İmam Hamaney’in İslam modeli üzerinden kalkınma projesi

Rate this item
(0 votes)

 İmam Hamanei, İslami değerler üzerinden kalkınma modelinin tasarlanmasını büyük, onurlu, uzun vadeli ve derin bir çalışma olarak niteledi ve bu modelin gerçekleşmesi için toplumun önde gelen seçkin kesimleri arasında tartışılması gerektiğini vurguladı.

İranlı kalkınma model tasarımı yüksek konseyi düşünce kurumlarının üyeleri ile görüşmesinde bu açıklamayı yapan İmam Hamanei, kalkınmanın İslam-İran modelini tasarlamanın aslında İslam inkılâbının ürününü sunmaktan ibaret olduğunu ve yine İslam düşüncesine göre tüm alanlarda gelişmiş, yeni bir medeniyetin tasarımı sayıldığını bu yüzden çalışma ufkunun uzun vadeli ve derin olması gerektiğini beyan etti.

Günümüz dünyasının batı medeniyeti ve kalkınma modelinin etkisi altında olduğunu ve batı medeniyetinin yaşamın tüm alanları üzerinde sulta kurduğunu kaydeden İmam Hamanei, bu şartlarda İslam-İran kalkınma modelini tasarlamak için büyük cesaret gerektirdiğini ifade etti.

İmam Hamanei bu hareketin esas ruhunun, düşünce olduğunu ve uzun vadeli sayılan bu süreçte her türlü muhtemel eksiklik veya kusurun düzeltilebileceğini belirterek, bu harekette her türlü acelecilikten kaçınmak, yeni deneyimleri ve genç yetenekleri kullanmak ve böylece hareketin motorunun sürekli çalışmasını sağlamak gerektiğini vurguladı.

İran’ın nano teknoloji, nükleer teknoloji ve savunma sanayii kurumları gibi gelişmiş bilimsel merkezlerinde genç bilim adamlarının faaliyet gösterdiğine vurgu yapan İmam Hamanei, gençlere güvenmek gerektiğini, çünkü gençlerin enerjisinin tükenmeyen enerji olduğunu ifade etti.

İmam Hamanei, İslam-İran kalkınma modelinin tasarımında çalışmanın esası olarak İslam ilkelerini göz önünde bulundurmak gerektiğini tasarımın tüm aşamalarında İslam ilkelerine titizlikle uyulması gerektiğini ve bu konuda asla müsamahakâr davranmamak gerektiğini vurguladı.

Dini ilimler merkezinin kapasitelerinden bu süreçte yararlanmanın zaruretine vurgu yapan İmam Hamanei, kalkınmanın İslam-İran modeli tasarlanırken düşünce, bilim, maneviyat ve yaşama alanları üzerinde durmak gerektiğini, bu dört alan arasında düşüncenin, diğerlerine nazaran daha köklü olduğunu kaydetti.

Read 1579 times