İslami İran istihbarat bakanı Haydar Muslihi, Fransa ve Alman istihbarat teşkilatlarının Amerika ve siyonist İsrail casusluk teşkilatlarıyla, İran halkı ve İran İslam Cumhuriyeti aleyhinde terörist faaliyetler düzenleme çerçevesinde işbirliği içinde olduklarını bildirdi.
Cuma günü konuyla ilgili açıklama yapan İran istihbarat bakanı, Amerika, siyonist İsrail, Fransa ve Almanya istihbarat teşkilatı arasında, bazı bölge ülkelerinin de, İran İslam nizamı aleyhinde komplo ve terörist planlarla ilgili istihbarat işbirliği içinde olduklarını ama İran istihbarat ve güvenlik güçlerinin son birkaç ayda başarı ve yoğun çabaları sonucu sözkonusu şeytani komploların suya düşürüldüğü ve etkisiz hale getirildiğini söyledi.
İran İslam Cumhuriyeti'nin başta nükleer enerji teknolojisi olmak üzere, bilimdeki ilerlemesini önlemek için düşmanların İranlı nükleer bilim adamlarına yönelik düzenledikleri terörist saldırılar ve cinayetlerle ilgili olarak İran istihbarat ve güvenlik güçlerinin faaliyetleri sonucu son zamanlarda bu cinayetlerde rolü bulunan iki terörist örgüt tespit edilerek çökertildi. Sözkonusu terör örgütlerinin geçen Ocak ayında İranlı genç nükleer bilim adamı Mustafa Ahmedi Ruşen'in şehit edilmesinde rolleri oldukları ortaya çıktı. Sözkonusu terör örgütlerinin ırkçı İsrail rejimi casusluk ve terör teşkilatı MOSSAD'la işbirliğ içinde olduğu ve bunların yine İran'da terörist faaliyetler düzenlemek için plan ve program içinde oldukları ortaya çıktı. Sözkonusu terör örgütlerinin üyeleri son 10 yıldır MOSSAD tarafından mali ve her türlü yatırım ve destekle İran'da başta casusluk olmak üzere her türlü faaliyet içinde olduklarını itiraf ettiler. Hiç kuşkusuz İranlı bilim adamlarının ve özellikle de nükleer alandaki bilim adamlarının şehit edilmelerine dayalı terör faaliyetlerinin temelinde elbette düşmanların İran İslam Cumhuriyetinin bilim ve teknolojideki ilerlemesini önlemek, ayrıca İran halkını İslam nizamından soğutmak bulunmaktadır. Zira, İran'da İslam inkılabının zaferinden geçen 30 yılı aşkın sürede bu sürekli olarak görülmektedir. Ama, İran halkı, düşmanların her türlü şeytani emelleri ve girişimlerine rağmen, bilim ve teknoloji olmak üzere her alanda ilerlemesini sürdürmüş ve İran İslam cumhuriyetine olan halk desteği de düşmanların oyunlarının tamamen bozulmasına sebep olmuştur. Nükleer bilim adamlarının şehit edilmesi, siber savaş, kuşkusuz bölgede İranofobi, yani İran korkusu oluşturmak ve İran'ı inzivaya itme amacıyla yapılmaktadır. İran istihbarat bakanının açıklamasına göre, düşmanlar İran İslam nizamı aleyhinde yumuşak savaş çerçevesinde akla hayale gelmedik her türlü yola başvurarak, hedeflerini gerçekleştirmek için de bunu çok boyutlu bir şekilde yaptılar. Elbette Amerika ve dünya emperyalizmi İran İslam Cumhuriyeti aleyhindeki hedeflerini gerçekleştirmek için tamamen koordineli bir şekilde hareket etmişlerdir.
Elbette, düşmanların İran İslam Cumhuriyeti aleyhinde böylesine yoğun faaliyetlerine karşı İran İstihbarat bakanlığı birimleri de, düşmanların her türlü entrikalarını bozmaya dayalı çok başarılı çalışmalarla İran istihbaratının gücünü düşmanlara göstermiş ve bunun da en açık örneği, düşmanların aralarındaki casusluk faaliyetlerinin İran istihbaratı tarafından ortaya çıkarılması ve onların planlarının yenilgiye uğratılmasında görülmektedir. Zira, batılı ülkelerin İran İslam nizamı aleyhindeki son komplolarından biri elbette İranlı bilim adamlarına yönelik terörist saldırılardı. Çünkü onlar bu şekilde Batıya karşı teslim olmayan ve kararlı bir şekilde duran, aynı zamanda bölge ve dünya milletleri için de ilham kaynağına dönüşen İran İslam Cumhuriyetine baskı yapmayı hedeflemekteydiler. Ama, Almanya, Fransa, Siyonist İsrail ve Amerika'ya bağlı casusluk servislerinin İranlı bilim adamlarının öldürülmesinde işbirliklerinin ifşa edilmesi ve bunun da İran ve batılı ülkeler arasında İran'ın nükleer enerji konusunda müzakerelerin yapıldığı bir dönemde ortaya çıkması, kuşkusuz batılı ülkelerin milletlerin haklarını sözde garanti altına alan uluslar arası kanunları tanımadıkları ve ayaklar altına aldıklarını göstermiş ve bu durum aynı zamanda batılı ülkelerin İran'la nükleer müzakerelerde de samimi olmadıklarını ortaya koymuştur. Tabii ki, onların bütün bu hedeflerinin temelinde İran'ın ilerlemesi ve kalkınmasına vesile olan ve geleceğe ışık tutan genç bilim adamlarını hedef almak suretiyle İran'a darbe indirmekti. Ama, yaşanan son olay da yani İran İstihbarat birimlerinin düşman ülkelerin casusluk teşkilatları arasındaki işbirliğini ortaya çıkarması kuşkusuz İslam cumhuriyetinin düşmanlarına karşı istihbarat başarısını sergilemesi açısından son derece takdire şayandır.