Lübnan'ın Cebel Amel ve Trablus'taki Ortodoks Kilisesi piskoposu George Saliba, Mariagos Kilisesi’nde el-Alam ajansına verdiği röportajda, İmam Humeyni ile görüşme deneyimini ve İran İslam Cumhuriyeti döneminde İranlı Hristiyanların durumunu anlattı.
George Saliba bu röportajda, İslam Cumhuriyeti döneminde İran'a 10'dan fazla ziyarette bulunduğunu ve Pehlevi döneminde bir kez bile İran'ı ziyaret etmediğini söyledi.
Saliba, İmam Humeyni Eğitim ve Araştırma Enstitüsü'nü insani bir kurum olarak nitelendirerek, İran ziyareti sırasında bu kurumu ziyaret ettiğini ve bu kurum tarafından çok güzel karşılandığını söyledi
George Saliba'nın Rahmetli İmam ile görüşmesi
George Saliba, bir seyahatinde İmam Humeyni (r.a) ile tanıştığını ve onu çok sade, güzel ahlaklı, sakin, kendine güvenen ve zeki biri olarak gördüğünü belirtti ve şu ifadelerde bulundu: 'Evi, devrimci bir liderin evinden çok daha sadeydi.'
George Saliba, İmam Humeyni ile yaptığı görüşmede onu sükunet dolu ve sabırlı bir insan olarak gördüğünü ve Farsça bilmemesine rağmen İmamın Hristiyanlara yaptığı konuşmayı Farsça dinlediğini ve insanların İmamın konuşmasıyla nasıl coşkulandığını gördüğünü söyledi.
İran İslam Cumhuriyeti'nin konumu devrimden sonra gelişti
Piskopos George Saliba, Pehlevi döneminde İran'daki mevcut durum ve olaylar hakkında hiçbir bilgisinin olmadığını belirterek, o dönemde bu ülke hakkında sahip olduğu tüm bilgilerin İran'ın Şah döneminde Basra Körfezi jandarması olduğu gerçeğinde özetlendiğini belirtti ve şunları söyledi: 'Din adamlarının iktidarı döneminde İran'ın konumunun düşmesini istediler ama bu olmadı ve İran İslam Cumhuriyeti'nin konumu yükseldi.'
George Saliba, İran'daki Hristiyanların durumu hakkında ise şu ifadelerde bulundu: 'Bazı Hristiyanlar Şah'ın devrilmesinden sonra İran'ı terk ettiler, ancak İran İslam Cumhuriyeti döneminde İran'da Hristiyanlığın gelişimini öğrendikten sonra İran'a döndüler.
İranlı liderlerin diğer insanlarda olmayan çok özel bir özelliği var. Bu hediye ve yetenek herkese verilmez. Allah bazı insanlara böyle bir lütuf bahşetmiştir ki bunlar arasında akıl, sabır ve ilim vardır.
Hikmet, yapılabilecek bir şey değildir, insanın zatında ve özünde var olan bir şeydir ve eylem aşamasında kendini gösterir ve bu, İslam İnkılabı lideri Ayetullah Hamanei'nin sahip olduğu ayrıcalıktır. O, bilge ve ileri görüşlü bir adamdır, sağlam ve ilkeli bir duruşu vardır ve onların ne istediğini bilir, bu ülkenin liderlerinin başarısının sırrı budur.'
İran aleyhine olumsuz haberler düşmanlar tarafından yapılıyor
Hristiyan Piskopos sözlerine şöyle devam etti: 'İran hakkında yayılan olumsuz haberler sadece İran düşmanlarının dünya halklarının duymasını istedikleri ve onların casusları ve paralı askerlerinin bu tür haberleri kulaklarına okudukları bir haberdir.'
Siyonist hareketin İran İslam Cumhuriyeti'ne yönelik eylemlerine eleştiri / Siyonizm bizim düşmanımızdır
Siyonist hareketin İran İslam Cumhuriyeti'ne yönelik eylemlerini eleştiren George Saliba, şunları söyledi: 'Hristiyanlar, Yahudileri İsa Mesih'in ve diğer peygamberlerin katili olarak görürler ve Ortodoks Kilisesi, Vatikan'ın 40 yıl önce Yahudileri affeden hareketini onaylamaz ve başkalarına düşmanlık etmek gibi bir arzuları olmamasına rağmen, yine de Siyonist hareketi düşman olarak görürler.
Doğu Hristiyanları, Batı Hristiyanlarından farklıdır. Doğu Hristiyanları, Siyonist hareketin Filistin'e ve Filistinlilere yönelik muamelesine müsamaha göstermezler.'
İran'ın Filistin meselesindeki tutumu takdire şayandır
Piskopos George Saliba, İran'ı Filistin meselesindeki tutumundan dolayı takdir edip teşekkür ederek şunları söyledi: 'Siyonizm ile Araplar arasındaki düşmanlığın kökleri kalplerimizde ve vicdanlarımızda yatmaktadır ve İran İslam Cumhuriyeti'nin bu konudaki tutumlarına saygı duyuyoruz ve bu konu tartışılamaz.
İran İslam İnkılabı parlayan bir güneştir ve başkaları tarafından övülmeye ihtiyacı yoktur. İran'ın İsrail büyükelçiliğini kapatması ve burayı Filistin büyükelçiliğine dönüştürmesi de dahil olmak üzere Araplara karşı tutumu övgüye ve takdire şayandır.
İran İslam Devriminin amacı mazlumları desteklemektir, bu nedenle Filistin'deki direniş hareketlerini desteklemeye devam etmektedir.'
IŞİD'in yok edilmesinde İran İslam Cumhuriyeti'nin rolü
George Saliba, IŞİD teröristlerinin eylemlerini eleştirerek, onları çok sayıda Hristiyan'ı öldüren vahşiler ve barbarlar olarak nitelendirdi ve İran İslam Cumhuriyeti'nin IŞİD'i yok etmedeki rolünü övdü.
Piskopos Saliba, İran'ın Arap medeniyetinden daha eski olan Pers medeniyetinin mirasçısı olduğunu ve İran milletinin duygulara değil rasyonelliğe dayalı kararlar veren asil ve bilge bir millet olduğunu söyledi.
George Saliba ayrıca, İran milletinin füze gücü ve nükleer teknoloji kullanımı da dahil olmak üzere mevcut tüm imkanlarla kendilerini savunmasını İran'ın vazgeçilmez bir hakkı olarak nitelendirdi ve "Hiçbir insan zulme uğramak istemez" dedi ve şu ifadelerde bulundu: 'İran'da bilim ve teknolojinin gelişimi zeka ve incelikle birleşiyor.'
Piskopos Saliba, İran İslam Cumhuriyeti'nin Filistin meselesini savunmasını tüm Arap meselesinin savunulması olarak nitelendirdi ve Filistin meselesini savunan herkesi desteklediğini çünkü bunun onlar için bir onur meselesi olduğunu vurguladı.
George Saliba, İran İslam Cumhuriyeti'nin ömrünün üzerinden geçen 43 yılın, tüm milletlerin ayağa kalkıp onurlarını, ilkelerini ve izzetlerini savunmaları için bereketli ve güzel yıllar olduğunu da belirtti.