İmam Hamanei'nin Sözlerinde Kudüs Günü

Rate this item
(0 votes)
İmam Hamanei'nin Sözlerinde Kudüs Günü

İmam Humeyni tarafından Kudüs günü olarak adlandırılan mübarek Ramazan ayının son Cuma günü hedefe ulaşıncaya kadar canlı tutulmalıdır.

 Ramazan ayında Kadir Gecelerinin bereketi ile nasıl kadir Gecelerini sabaha kadar uyanık geçiriyor ve ilahi dergâha yönelik dua ve yakarışımızla iyi bir geleceğimiz olsun istiyorsak, Kudüs gününü de uyanık geçirelim. Müslüman milletlerin ve özellikle mazlum ve cesur Filistin halkının kurtuluş şafağına dek çabalarımızı sürdürelim.
Kudüs gününü anmak, sadece ev ve barklarından edilen mazlum bir halkın müdafaa edilmesi değil. Bugün Filistin'i savunmak, gerçekte Filistin meselesinden çok daha önemli ve yaygın bir gerçeğin savunulmasıdır. Bugün Siyonist İsrail rejimi ile mücadele emperyalizm ve sulta düzeniyle mücadele anlamına geliyor.

Önemli olan şey, İslam dünyasının Filistin meselesinden gaflet etmemesidir… Amerika, istikbar ve Siyonistlerin her zamanki destekçileri Müslümanlara Filistin meselesini unutmalarını dayatmak istediler, ancak İslam milleti ve İran milleti, Filistin meselesinin unutturulmasına izin vermemelidir.

Filistin içinde de bu kutsal alev günden güne dalgalanmalıdır. Filistin içinde gasıp rejimle mücadele eden o gençler, o kadınlar, o erkekler ve gençler ve fedakarlar bilmelidirler ki asıl nokta onların parmaklarını bastıkları noktadır. Düşman orada yenilgiye uğrayacaktır. Şimdilik kuruluş ve teşkilatlar Filistin sınırları dışında müzakere masalarında oturadursunlar veya Filistin adına tribünlerde kendilerini göstersinler, bunlar hiçbir sorunu çözmez. Dışarıdan İslam dünyasının genelinin desteği ve içeride Filistin’in gerçek ve hissedilir mücadelesi bu ikisi birlikte sorunları çözecek ve Filistin’in düşmanlarının kafasını taşa vuracaktır.”

Kudüs gününe değer verin ve onu büyük sayın. Elbette evrensel tebligat yansıtılmıyorsa, yansıtılmasın. Filistin hapishanelerinde olanlar… Sizin sadıkane niyet ve azminizden güç ve kuvvet bularak direnmektedirler. Filistin işgal topraklarının duvarları ardındaki zindanlardakilerin direnebilmeleri için yalnızlık hissine kapılmamaları gerekmektedir. Beytü’l Mukaddes, Gazze ve Filistin’in diğer topraklarındaki şehirlerdeki cadde ve sokaklarında Siyonist ayaktakımı ve çapulcularının saldırılarına uğrayan erkek ve kadın, direnebilmek için sizlerin onları savunduğunuzu hissetmeleri gerekmektedir. Devletlerinde elbette görevleri bulunmaktadır.

“Ben açıkça ilan ediyorum ki Amerika devleti ve başkanı katledilen her Filistinli genç ve sahipsiz ve parçalanan her bir Filistinli ailenin günahına doğrudan ortak ve pay sahibidirler.”

“Filistin meselesinin bir yoldan başka çözüm yolu yoktur. O da Filistin topraklarının tamamında bir Filistin devletinin kurulmasıdır.”

“Filistin topraklarının her bir karış toprağı, Müslümanların evlerinden bir karış topraktır. Filistin ülkesinde Filistin ve Müslümanların hakimiyeti dışındaki hakimiyetler, gasıp hakimiyetlerdir. Söz, yüce ve azim İmam’ın (İmam Humeyni) buyurduğu bu sözdür: ‘İsrail, yok olmalıdır… konu, Yahudi düşmanlığı değildir. Konu, Müslümanların evlerinin gasp edilme meselesidir.

Bugün Müslüman ülkelerdeki devletlerin Filistin meselesi karşısındaki duyarsızlıkları hiç bir şekilde kabul edilemez. Gasıp rejim vahşiliğini ve hayvani huyunu en yüksek dereceye ulaştırmıştır. Yayılmacı ve tehlikeli amaçları uğruna her türlü cinayeti işlemeye hazır olduğunu ispatlamıştır. Filistin milletinin İslami direnişi, gerçekleri herkese göstermiş ve düşmanın çok yönlü baskıları ve ihaneti karşısında direniş fidanının kurumadığını, bilakis daha köklü ve verimli hale geldiğini göstermiştir.

İran İslam Cumhuriyeti'nin şu kritik dönemde Filistin meselesine gösterdiği ilgi ve teveccüh, Filistin meselesine hüviyet kazandırmak ve sömürgeciler ve İslam düşmanlarının bölgede takip ettiği hedeflerini tespit etmekte belirleyici şekilde müessir olan gelişmelerden sayılıyor.

tasnimnews

Read 1056 times