İslami İran Devrim Muhafızları Genel Komutanı Muhammed Ali Caferi, yaptığı basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. General Caferi, İran Kudüs birliklerinin Suriye’de olup olmadığı, Hizbullah’ın Suriye’ye müdahale edip etmeyeceği, olası bir Amerika İsrail saldırısı karşısında İran’ın tutumu, İran’ın yeni geliştirdiği insansız hava aracı olan Şahit 129’un özelliği… hakkında bilgiler verdi.
Abna'nın haberine göre İslami İran Devrim Muhafızları Genel Komutanı Muhammed Ali Caferi, bugün yaptığı basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. İslam karşıtı ve Peygamber efendimize (s.a.a) hakaret içerikli Amerika, Siyonizm ortak yapımı filmi kınayan General Caferi, İslam devriminin genel yapısı ne savaş, ne şiddet, ne tehdit ne İslam kutsallarına ve seçkin karakterlere hakaretle durmaz, bilakis hareketi daha da hızlanır. İslam devrimi her türlü şiddet, tehdit ve saygısızlığa kayıtsız kalmaz.
General Muhammed Ali Caferi konuşmasını şöyle sürdürdü: 26 Şehriver (16 Eylül) İmam Humeyni’nin Devrim Muhafızlarının Kara, Hava ve Deniz kuvvetlerinin kurulması için verdiği tarihi emrin yıldönümüdür. İmam Humeyni’nin emrinden 27 yıl geçiyor ve Devrim Muhafızları askeri ve savunma gücünün zirvesinde bulunmaktadır.
Devrim Muhafızları En Gelişmiş Silahlarla Donatıldı
Devrim Muhafızları Genel Komutanı Muhammed Ali Caferi, şunları söyledi: Devrim Muhafızları çok güzel hazırlıklar yapmış ve en gelişmiş silahlarla donatılmıştır. Ayrıca komşu ülkelerdeki savaş durumuna göre tehditlere karşı iyi bir hazırlık yapılmıştır.
Amerika’nın Askeri Üstleri Ve Birlikleri Devrim Muhafızlarının Füzelerinin Menzilinde
General Caferi, Devrim Muhafızlarının İsrail’in tehditleri karşısındaki son durumuna da değinerek şunları söyledi: İsrail şu anda yolun sonuna yaklaşmış durumda ve İslam Cumhuriyetinin gücü ve İslami uyanışın dünya genelinde yayılışı Siyonist rejimin, İran’ı tehdit ve askeri baskılarla asli yolundan çıkarabileceği düşüncesine sevk etmiştir. Siyonist rejim gelecek korkusuyla Amerika’yı da İran’a karşı askeri bir saldırıda yanına çekmek için uğraşmaktadır. Ancak bize göre bu düşüncesinde başarıya ulaşamayacaktır. Çünkü Amerika, İran’ın çevresinde bulundurduğu askeri ve insani güçlerinin çok zarar göreceğini bilmektedir. Buradaki üstler Devrim Muhafızlarının füzelerinin menzilinde bulunmaktadır. öte yandan dünya ve bölgedeki Müslümanların İran ve İslam Devrimini himaye etmeleri onları bu girişimlerden men etmektedir. savaş çıkması halinde onlar için çok ağır sonuçlar doğuracağını bilmektedirler.
Hakaret İçerikli Filmin Yayınlanması Libya’da İnsanların Öldürülmesine İzin Vermez
Devrim Muhafızları Komutanı, İslam Peygamberi Hz. Muhammed’i aşağılamaya yönelik filmin yayınlanması Libya’daki Amerikan elçilerinin öldürülmesini gerektirir miydi? sorusuna karşı verdiği cevapta şunları söyledi: Kesinlikle bu öldürmeye izin vermez ve doğru da değildir. ancak Müslümanların duygularıyla oynanmıştır ve yapabilecekleri tek eylem Amerikan elçiliklerine karşı itiraz etmek, öfke ve itirazlarını göstermekti, ama böyle sonuçlanmıştır. Hiçbir yerde şu ana kadar bir Müslüman’ın Hz. İsa’ya, Yahudi dinine veya Hz. Musa’ya hakaret ettiği görülmemiştir. Ancak İslam’a karşı Amerika gibi bir ülkede ifade özgürlüğü bahanesiyle saygısızlık yapılıyorsa bu eylemlerin belli bir program çerçevesinde yapıldığını ortaya koyar ve bu durum İran İslam İnkılabının hakkaniyetini ortaya koymaktadır.
Bir Grup Devrim Muhafızı Kudüs Birliği Geçmişten Beri Lübnan Ve Suriye’de Bulunmakta
General Caferi, İran birliklerinin Suriye’de olup olmadığına dair bir soruya verdiği cevapta şunları söyledi: “Herkes Devrim Muhafızlarının “İslami kıyamlar” adında bir birliğinin olduğunu bilmektedir. Bu birliğin amacı mustazaflara yardım ve İslam dünyasındaki uyanıştır.
Kudüs Birlikleri kurulduktan sonra (Bu birim İran- Irak savaşı sırasında kurulmuştur) başta Lübnan ve Suriye olmak üzere mazlum milletleri himaye etmek amacıyla bir grup Kudüs Birliği buralarda bulunmaktadır. Bu bizim askeri olarak orda olduğumuz anlamına gelmemektedir.
Bizler, Arap devletlerinin Suriyeli isyancı grupları himaye etmeleri ve askeri olarak orada hazır bulmalarıyla mukayese edilecek bir girişimde bulunmadık. Bizler sadece düşünce, danışmanlık ve tecrübelerimizi intikal ettirdik.
Suriye’ye Tecrübelerimizi İntikal Ettirmemiz İran’ın İftiharlarındandır
Direniş halkasından olan Suriye’yi savunmak için her türlü düşünce ve tecrübesini Suriye’ye aktarmak İran İslam Cumhuriyetinin iftiharlarındandır. Halbuki öteki ülkeler Suriyeli isyancılara askeri yardımlarda bulunmakta hiç çekinmemektedir ve biz bunu mahkum ediyor ve kınıyoruz.
Komutan Caferi ayrıca İran ve Suriye arasında güvenlik anlaşması ve icrası hakkındaki soruya şu yanıtı verdi: Bu anlaşma koşullara bağlıdır. Şu anda kesin olarak eğer Suriye’ye karşı askeri bir saldırı olursa İran Suriye’yi savunmak için doğrudan müdahale eder diyebilmemiz koşullara bağlıdır.
Lübnan Direniş Hareketi Hizbullah, önceden Suriye’ye müdahale etmediğini açıklamıştı, ancak son günlerde yaptığı açıklamada Suriye’ye müdahale eden ülkelerin bunun sonucuna katlanacağına dair bir açıklamada bulundu. Acaba Lübnan Hizbullah hareketi Suriye’ye müdahale edecek mi, etmeyecek mi? sorusuna general Caferi şu yanıtı verdi: Suriye ve Lübnan arasında eskiden beri var olan birlikteliğin şartları ile İran’la Suriye arasındaki ilişkiler farklıdır.
Lübnan direniş hareketi Hizbullah bağımsız bir güçtür ve Suriye’ye yardıma gidip gitmemeleri konusunda alacakları kararlar kendilerine bağlıdır. Geçmişte Lübnan’a yardım için Suriye birlikleri bu ülkede bulunmuştu. Doğal olarak Suriye’nin de ihtiyaç duyması durumunda Lübnan halkı da onlara yardıma gidecektir. Ve bunun İran’la bir ilgisi olmayacaktır ve geçmişteki birlikteliklerinden bunun uzak bir ihtimal olmadığı söylenebilir.
Suriye Halkından 50 Binden Fazla Kişi Sivil Savunma Veya Milis Güç Olarak Eğitildi
Devrim Muhafızları Komutanı General Caferi, şöyle devam etti: Suriye halkından 50 bin kişiden fazla sivil halk sivil savunma adında veya milis güç olarak eğitildi. Ve şu anda bölge ve uzak ülkelerin haksız ve namertçe saldırılarına karşı Suriye ordusuyla birlikte direnmektedirler. Suriye halkının Beşşar Esad’ı desteklemesine binaen dış desteğe ihtiyaç duyacağı uzak bir ihtimaldir.
General Caferi, Türkiye savaş uçağını düşüren silahın İran’a ait olup olmadığı sorusuna ise şu yanıtı verdi: Hayır, o uçağı düşüren sistem muhtemelen Rusya’ya aitti.
Devrim Muhafızları Komutanı Muhammed Ali Caferi, General Cezayiri’nin ‘Mukavemet cephesinin Suriye’nin yardımına koşacağına’ dair açıklaması gerçekleşecek mi? sorusuna ise şu yanıtı verdi: General Cezayiri, direniş cephesinin gücünü kendi analizi ile ilan etmiştir. Büyük bir kısmının Lübnan’da olduğu İslami direniş cephesine eğer bir gün ihtiyaç duyulursa bunun etkisi görülecektir.
Kur’an-ı Kerim’in açık ifadesiyle Müslümanlar Müslümanların yardımına koşmalıdır. Ve biliyoruz ki direniş cephesi devletlere bağlı değildir.
Devrim Muhafızlarının Zilzal Füzelerinin İsabet Oranı 50 Metrenin Altında
300 kilometrelik bir menzili olan zilzal füzelerinin isabet oranın 50 metrenin altına indiğini belirten general Caferi, bu füzelerin 15 ila 20 yıl önce Devrim Muhafızları tarafından yapıldığını ve şu anda yeni projeyle en üstün konuma getirildiğini söyledi.
Gelişmiş “Ra’ad” Radar Sisteminin Üretimine Başlandı
General Caferi, Devrim Muhafızlarının yeni geliştirdiği hava savunma sistemi olan Ra’ad’ın son derece gelişmiş bir radar sistemi olduğunu ve şu anda yapılma aşamasında olunduğunu söyledi.
İran, “Şahit 129” Adında Füze Atma Özellikli Yeni Bir İnsansız Hava Aracı Geliştirdi
İran Devrim Muhafızları Komutanı General Caferi, İran’ın insansız hava aracı üretmesine değinerek şunları söyledi: “Şahit 129” insansız hava araçları Devrim Muhafızlarının ürettiği en yeni insanız hava aracı olup 24 saat havada kalma, saldırı ve tanıma özelliklerine sahip. Devrim Muhafızlarının kendisinin ürettiği “sedid” füzeleri bu insansız hava araçlarına monte edilmektedir…