Beyat Zencani'nin Oruç Hakkında Tartışma Yaratan Fetvasına Cevap

Rate this item
(0 votes)

Esedullah Beyat Zencani, oruç hakkında yayınladığı en son fetvasında tartışmalara neden oldu. Beyat Zencani'nin fetvasının yayınlanmasının ardından Kum ilmi havzalarında ve İran medyasında eleştirilere neden oldu. Beyat Zencani, Türkiye medyasında da tartışılan fetvasında şöyle demekte: "Oruç tutup fakat susuzluğa dayanamayanlar, susuzluklarını giderecek kadar su içebilirler. Böyle bir durumda oruç bozulmaz ve kaza yapmaya da gerek yoktur."

 Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA- Beyat Zencani, fetvasında susuzluğu giderecek miktarın sınırının ne kadar olduğunu açıklamadı.

Bu konuda şu sorular akla gelebilir: Acaba bir bardak su yeterli midir, yoksa birkaç bardak su içilebilir mi? Acaba oruçlu gün içinde bu hakka bir kez mi yoksa birkaç kere mi sahiptir? Su içen eğer dayanamayıp çok su içerse bu durumda orucunun hükmü ne olur?

Beyat Zencani, birkaç yıl önce taklit merci olduğunu iddia etmiş ve bir ilmihal ve resmi bir internet sitesi ile fetva vermeye başlamıştı.

Taklit mercilerini resmi olarak açıklayan kurum olarak bilinen Camiul Müderrisin Beyat Zencani'nin ismini açıklamamış ve onaylamamıştır. Camiul Müderrisin tarafından taklit mercilikleri onaylanan müçtehitler şu isimlerden oluşmaktadır:

Ayetullah uzma Seyyid Ali Hamaney, Ayetullah uzma Vahit Horasani, Ayetullah uzma Şubeyri Zencani, Ayetullah uzma Mekarim Şirazi, Ayetullah uzma Safi Gulpeygani ve Ayetullah Seyyid Ali Sistani.

 http://www.jameehmodarresin.org/

Görüldüğü gibi Beyat Zencani, bu isimlerin arasında bulunmamaktadır. Kum İlmi Havzalarında da kendisi bu üne sahip değildir.

 Beyat Zencani ayrıca İran'da 2009 yılında yapılan seçimlerde kargaşalar yaşanmasına ve ülkede bir iç savaş çıkartmak için çaba sarf eden iç ve dış komplolar sırasında fitnenin başı olarak anılan Mir Hüseyin Musevi ve Mehdi Kerrubi'ye açık destek vermiş ve bu konuda bir çok bildiri yayınlamıştı.

Beyat Zencani'nin verdiği bu fetva şimdiye kadar hiçbir Şia alimi tarafından verilmemiş ve tarihte böyle bir fetvanın bir örneği bulunmamaktadır.

Susuzluğa Dayanamayan Oruçlunun Hükmü

Oruçlu birisinin ancak şiddetli meşakkat ve hastalık durumunda orucunu açabileceği ve sonradan kazasının tutulması konusu Şia ve Ehli sünnet fakihleri arasında ittifak edilmiş ve icma edilen bir konudur. Şimdi Şia ve Ehli sünnetin bu konudaki görüşlerini kısaca sunuyoruz:

Konu hakkında Şia taklit mercilerin fetvaları şu yönde:

Ayetullah uzma Seyyid Ali Hamaney: İnsan, zaaf ve susuzluktan dolayı orucunu yiyemez, ancak eğer zaaf ve susuzluğu normal şartlar altında dayanılmayacak bir durumdaysa, bu durumda her ne zaman herc-ü (merce) düşerse iftar edebilir, ancak gerçek anlamda herc-ü (merce) düşmezse orucunu batıl edemez.

Ayetullah uzma Mekarim Şirazi: Eğer oruçlu kişi, tahammül edilemeyecek kadar susuz olur veya hasta ve telef olmaktan korkarsa zaruret miktarınca su içebilir, ancak bu şahısın orucu batıl olur ve eğer Ramazan ayında olursa günün geri kalanını imsak (bir şey yemeden içmeden oruçlular gibi) geçirmelidir.

Ayetullah Seyyid Ali Sistani: Her ne kadar şiddetli olsa da zaaf tek başına orucu bozmak için yeterli bir sebep değildir, meğer meşakkatte (şiddetli güçlüğe) sebep olursa, bu durumda zaruret miktarınca bir şey yiyip içmek caizdir, ancak sonradan bu günün kazasını tutmalıdır.

Beyat Zencani'nin fetvasını dayandırdığı rivayete gelince bu rivayet susuzluktan dolayı helak olmaktan korkanlar için geçerlidir. Zaten hadiste bu açıkça beyan edilmiş ve susuzluktan dolayı ölmekten korkanların susuzluklarını giderebilecek kadar su içebilecekleri beyan edilmiştir. İslam alimleri hastalık ve şiddetli meşakkat durumunda orucun bozulabileceğini bu gibi hadislere dayandırarak vermektedirler.  Beyat Zencani'nin buradaki hatası, orucun bozulmadığını iddia etmesidir. Halbuki konu hakkındaki ayet ve hadisler tevatür haddinde olup konu hakkında icma edilmiştir. Dolayısıyla Beyat Zencani'nin fetvası şaz ve itibar edilebilecek bir görüş değildir. Görüşü ancak kendisini ve eğer kendisine bağlı olanlar varsa onları bağlar. Konunun Şia ve Ehlibeyt mektebiyle hiçbir ilgisi bulunmamaktadır.

Sünni dünyasının bir numaralı ismi olarak bilinen Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Doktor Yusuf el Kardavi'nin son yıllarda yayınladığı fetvalarla bu fetvayı kıyasladığımız zaman Beyat Zencani'nin fetvası devede kulak kalır. Suriye'de sivil halkın bile öldürülebileceğinin fetvasını veren Kardavi açıkça İslam ve Müslümanların bir numaralı düşmanı olan NATO'yu Suriye'de göreve çağırmış, Irak Başbakanı Nuri el Maliki'ye sırf Şia mezhebinden olduğu için ölüm fetvası vermişti. Cübbeli Ahmet diye bilinen cehl-i mürekkep bataklığına düşmüş mutaassıbın verdiği İslam karşıtı fetvalar, Amerikancı İslam'ın bir numaralı uygulayıcısı olan Fethullah Gülen isimli sözde İslam aliminin verdiği gülünç fetvalar, Suudi Arabistan, Mısır, Kuveyt vb. gibi ülkelerin kukla alimlerin verdikleri fetvaları ise saymaya bile gerek duymuyoruz…

Beyat Zencani, hata yapan ilk kişi olmadığı gibi sonda olmayacaktır. Her gün dünyanın her yerinde bir çok İslam alimi yanlış fetva vermektedir. Bizlere düşen a'lem müçtehidi belirleyerek (Ayetullah Seyyid Ali Hamaney başta olmak üzere yukarıda adlarını yazdığımız müçtehitlerden biri olabilir) zamanın İmamı ve Resulullah'ın (s.a.a) son halifesi olan İmam Mehdi (a.f) gelene kadar bu şekilde amel etmektir. Bu tür asılsız ve şaz fetvalardan kaçınmak ve uzak durmak bizim bu dönemdeki en önemli görevimizdir.

 

Read 1455 times