İsrail uçakları Suriye Lübnan sınırını bomba yağmuruna tutunca, İsrail’le AKP’nin müttefik oldukları, kabak gibi ortaya çıktı. Bir yanda Türkiye, diğer yanda İsrail, Arabistan, Katar habire Suriye’ye vuruyorlar. Ama bizim satılmış, cemaatçi, Amerikancı medyada tık yok... İsrail, Müslüman bir ülkeyi vuruyor ama bizim Müslümanlarda da tık yok! İslamiyet mi, cehalet mi ikisi birden mi; nasıl bir şey bu?..
Türkiye’den, Suriye’ye yönelen sınır saldırıları durdurulmazsa, Suriye’nin başına yağan İsrail-ABD bombalarına misilleme olarak, pek yakında İran’ın bombaları da bizim başımıza yağacak ve bölgemiz bir dünya savaşına sahne olacak...
Nasıl mı?
1.5 milyon Iraklı Müslüman’ın katledilmesini, altı yüz bin Iraklı kadının ırzına geçilmesini, Türk askerinin kafasına çuval geçirilmesini, ABD’nin PKK’ya her türlü desteği vermesini sessizce sineye çeken ve gıkı çıkmayan AKP Hükümeti, İran’ı yutma senaryosu önüne konulunca esas duruşa geçti ve güya Suriye’li din kardeşlerine sahip çıktı... Ne oldu; gizli mahfillerde hangi rezil pazarlıklar yapıldı? Saf saf soruyorduk; daha dün kardeşim dediğin Esad, ne oldu da bir anda Esed oldu diye? Ne olduğu çıktı mı ortaya?..
ESAD ARAÇ, AMAÇ İRAN; İRAN’A ÇULLANACAKLAR!
Senaryonun temel hedefi, bölgenin sömürülmesine itiraz eden, ABD ve İsrail’e kafa tutan, hesaplarını bozan, enerji yollarını ve İsrail’in güvenliğini tehdit eden İran’ın burnunu sürtüp, etkinliğine son vermektir! Dünya kamuoyunun, Rusya ve Çin gibi güçlü devletlerin tepkisini çekmemek için birinci olarak Suriye’de iç karışıklık çıkarılacak, istikrarı bozulacak, Arap Baharı gevezeliğiyle ambalajlanarak, ABD-İsrail Adi Ortaklığı, bölge haritasını yeniden güncelleyecekti. Katiline aşık olanlar, Türkiye’nin bölünmesi çabalarına bilerek yardımcı oluyorlardı. Şimdi bu senaryonun hangi aşamasındayız; felaketin taşları nasıl döşeniyor, ona bakalım.
Birinci aşama, Suriye’nin karıştırılıp emperyalist müdahaleye hazır hale getirilmesiydi. Bu aşama tamamlanmış görünmektedir. Buradaki tek pürüz, Rusya ve Çin’in ikna edilmesi ve bölgeden uzak tutulması meselesidir. Bu pürüzün aşılması amacıyla, bu cepheden Türkiye, diğer cepheden İsrail, Suudi Arabistan ve Katar elinden geleni yapmakta, saldırıyı zamana yayarak Suriye’nin askeri gücünü yavaş yavaş eritmektedirler.
İkinci aşama, Rusya ve Çin’in devreden çıkması halinde, ezeli dostu ve müttefiki Suriye’yi asla yalnız bırakmayacağı bilinen İran’ın 2500 km. Menzilli füzeleriyle İsrail ve İncirlik’in rahatlıkla vurabileceği biliniyordu ve ABD’nin bu tehdide karşı önlem alınması gerekiyordu. Bu müşkülü aşmak üzere ABD, alt yüklenici olarak, Türkiye kozunu devreye soktu. Dostluk böyle günlerde belli olurdu; hadi bakalım Tayip Bey, iktidar nimetlerine karşılık bir miktar kefaret öde denilince, Tayip Bey, kardeşi Esad’ı satmak için bir an bile düşünmedi...
SALTANAT SALLANMASIN; SEN AĞLAMA BEN AĞLAYIM
AKP Hükümeti’nin insancıl yaklaşımıyla sorun, hem de umulmadık kadar kolay çözüldü. Tayip Bey, güya Müslüman din kardeşlerinin ölmesini istemediği için Kürecik’e Radar Üssü kuracağız diyen ABD Başkanı’na, ne alaka demedi; diyemedi! Sorunun, Türkiye’nin olur’uyla aşılmasına karşın İsrail mızmızlanmaya devam ediyordu: İran’dan fırlatılan füzeler Kürecik Radar Üssünden tespit edilebilirdi ama ya radardan sapan olursa? İsrailli’nin canı can; Müslüman’ın canı patlıcandı; İsrail’e gidecek füzeler bize gelsindi; İsrailli’nin anası yerine Türklerin anası ağlasındı... Ve ABD’nin görevi İsrail’i korumaktı. Koskoca Eşbaşkan Tayip Bey ve Alt Yüklenici Türkiye ne güne duruyordu!
Türkiye’deki bütün meymenetsizliklerin NATO’dan geldiği bilindiği halde, Tayip Bey, NATO yalanıyla yazılan senaryoya ikna oldu. Kürecik Üssünün kontrolünden kaçan İran füzeleri, İsrail’e ve İncirlik’e ulaşmadan yakalanıp imha edilmeliydi. Bu kalkan da ancak patriotların Türkiye topraklarına yerleştirilmeleriyle mümkün olabilirdi. Öyleyse gelsin patriotlar...
DÜNYA-ALEME NE DİYECEKLERDİ; ONA DA ÇÖZÜM BULDULAR
Tayip Bey’in Antakya-Apaydın kampındaki adamlarının karşı tarafa geçip Türkiye topraklarına birkaç top mermesi atması, besleme basının bunu abartması ve kamuoyunun hazırlanması gerekiyordu. Itiraz eden, gerçeği yazan mı vardı; vatansever kalem mi kalmıştı yazacak, dile getirecek-anlatacak yürek mi vardı... Satılmış kalemlerin ülkesinde en kolay iş, toplumu yönlendirmek ve gütmekti... Allah için Tayip Bey de iyi güdüyordu. Sorgulamaya bile gerek duymadılar; hep birlikte suça, vatanın, milletin peşkeş çekilmesine aracılık ettiler... Hangi talimatı aldılarsa, beş fazlasını yazdı, konuştular...
DOSTLARIMIZ DÜŞMAN OLMUŞTU; BİZİ PATRİOTLAR KORUYACAKTI
Suriye, Türkiye’ye saldıracakmış, patriotlar da bizi koruyacakmış... Öyle diyordu hükmet ve besleme basın... Oysa Suriye kendi derdiyle boğuşuyor, ayakta kalmaya çalışıyor, Türkiye’nin dostluğunu arıyordu. Basın bu gerçeği de sansürledi...
Fark etmemiz gereken şu;
Kürecik Füze Kalkanı ve Güneyimizdeki Patriot füze bataryaları, İncirlik Üssünü ve İsrail’i hedef alan İran füzelerini önlemek için yerleştirildi. Bölge haritasına bakanlar bu gerçeği kolaylıkla göreceklerdir. Patriotlar 1991 yılı Körfez savaşından önce, olası bir Irak füze saldırısını önlemek için konuşlandırılmıştı... Savaş bitince sökülüp götürüldü. 2003 yılında ABD’nin Irak’a saldırısından önce tekrar konuşlandırıldı. Sonra tekrar sökülüp götürüldü.
Suriye savaşı, bir ön yoklama, anlama-dinleme ve deneme operasyonudur. Esas hedef İran’dır. Suriye’nin tümüyle bertaraf edilmesinden sonra, İsrail, bu yıl içinde, İran nükleer tesislerini ve stratejik gücünü yıkmak için, uçak ve füzeleri ile saldıracaktır. Kürecik Tesisi ve patriotlar bölgeye bu nedenle konuşlandırılmıştır. Türkiye’nin güvenliği lafı palavradır! Amerika, İsrail’in İran’a saldırısını bölgedeki tesis ve üsleriyle destekleyecektir. ABD’nin bölgedeki en etkili gücü hiç şüphesiz İncirlik Üssü ve yeni tesis ettiği Kürecik füze rampalarıdır. Bu yüzden İran’da, öncelikle bu tesisleri yani Türkiye’yi vuracaktır...
ABD, Irak’ı işgal ederken de İncirlik Üssü’nü aktif biçimde kullanmıştır. İncirlik’ten kalkan ABD uçakları, Irak’ı bombalayıp tekrar geri dönmüştür. Hiç şüphesiz İncirlik Üssü, İran’a yapılacak olan hava harekâtında da kullanılacaktır.
Dolaysıyla İran, misilleme olarak, balistik füzeleri ile İsrail’i, Ortadoğu’daki Amerikan üslerini, Kürecik radarını, ABD’nin İncirlik Hava Üssünü, yani Türkiye’yi vuracaktır.
Demek ki, Suriye ile insaniyet ve İslamiyet adına değil saltanatın korunması adına savaşıyormuşuz; bu bir... İki; Tayip Bey’in saltanatı ve elin iti-uğursuzu için bir savaşın ve bölünmenin eşiğindeymişiz...
Murtaza DEMİR