrayan İran İslam cumhuriyeti nizamı kurumlarından biri olduğunu hatırlatarak, “Anayasa’yı Koruma Konseyi” aleyhinde her türlü yıkıcı girişimin, gayri İslami, kanun dışı, şeriat dışı ve inkılâp karşıtı bir girişim olduğunu bildirdi.

Salahiyetleri teyit olmayan kişilerin de doğal olarak rahatsız olabileceklerini, ama bu kişilerin “Anayasa’yı Koruma Konseyi”ni kötülememeleri gerektiğini bilakis yasal metotlarla ilgili itirazlarını takip etmeleri gerektiğini belirten İslam İnkılâbı Rehberi daha sonra 26 Şubat seçimlerinin mesaj ve özelliklerini açıklayarak, halkın sahnedeki varlığı ile kendi görevlerini yerine getirdiklerini ve şimdi ise kendi sorumluluklarını yerine getirme sırasının yetkililerde olduğunu bildirdi.

İmam Hamanei konuşmasının devamında İslam Nizamının en önemli organlarından biri olarak Rehberlik Fakihler Meclisinin yeni dönemdeki görev ve sorumluluklarını açıklayarak, “Rehberlik Fakihler meclisi”nin vazifesi, inkılâpçı kalmak, İnkılâpçı Düşünmek ve inkılâpçı amel etmek olduğunu söyledi.

İmam Hamanei, ülkenin gelecek liderinin seçiminde bu üç özelliğin riayet edilmesinin, “Rehberlik Fakihler Meclisi”nin en temel görevlerinden olduğunu belirterek, ülkenin gelecek liderinin seçiminde her türlü mülahazalar, çekingenlikler ve maslahatçılıklardan kaçınmak gerektiğini ve sadece Allah, ülkenin ihtiyacı ve hakikat ilkesinin dikkate alınması gerektiğini söyledi.

Bu büyük görevde her hangi bir aksamanın meydana gelmesi durumunda kesin nizamın ve ülkenin gidişatının temelinde sorun oluşabileceğini belirten İmam Hamanei ayrıca ulema, büyükler ve güzide şahsiyetlerin Rehberlik Fakihler meclisinde bulunmasına temasla, bu meclisin üyelerinin temel görevlerinden bir başkasının da halkın talep ve sorunlarının yetkililere aktarılması, hakikatlerin halk için aydınlatılması olduğunu söyledi.

İmam Hamanei daha sonra hükümet yetkililerinin sorumluluk ve görevlerini hatırlatarak, ülkenin mevcut şartlarında hükümet yetkililerinin, direniş ekonomisi, ülkenin bilimsel hareketindeki hızın devam ettirilmesi ve ülke, halk ve gençlerin kültürel koruma altına alınması gibi üç temel önceliği ve görevi dikkate alması gerektiğini belirtti.

Ülkenin ekonomik sorunlarının direniş ekonomi siyasetleri uygulanmaksızın çözümlenemeyeceğini ve ekonomik kalkınmanın da gerçekleşmeyeceğini belirten İmam Hamanei, hükümetin direniş ekonomisi karargâhı oluşturması ve bu karargâh için de bir komuta belirlemesinin kararlaştırıldığını, bu konuda bir takım çalışmaların yapıldığını ve bu çabanın hissedilebilir olması gerektiğini söyledi.

İmam Hamanei şöyle dedi: Hükümet yetkilileri, kendi ekonomik faaliyet ve çabalarını direniş ekonomisine tamamen uyumlu kılmalı, her işbirliği ve ekonomik programda ölçü, toplu akıl ve tefekkür sonucu hazırlanmış olan direniş ekonomisi siyasetleri olmalıdır.

“Bilimsel Hareket hızının korunması” olan ikinci önceliğini de açıklayan İmam Hamanei , “Eğer dünyada kudret, izzet ve kaynak olmayı istiyorsak, bilimi takviye etmeliyiz ve bilimsel hareketin durmaması gerekir. Bilimsel ilerleme ciddiyetle sürdürülmelidir. Zira onun sonuçlarından bir kök ekonomik bilim olacaktır” dedi.

Hükümet yetkililerinin üçüncü önceliklerini de hatırlatan İmam Hamanei , kültürel masuniyet sağlamak için ilk önce be hedefe inanmak gerektiğini ve daha sonra onun için gerekli plan yapılarak çaba harcanması gerektiğini belirterek, “bu üç öncelik hükümet yetkililerinin ciddi gündemine alınması durumunda sonucu ülkenin gerçek manada kalkınması olacaktır” dedi.

İnkılâpçı özelliklerin korunması, cihadi hareket, milli-İslami kimlik ve onurun korunması ve küresel dünyanın kültürel,  ekonomik ve siyasi sindirim organında sindirilmemenin kalkınma ve gelişmenin diğer gereklerinden olduğunu hatırlatan İmam Hamanei konuşmasının devamında nüfuz etmek ve sızmak için düşman’ın planlarına temas ederek, “dakik bilgiler uyarınca müstekbirlik ve Amerika’nın ülkeye nüfuz etmek için ciddi planları mevcuttur. Elbette bu sızma ve nüfuz darbe türünden değil zira onlar çok iyi biliyorlar ki artık İslam Cumhuriyeti Nizamı oluşumunda böyle bir şeye imkân yoktur, bunun için öteki iki yolu kullanarak sızmaya çalışıyorlar” dedi.

Halk ve yetkililerin hedef alınmasının düşman’ın iki önemli amacı olduğunu belirten İslam İnkılâbı Rehberi, “düşman’ın yetkililer içine sızmak istemesinden amacı ülke yetkililerinin hesaplarını değiştirmektir, bu durumda artık direkt müdahaleye gereği kalmaz ve sorumlu kişi ise farkına varmaksızın bile düşman’ın istediği kararları almaktadır” dedi.

Batının hıyanetlerini unutturmak için halkın inançlarının değiştirilmesinin düşmanın planlarından bir başkası olduğunu ve sürekli olarak İslam cumhuriyeti ve yetkililerinin niçin bu kadar batı ve Amerikan düşmanı olduğunu sorgulamaya çalıştığını hatırlatan İmam Hamanei, “Biz batıdan zarar gördük, batının bize karşı ne yaptığını unutmamak gerekir. Ben batıyla ilişkilerin kesilmesinden yana değilim ama kiminle teamül halinde olduğumuzun farkında olmalıyız” dedi.

Batının Gacar döneminden beri İran halkına karşı düşmanlığından bazı örnekleri hatırlatan İmam Hamanei, “Gacar sultanlarının zaafı, batılıların baskısına ve İran’dan imtiyaz koparmasına ve halkımızın ilerlemesinin durmasına sebep oldu. Daha sonra Rıza hanı ve ardından oğlunu iktidara getirdiler ve daha sonra 19 Ağustos 1953 tarihinde milli hareketini sindirerek, despot SAVAK örgütünü kurdular” dedi.

İran’a karşı uygulanan yaptırımların bu düşmanlıkların bir başka örneği olduğunu, İslam nizamının batıya karşı düşmanlık gibi bir niyetinin olmadığını bilakis bu ülkede bağımsız bir yapının temelini attığını ama asıl onların düşmanlığı başlattığını belirten İmam Hamanei , Avrupa’nın da yaptırımlar ve düşmanca propagandalar gibi muhtelif meselelerde Amerika’nın siyasetlerine uyduklarını hatırlatarak, “Bizler ülkeden, halktan ve tarihten sorumluyuz ve eğer düşmanların düşmanlığı karşısında yiğitçe ve kudretle direnmeyecek olursak, onlar ülke ve halkı yutacaklar. Onlara böyle bir şey için müsaade etmememiz gerekir” dedi.

Tüm dünya ile teamül içinde olmalıyız hususunda bazı yetkililerin açıklamasına da değinen İmam Hamanei , elbette ki Amerika ve İsrail haricinde tüm dünya ile ilişki içinde olmalıyız ama bilmeliyiz ki dünya Avrupa ve batıyla sınırlı değil” dedi.

130 ülkenin Tahran’da düzenlenen bağlantısızlar konferansına katıldığını da hatırlatan İmam Hamanei, bugün güçlerin dünyaya yayıldığını, dünyanın doğusu ve Asya bölgesinin de geniş bir bölge olduğunu belirtti.

İlk olarak batılıların İran’a karşı düşmanlık başlattıklarını ve şimdi de nüfuz peşinde olduklarını belirten İmam Hamanei , düşman’ın İran’a bilimsel, kültürel ve ekonomik açıdan nüfuz etmek ve sızmak için, üniversiteler ve bilim adamları ile ilişki, zahirde bilimsel konferanslara katılmak ve kültürel faaliyetler maskesi altında güvenlik organlarına görevli göndermek gibi 10 yol takip ettiğini, İran’ın içten güçlü ve zengin olması durumunda, şu anda İran’a tehditler savuranların İslam nizamı ile ilişki kurabilmek için sıraya geçeceklerini belirtti.

“Şu anda batılılar tarafından gelgitler olmakta ama bu gelgitler şimdiye kadar olumlu hiçbir sonuç vermemiştir ve somut olarak bu gelgitlerin nasıl bir sonuç vereceğinin kesinleşmesi gerekir, aksi takdirde sadece kâğıt üzerinde varılan anlaşmanın bir faydası olmaz” diyen İslam İnkılâbı Rehberi, ülke yetkililerinin zahmetlerini takdir ederek, 37 yıllık tecrübenin düşünce, siyasi, iktisadi, kültürel ve bilimsel açıdan kudretli olmamız gerektiğini gösterdiğini, bu merhaleye varıldığında ise gerçek izzeti elde edeceğimizi söyledi.

İmam Hamanei ayrıca  Hz. Fatimei Zehra (sa)ın şehadet günleri dolayısıyla taziyetlerini bildirerek, o hazretin taziye merasimlerinde, ihtilafa sebep olacak konuların dillendirilmemesine dikkat edilmesi gerektiğini, zira şeytani müstekbirlik cephenin bugünkü siyasetinin Şia ve Sünni arasında ihtilaf çıkarmak olduğunu söyledi.

İmam Hamanei, “Elbette konum, edep ve çıkarlar dikkate alınarak tarihin beyan edilmesinde hiçbir sorun yoktur. Ama ihtilaf ve kine sebep olmaması gerekir” ifadesini kullanarak bugün bölgede var olan savaş ve çatışmaların tamamen siyasi amaçlı olduğunu belirterek, İslam düşmanlarının bu ihtilafları kolay kolay son bulmayacak şekilde mezhebi ihtilaflara çevirmeye çalıştıklarını ve bizlerin bu korkunç hedefe yardımcı olmamız gerektiğini söyledi.

İmam Hamanei , Ehlibeyt’in (as) mübarek türbelerinin korunması ve müdafaasında Ehli Sünnet kardeşlerin de varlığına ve şehit olmalarına ve onların ailelerinin bu şehadetle övünmelerine temas ederek, aziz din ulemasının, Ehli Sünneti rahatsız ederek, Amerikalılar ve Siyonistlerin tefrikacı planlarının hayata geçmesine zemin hazırlamamaları gerektiğini söyledi.

Read 1791 times